Bağımsız Milletvekili Hasan Hami Yıldırım: Hukuk garabeti yaşanıyor. İlk dalgada yaşanan hukuksuzluklar bir başka versiyonuyla devam ediyor. Hukuk çerçevesinde yapılması gereken işlemler intikam hırsı ile devam ediyor. Başka soruşturmaları örtmek amacıyla emniyette başarılı görevlerde bulunmuş insanlar cezalandırılıyor ve itibarsızlaştırılıyor. Yaşananlar hukuksuzluğun geldiği son noktadır. Yargı mensuplarının odasında başka şahısların sorular yöneltmesi kabul edilebilir bir şey değildir. Bu duruma tepki gösterenler de ilginç bir şekilde kamuoyunda itibarsızlaştırılıyor. Hukuk kendi içinde sıkıntılar yaşıyor.
BU HUKUKSUZLUKLARIN DA HESABI 12 EYLÜL GiBi SORULUR
Anayasa Komisyonu Üyesi ve MHP Konya Milletvekili Faruk Bal: 12 Eylül darbesini bu memleket gördü. Çok sıkıntı çekti. Oradaki hukuksuzlukları yaratan başta ihtilalin başı olan Kenan Evren olmak üzere tüm sorumlular yargıya taşındı. Aynen 12 Eylül gibi, 500 bin kişiyi içeri alacağını söyleyen savcı da benzer bir hukuksuzluk yapıyor. Onlara talimat verenler dahil olmak üzere bunun hesabı bu işe karışan herkesten hukuk önünde sorulur. 17-25 Aralık büyük yolsuzluk operasyonundan önce AKP'nin paralel yapı diye bir sorunu yoktu. 17-25 Aralık operasyonu ile kara para aklama rüşvet altın kaçakçılığı ayakkabı kutularında paralar bakan çocuklarının yatak odalarında kasalar sırt çantalarında bavullarda milyon dolarlar ortaya çıkınca AKP bu delilleri ortadan kaldırabilmek bu delilleri elde etmiş olan yargı ve güvenlik güçlerini susturabilmek için bir paralel devlet icat etti.
KiN VE İNTiKAM TEMELLİ
CHP Milletvekili Atilla Kart: Soruşturmayı yapan mekanizmaların ön yargılı olmasının ötesinde bu soruşturmayı şekillendiren 'Kaç İsmailler' var. Bunlar devletin kamu gücüyle legal ve illegal unsurları kullanarak soruşturmaya kin ve intikam temelli talimat veriyorlar. Bu soruşturmanın hukuka uygun bir şekilde yapılmadığı tamamen kin ve husumet üzerine yürüdüğü ortadadır. Yasal anlamda dayanağı da yoktur.
DERHAL SORUŞTURULMALI
Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Avukat Mehmet Kasap: AİHM'ye göre yargılamanın adil olması kadar, adil olduğunun taraflarca görülmesi de önemlidir. Anayasamıza göre hiç kimse hakim ve savcılara emir veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. İddia edildiği gibi; bir şüphelinin yanında müdafisi olmadığı halde savcının odasında kimliği belirsiz bir kişi tarafından sorgulanması, ‘itirafçı ol senin kurtarırız’ denilmesi, dosya kapsamında olmayan suçlamalar isnat edilmesi ve doğruysa bu duruma savcı tarafından göz yumulması yargılamaya egemen ilkelerin tamamının ihlal edilmesidir. Bu iddianın derhal resen soruşturulması ve iddia edilen savcının derhal dosyadan el çektirilmesi gerekir. Kanun dışı menfaat temin etme hususunun da ciddiyetle soruşturulması zaruridir.
YARGIYA AĞIR BiR DARBEDiR
Herkes İçin Adalet Platformu Başkanı Avukat Uygar Ergin: Savcı zanlıyı sorgularken, odada sivil bir şahsın bulunması, yanında müdafisi bulunmayan zanlıya sorular sorması, sorgulanan şahsı yönlendirmeye çalışması ve bir takım vaatlerde bulunması, hukuk tarihimizde eşi rastlanmayan uygulamalardan biridir. Söz konusu iddiaya göre, savcının bu olay yaşanırken sessiz kalması ve izin vermesi,soruşturmadan hemen el çektirilmesini gerektirmektedir.
22 Temmuz operasyonu ile Çağlayan Adliyesi'nde görülmeye başlanılan olağanüstü, hukuka aykırı eylemler, ülkemizin yargı sistemine, tarafsızlığına ve güvenilirliğine çok ağır darbeler vurmuştur.
Bugün