Anadolu Üniversitesi’nin Açık
öğretim İlahiyat Fakültesi ön lisan programında bir
inci sınıfta öğrencilere verilen Din Hizmetlerinde İletişim ve Halka İlişkiler kitabında, evrim teorisine
destek veren şok ifadeler...
Kitapta din hizmetinde bulunacak kişinin
iletişimi üzerinde duruluyor. Konuya girmeden önce insanların konuşmayı nasıl öğrendiğini anlatan kitap, bir yerde öyle bir cümle kullanıyor ki “bir ilahiyat kitabında bu nasıl olur” dedirtiyor.
EVRİM TEORİSİNE DESTEK GİBİ AÇIKLAMA
Kitaba göre insan ilk yaratıldığında konuşmayı bilmiyordu ve “evrim süreci”nde bağırtılarını sözcük seslerine dönüştürerek konuşmasını öğrenmişti. Kitabın 33’üncü sayfasında geçen şu cümleler çok tartışılacak:
“Araştırmalardan öğrenildiğine göre ilk insan vücudunda var olan ses aletini kullanmasını bilmeseydi onu sindirim aygıtının bir parçası gibi doğal olarak da yaşayabilmesi için soluk alma, yemek yeme aracı yerine kullanmaktaydı. Uzun yıllar geçtikten sonra insanlar yalın sesler çıkarmaya ve o seslerle bir çok kavramı anlatmaya başlamıştı.”
Aynı kitabın 35’inci sayfasında telaffuz
tarif edilirken insanın insanlaşması sürecinden söz ediliyor:
“İnsanın insanlaşmasında baş etmen olan el beyin ilişkisi doğrultusunda, doğal hayvansal sesleri bağırtılarla çığlıkları, evrim süreci içinde sözcük seslerine dönüşmesine telaffuz denir.
ayetlerde
Allah’ın Hazreti Adem’e konuşmayı öğrettiği açıkca belirtilmektedir.
Bakara Suresi 31. Ayet: “Allah Adem'e bütün isimleri, öğretti. Sonra onları önce meleklere arzedip: Eğer siz sözünüzde sadık iseniz, şunların isimlerini bana bildirin, dedi. “
Bakara Suresi 32. Ayet: “Melekler: Ya Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz alim ve hakim olan ancak sensin, dediler. “
Bakara Suresi 33. Ayet. “(Bunun üzerine: ) Ey Âdem ! Eşyanın isimlerini meleklere anlat, dedi. Adem onların isimlerini onlara anlatınca: Ben size, muhakkak semavat ve arzda görülmeyenleri (oralardaki sırları) bilirim. Bundan da öte, gizli ve açık yapmakta olduklarınızı da bilirim, dememiş miydim? dedi.”
Kitabın editörlüğünü
profesör bir ilahiyatçının, Prof. Dr.
Cemal Tosun’un yapmış olması da ayrıca düşündürüyor.
Moralhaber.net