AİHM'in Türkiye'yi mahkûmiyetinden sonraki ilk
Hrant Dink davasında avukatların dinlenmesini isteyeceği Zirve davasının
tanıklarından
Erhan Özen ilk kez konuştu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM), Hrant
Dink cinayetinde Türkiye'yi suçlu bulmasının ardından, Dink davasının ilk duruşması bugün yapılacak. Duruşmada Dink'in avukatları, hem Dink cinayeti hem de
Malatya'daki
Zirve Yayınevi Katliamı davasında tanık sıfatıyla verdiği ifadelerle gündeme gelen Erhan Özen'in açıklamaları hakkında, mahkemeden inceleme yapılmasını talep edecek.
1997 ile 2005 yılları arasında
JİTEM'de haber elemanı olarak çalıştığını iddia eden ve
gasp suçundan
Çorum İskilip Açık Cezaevi'nde
tutuklu bulunan Erhan Özen, ilk kez konuştu. Özen çarpıcı iddialarda bulundu.
Hrant'tan Zirve'ye
Malatya'da misyonerlere yönelik katliamla, Hrant Dink cinayetinin aynı yapılanma tarafından gerçekleştirildiğini iddia eden Özen, bu cinayetlerin
Kafes Eylem Planı kapsamında işlendiğini söyledi. Dink cinayeti öncesinde Agos gazetesinin bulunduğu caddeyi fotoğrafladığını ifade eden Özen, Dink'in Agos'un önünden bir araçla alınarak ‘Yabancılar Mezarlığı'na götürüldüğünü ve aralarında
Ergenekon tutuklusu
Sevgi Erenerol'un da olduğu kişiler tarafından uyarıldığını iddia etti.
Edremit'te askerlik yaptığı sırada kolordu komutanının vasıtasıyla Ergenekon davasının sanıkları olan eski
Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve AKP
Balıkesir eski
Milletvekili Turan Çömez'le görüştüğünü daha sonra yapılanmaya katıldığını belirten Özen, şu açıklamaları yaptı:
Veli Küçük'le üç kez görüştüm
Yusuf ve
Şiran kod adlı şahıslarla tanıştım. Sonra süreç kendiliğinden gelişti.
Veli Küçük'le üç defa ortama girdim. Veli Küçük'le bir defa
Fenerbahçe Ordu Evi'nde görüştük. Sarıyer'de bulunan Kalender Ordu Evi'nde de biraraya geldik. Bir kere de Gebze'de görüştük. Veli Küçük ve Tekin arasında irtibatı sağlayan kişiler Yusuf ve Şiran'dı. Ergenekon davasında
gizli tanık olarak verdiğim ifadelerde bu kişilerle ilgili eşkal bilgilerini savcılığa verdim. 2000 yılında
Muzaffer Tekin JİTEM kimliği verdi. Her yerde geçerliliği vardı. O kimlikle iki defa yurtdışına çıkış yaptım. Cezaevine girmeden bir hafta önce de
imha ettim. Bu olaylardan sonra herkes bu kimlikleri imha etmiştir. Ama JİTEM'in inkâr edilen kayıtları Jandarma İstihbarat'ının kendi arşivinde var.
Malatya'daki misyonerler
Küçük ve Tekin'in 2004'te Kalender Ordu Evi'nde biraraya gelmesinin ardından Yusuf ve Şiran kod adlı kişiler Malatya'da misyonerlik
eylemlerinin arttığını, bunların bertaraf edilmeleri gerektiğini söyledi. ‘
İnönü Üniversitesi'nin rektörü bize bu konuda alt yapıyı sağlıyor' diyorlardı. 2004 yılının sonlarında Muzaffer Tekin'le
İnönü Üniversitesi rektörünün Malatya'da biraraya geldiğini de biliyoruz. O davadaki Varol Bülent Aral'ın, Muzaffer Tekin'le bağlantısını biliyorduk. Adıyaman'da Veli Küçük ile Varol Bülent Aral bir kere görüşmüşlerdi. Bu sırada Hrant Dink de gündeme gelmişti. Türkiye'de azınlıklara karşı faaliyetler düzenleyip hükümetin üzerine yıkmak gibi düşünceleri vardı.
Kafes sanıkları devrede
Kafes Eylem Planı sanıkları Ercan Kireçtepe ile Levent
Bektaş'ın Hurşit Tolon'la aralarının iyi olduğunu biliyorduk. Bektaş ve Kireçtepe Malatya olayında hazırlayıcı konumundaydılar. Muzaffer Tekin ve Veli Küçük'le sık sık görüşüyorlardı.
Dink'i kaçırıp uyardık
Agos'un etrafında fotoğraflama çalışmaları yaptım. Agos'un çevresini, oranın trafiğini, gidiş dönüşlerini, Agos'a giren çıkan herkesi çekiyordum. Şiran, Hrant Dink için ‘bu adamın kalemi kırıldı artık, pisi pisine gidecek' diyordu. Hrant Dink'i Agos'un önünden arabayla aldık. Yolda hiçbir konuşmamız olmadı. Yabancılar Mezarlığı'na gittik. Bir müddet Hrant Dink o arabada kaldıktan sonra Yusuf'la döndü. Daha sonra ben diğer araçtakinin Yusuf ve Şiran'dan
Sevgi Erenerol olduğunu öğrendim. Hrant Dink'in uyarıldığını söylüyorlardı.
TARAF