İmha işleminde görev alan
subay, memur ve erler, savcılara
tanık olarak verdikleri ifadede
imha işlemini detaylı bir şekilde anlatıyor. Yapılan işlemle "
delilleri karartma ve yok etme suçu" işlendiğini vurgulayan hukukçular, emri verenlerin yargılanması gerektiğini belirtiyor.
Meçhul subayın,
İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın
12 Haziran 2009'da
Taraf Gazetesi'nde yayınlanmasından sonra Genelkurmay'da
belge imha işleminin gerçekleştiği yönündeki ihbarı gerçek çıktı. İmha işleminde görev alan 20 subay, memur ve er,
Albay Dursun Çiçek imzalı planın kamuoyuna yansımasından sonra belgelerin kağıt kırpma makinesiyle imha edildiğini doğruluyor. Kaos iddianamesindeki tanık ifadeler, yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Hukukçular, imha emrini verenler hakkında 'suça iştirak ve suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme' iddiasıyla
soruşturma yürütülmesi gerektiğini belirtiyor. İrticayla Mücadele Eylem Planı'yla ilgili yüzlerce
avukat adına suç duyurusunda bulunan ve iddianamede müşteki olarak yer alan Evrensel Hukukçular Platformu Başkanı Avukat Hasan
Hüseyin Tanrıverdi, emri verenlerin ve delilleri karartanların dosyaya dahil edilmesi gerektiğini söyledi.
Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Avukat
Sinan Kılıçkaya, imha işlemiyle ceza hukuku yönünden iki suçun işlendiğini vurguladı. Savcıların sorumlular hakkında
dava açmasını istedi. Eski cumhuriyet savcılarından
Reşat Petek, özellikle örgütsel suçlarda
eylemi gerçekleştirenlerle onlara
yardım edenlerin veya sonra bunun soruşturma sırasında ortaya çıkmaması için belgelerin yok edilmesi işlemini yapanların diğer eylemlere karışmamış olsalar bile tek başına bundan sorumlu olduğunu kaydederken; Gültekin
Avcı, Türk
Ceza Kanunu'nda 282. maddeye göre de suç delillerini karartmak ve gizlemenin suç olduğuna dikkat çekti.
Belgelerin imhası suçu kuvvetlendirecek bir olay
Gültekin Avcı (Eski
Cumhuriyet Savcısı): Bilgi ve belgelerin imha edilmesi olayı her şekilde Dursun Çiçek ve diğer kişiler açısından suçun daha kuvvetlenmesini ortaya çıkaracak olaylardır. Eğer kişi suçluluk psikolojisi içindeyse bunları yok eder. Değilse fazla kaygılanmaz. Kriminoloji bilimi bunu inceliyor. Türk Ceza Kanunu'nda 282. maddeye göre de suç delillerini karartmak, gizlemek ayrı bir suçtur. Dursun Çiçek
terör örgütü üyesi olarak yargılanacağı için, bu veri kuvvetli bir delil olarak hakimler tarafından değerlendirilecektir. Bu çok kuvvetli bir suç olgusunu ortaya çıkarır. İleri seviyede bir suçlu şüphesi oluşur. Böyle durumlarda tutuklama gereklidir. Mahkeme zaten kendi inisiyatifi ile
yakalama kararı çıkardı.
Delilleri ortadan kaldıranlar da suçludur
Reşat Petek (Emekli
Cumhuriyet Savcısı): Delillerin karartılması eğer haklarında soruşturma yürütülen kişiler tarafından bizzat yapılıyorsa delillerin karartıldığına dair yeni bilgilerin ortaya çıkması o suçla itham edilen kişilerin suçu işlediklerine dair kuvvetli delil ve emarelerin oluştuğu anlamına gelir. Ama özellikle örgütsel suçlarda eylemi gerçekleştirenlerle onlara yardım edenler veya sonra bunun soruşturma sırasında ortaya çıkmaması için belgelerin yok edilmesi işlemini yapanlar diğer eylemlere karışmamış olsalar bile tek başına bundan sorumludur. Ayrı bir suç teşkil eder bu. Bir davanın kovuşturma aşamasında bu tip yeni bilgilerin, bulguların ortaya çıkması davanın genişletilerek devam etmesi anlamına gelir.
Hem delil karartma hem de suça iştirak var
Sinan Kılıçkaya (
Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı): Burada ceza hukuku yönünden iki suç vardır. Birincisi delillerin karartılması suçu, ikincisi suça iştiraktir. Her halükarda belgelerin imhası iki suçtan birine girer. Dursun Çiçek'le birlikte hareket ettiklerinden dolayı imha etmişlerse ağırlaştırılmış müebbetle yargılanmamalılar. Her halükarda TCK'ya göre suçtur. Çiçek'in eylemi birden çok kişiyle yapılması gereken eylemdir. Oradaki delilleri karartmakla birlikte hareket edildiği anlaşılır. Aynı organizasyonda iştirak halinde oldukları anlamı ortaya çıkar. Savcılık bu suça karışan tüm şüphelileri ortaya çıkarmalıdır. Bir kişiyle konuyu kapatmamalıdır. Suça karışanların Çiçek'le yargılanmaları gerekir.
Gerekli girişimlerde bulunacağız
Hasan Hüseyin Tanrıverdi (Evrensel Hukukçular Platformu Başkanı): İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın ortaya çıkmasından sonra Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde emir üzerine bir kısım delillerin yok edildiği, basına yansımıştı. İddianamede de yapılan imha işlemi tanıklar tarafından açıkça ikrar ediliyor. Müşteki sıfatıyla dosyaya dahil olan Evrensel Hukukçular Platformu, yargılama sürecinde bu konunun takipçisi olacaktır. Yok edilen delilleri doğrudan bu davayla ilintili olduğu ve amacının delillerin ortaya çıkmasını engellemek ve bu davanın sonucunu etkilemek olduğu kanaatindeyiz. Mahkeme aşamasında, bu konuda emir verenlerin ve delilleri karartanların da dosyaya dahil edilmesi için gerekli her türlü hukuki girişimde bulunulacaktır