Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası AKP'nin içinde bulunduğu durumu analiz eden Nazlı Ilıcak bir yazı kaleme adlı. Ilıcak kamuoyunda pek bilinmeyen çarpıcı detaylar paylaştı. İşte Nazlı Ilıcak'ın Bugün'deki o yazısı:
AK Parti’de sular kaynıyor. Dışa vuran tebessümlere ve kendinden emin tavırlara bakmayın. Er geç, rahatsızlık gözle görülür hale gelecek. Her şeyden önce, Yalçın Akdoğan’ın müdanasız konuşmaları tepki çekiyor. Meselâ, “Bu hareketin kimseye diyet borcu ve açık hesabı bulunmamaktadır” cümlesi… Ya da A Haber’e yaptığı açıklama: “Yeni başbakan kalıcı olacak ve 2023 hedefi için çalışacak.”
AKP'NİN HARCI
Akdoğan, Abdullah Gül ya da Bülent Arınç gibi isimleri, bu sözleriyle değersizleştiriyor. AK Parti siyasi hareketi sanki Erdoğan ile başlamış gibi gösteriyor. Oysa, bunun gerisine gidersek, temelinde Fazilet Partisi içindeki “Yenilikçi” hareketi görürüz. Yenilikçi hareketin lideri de Abdullah Gül’dü. Gelenekçilere karşı Yenilikçiler, daha modern, daha sevimli, hoşgörülü ve kucaklayıcı bir çizgiyi temsil ediyordu. AK Parti’nin harcında bu gayretler var. Eğer Gül, Recai Kutan’a karşı kongreyi kazansaydı, muhtemelen Fazilet Partisi kapanmaz, AK Parti diye bir parti de ortaya çıkmazdı.
ERDOĞAN'IN İŞİNE GELMİYORDU
Fazilet Partisi içinde yer alanların bildiği, fakat pek fazla konuşulmayan bir gerçeği burada paylaşmak istiyorum. Tayyip Erdoğan, o tarihte siyasi yasaklıydı ve Abdullah Gül’ün genel başkan olması, kendi önü kesileceği için işine gelmiyordu. Yenilikçi grupla birlikte hareket ediyordu, fakat tercihi, Abdullah Gül’ün Recai Kutan karşısında kaybetmesiydi. 140 delegesi olan İstanbul ili belirleyiciydi. İstanbul Kongresi’nde İl Başkanı Numan Kurtulmuş, “Yenilikçiler ve Gelenekçiler aralarında Büyük Kongre delegelerini paylaşsınlar” teklifini getirdi. Yenilikçi ekip buna rıza gösterecekti, ama birden bire bir Ali Cengiz oyunu sergilendi. Ekrem Erdem -ki Tayyip Erdoğan’ın çok yakını bir politikacıdır- kürsüye fırladı, son derece sert bir konuşma yaptı; “Bu teklifi reddediyoruz” deyiverdi. İstanbul İl Başkanlığı’na Mehmet Müezzinoğlu’nu Yenilikçilerin adayı olarak gösterdi.
GÜL KUTAN'I GEÇERDİ
Büyük Kongre’de, Recai Kutan 633’e 521 oyla genel başkan seçildi. İstanbul’da uzlaşma sağlansaydı, sonuç çok farklı olacaktı. Muhtemelen Gül, Kutan’ı geçerdi. Geçmese bile, Kutan 15-20 daha az oy alsa, 2’nci tura kalacaktı. Onca baskıya rağmen Gül’e bu kadar teveccüh olduğuna göre, 2’nci turda, Yenilikçiler’in kazanması kuvvetle muhtemeldi.
GÜL AKP'NİN ÇEKİRDEĞİ
“AK Parti” derken, Erbakan’ın tek adam yönetimine ve dışarıdan müdahalesine karşı demokratik mücadele başlatan Yenilikçiler’i hatırlamamak mümkün mü? Bülent Arınç, Mustafa Baş, Mehmet Ali Şahin, Salih Kapusuz, Abdüllatif Şener, Azmi Ateş gibi Refah Partisi’nin geçmişindeki seçim zaferlerinde önemli rol oynayan isimler, kolları sıvadılar, bütün vilayetleri gezdiler, Abdullah Gül’ün arkasında saf tutarak, hem parti içi demokratik bir yarışa imza attılar hem de Fazilet Partisi kapandıktan sonra doğan AK Parti’nin ilk çekirdeğini oluşturdular.
"HER ŞEY RAYINDA" MESAJI
Sırtını Erdoğan’a dayadığı belli olan Yalçın Akdoğan’ın sözleri, partiye uzun yıllar hizmet etmiş, harcında emeği olan insanları elbette üzüyor. İstediğiniz kadar “her şey rayında” mesajı verin. Bir nehrin doğal mecrasını değiştiremezsiniz; Abdullah Gül’ü sıradan bir politikacı hüviyetinde bırakamazsınız.