İstanbul Özel Yetkili
Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nin
KCK'nın üst yapılanması Önderlik Komitesi'ne yönelik gerçekleştirdiği
operasyon Öcalan'ın
avukatları aracılığı ile
terör örgütünün
eylemselliğini yönettiği ve yönlendirdiğini ortaya koydu. Soruşturmada Öcalan'ın talimatlarının ardından gerçekleştirilen kanlı terör eylemleri de tek tek tespit edildi.
“ADAM GİBİ SAVAŞSINLAR”
Öcalan, kan donduran ilk talimatını 14
Mart 2010'daki avukat görüşmesinde verdi. Sadece örgüt yöneticilerine iletilen görüşme notlarının birinci versiyonunda yer alan notta Öcalan'ın “Daha önce de söyledim buradan savaş kararı veremem.
Savaş kararı vereceklerse kendileri değerlendirip kendileri verirler. Bunun sorumlusu da ben değilim.Hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmiyorum. Daha önce de söyledim savaşacaklarsa da adamgibi savaşmalılar” ifadeleri yer aldı.
Bu talimatın ardından eylemlerini belirgin bir şekilde artıran
terör örgütü, 2010
Nisan ayında 1 askeri şehit ederken 5 askeri de yaraladı.Ogünlerde yapılan operasyonlarda 3 kilo A4
patlayıcı, 1 kg civarında TNT patlayıcı ve 3 adetmayın ele geçirildi. Öcalan son kanlı eylem talimatını 27 Temmuz 2011'deki avukat görüşmesinde verdi. Yine sadece örgüt yöneticilerine iletilen görüşme notunda şu şok ifadeler yer aldı:
“Bunu iyice anlatın, sertçe anlatın.
Kandil'e de söyleyin, zaten sözlü olarak konuşuyorsunuz, onlara da iyi anlatın. Kandil de BDP de şunu bilmeli. İkide bir biz
halkı tutamıyoruz, biz kitleyi zor durduruyoruz, kitle
patlama noktasındadır diyorlar. Bırak o zaman patlıyorsa patlasın. Sorun çözülmezse
devrimci halk savaşını başlatırız, savaşa da barışa da hazırız diyorlar. Eeee o zaman yap salak! Seni tutan mı var. Yap, yapmazsan şerefsizsin. Yaparmısın yapmaz mısın sen bilirsin. Ama bu şekilde daha fazla benim üzerime yıkma.
Türkiye de, ikide bir bitireceğiz, şöyle bitireceğiz diyor. Eğer bitirmezsen senden daha rezili yoktur.”
HERKES EYLEMİN HEDEFİNDE
Bu talimatın hemen ardından KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat
Karayılan 8
Ağustos 2011'de örgütün yayın organı
FıratHaber Ajansı'nda çıkan açıklamasında AK Parti'yi suçlayarak savaş kararını açıkladı. Terör örgütünün
taşeron kolu TAK da 21 Ağustos tarihli açıklamasında “Gerçekleştirecekleri saldırılarda sınır tanımayacakları,
sivil ve turist fark etmeksizin herkesin eylem hedefi olacağını” belirtti.
Öcalan'ın 27 Temmuz talimatının ardından
ülke genelinde terör örgütünün gerçekleştirdiği eylemlerde 68 asker, 19 polis, 9
korucu şehit olurken 141 asker, 160 polis, 6 korucu da yaralandı. Ayrıca bu saldırılarda 36 sivil hayatını kaybederken 164 sivil de yaralandı.
DEMİRTAŞ AYNEN UYGULADI
Öcalan'ın avukatlarına yönelik yapılan operasyon çarpıcı bir detayı gün yüzüne çıkardı. Öcalan'ın talimatlarının en
küçük ayrıntısına kadar yerine getirildiği belirlendi. Savcılık konuyla ilgili ilginç bir detayı deşifre etti. Buna göre 17
Eylül 2010'da avukatlarıyla görüşen Öcalan, okulların açıldığı bu dönemde BDP
Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'a “Mutlaka bir
basın açıklaması yaparak, ben çocuğumu Türk okullarına göndermiyorum demesi lazım” şeklinde talimat gönderdi.
İKİ GÜN İÇİNDE YERİNE GETİRDİ
Bu notun iletilmesinden sadece iki gün sonra BDP Genel Başkanı Demirtaş'ın
PKK'nın yayın organı Fırat Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada Öcalan'ın talimatını yerine getirdiği anlaşıldı. Ayrıca Öcalan'ın PKK'ya ulaştırmak istediği önemli talimatları diğer
mahkumlar üzerinden Önderlik Komitesi'nde görevli avukatlara ilettiği tespit edildi.
ORTA ŞİDDETTE SAVAŞ ÇAĞRISI
Öcalan'ın, 2
1 Nisan 2010'da yaptığı görüşmede uzlaşma olmazsa kentlerde
ayaklanma ve orta şiddette savaş çıkarılmasını istediği belirlendi. Yine sadece terör örgütü yöneticilerinin görebildiği avukat görüşme notlarında tüyler ürperten istek şöyle yer aldı: “Eğer anlamlı bir uzlaşma, anlamlı bir
diyalog, demokratik müzakere gündeme girmezse muhtemelen işte yaza doğru... orta şiddette bir savaş gündemde. Kentlerde ayaklanmalar da dahil böyle sadece bu mevcut
gösteriler gibi değil zaman zaman çatışmalar sert olacak. Zaman zaman kentleri tutacaklar. Kırsal alanda yarı hareketli yani böyle çok şeye yol açabilecek savaş yarı savaş yarı hareketli savaş diyorlar.” Bu görüşme tarihinden nisan ayının sonuna kadar geçen 9 günlük sürede terör örgütü 14 silahlı ve
bombalı saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırılarda 7 asker ile bir polis şehit düştü. 12 asker, 3 polis ve 2 vatandaş da yaralandı.
KCK İLLEGALDIR VE SİLAHLIDIR
Abdullah Öcalan'ın avukatlarına yönelik operasyon KCK'nın silahlı terör örgütü olduğu gerçeğini bir kez daha göz önüne serdi. Avukatlardan ele geçirilen belgelerde KCK'nın tanımı bizzatÖcalan tarafından yapılmış. Bazı kesimlerin ‘siyasi oluşum' olarak baktığı KCK'yı talimatlarıyla bizzat kuran ve yöneten Öcalan, “KCK illegaldir, silahlıdır” şeklinde tanımlamış. Avukatlarınca üç versiyon halinde hazırlananÖcalan'ın notlarında KCK net bir şekilde tanımlanıyor. Özellikle kamuoyundan gizlenen versiyonlardaÖcalan'ın çok açık ifadeleri yer alıyor.
‘KCK DAĞDADIR'
Öcalan'ın Avukatlarıyla 27Mart 2011'de yaptığı görüşme notunda KCK ile ilgili olarak şu ifadeler bulunuyor: “KCK, silahlı bir örgüttür. İşte dağdadır, muazzambir gücü ve organizasyonu, etkinliği var. Yaptıkları görüşmeleri kendi adına ve kendilerini temsilen yaparlar. Ben burada sadece işleri kolaylaştırırım, ön açıcı bir rolüm var.Onlar kendi adına hareket ederler.”
‘DTK'YA KESİNLİKLE SIZMAYIN'
KCK'yı ‘illegal' olarak tanımlayanÖcalan, bu nedenle KCK'lıların DTK'ya sızmamaları için özellikle uyarma ihtiyacı hissetmiş. 28 Temmuz 2010 tarihli avukat görüşmesinde “KCK farklıdır. KCK illegaldir, silahlıdır. KesinlikleDTK'ya sızmamalıdır. Buna özen gösterilmelidir. KCK bütün parçalardaki Kürtlerin silahlı örgütlülüğünün ifadesidir” uyarısında bulunmuş.
Örgüte 'Durma Vur'
Talimatı
132 kişinin şehit olduğu sürecin talimatının verildiği 27 Temmuz 2011 tarihli görüşmede Öcalan'ın KCK'ya ilişkin sözleri illegal yapılanmanın görevini net bir şekilde ortaya koyuyor. Görüşme notunun orijinal halinde şu ifadeler yer alıyor: “Kandilde o
ucuz eskiden 30 yıldır, bu ucuz sahte bir türlü gerilla tarzı tutturamayan şeye de son vermek zorunda. Ben de halk savaşını yapmaya hazırım diyor, yap. Bir hafta içinde yapmazsan senden alçağı yoktur... bir de KCK'yi de uyarıyorum. Mektubunda şunu söyledi, bu cümleyi de kendileriyle sözlü konuşun. Bak! Bana ikide bir mektupta yazacağınıza ne bok yiyecekseniz yersiniz, dersiniz. Hazırız her türlü şeye, hazırsan hazırlığını hayata geçir beni ilgilendirmez. Ya bunu
şantaj olarak değerlendiriyorum. Yani KCK şantajı! Savaşacaksan savaş bana ne ya! O seni ilgilendirir, tabii görevin... Şimdi mektupta şöyle yazıyor, yani bunu anlamanız için söylüyorum; “Eğer Devlet, işte
Hükümet bizim şeyimizi yapmazsa biz de hazırlıklıyız, her an büyük savaşa başlayabiliriz”, mektubundaki... Yap! Salak!”
'BİR İKİ PUSU KURMAKLA BU İŞ OLMAZ'
Avukat görüşme notlarında Öcalan'ın dilinden KCK şöyle anlatılıyor:
24
Kasım 2010: Tutuklama olduğu zaman da KCK de karşımisilleme hakkını kullanarak tutuklama yapabilir. Yine Kandil'e de şunu söylüyorum: Öyle şurada burada bomba patlatmakla, bir iki yere bomba atmakla, bir iki pusu kurmakla bu iş olmaz. Böyle yapacaklarsa hiç yapmasınlar. Böyle yaptıkları taktirde dönüp en çok bize zarar veriyor. Özdemirler olayında da bu görüldü. Savaş başlarsa önceki savaşlardançok daha farklı olur. Büyük bir
iç savaş olabilir.Mesela Batman'da bir günde on bin insan ölebilir. Herkes bunun içinde olabilir, bundan zarar görebilir. Kandil yapabiliyorsa büyük devrimci halk savaşını yürütür.
Diyarbakır, Batman'da halkın yüzde sekseni ayağa kalkar, halk savaşı olur.
11 Mart 2011: Kürtlerin hakları anayasal güvenceye alınmazsa, artık Kürtlerle ilgili tamamen KCK sistemi devreye girer. Bundan sonra varlığını koruma ve özgürlüklerini sağlamamücadelesi olur. Kürtlerin durumuyla ilgili tüm boyutları hayata geçirir.
1
8 Mart 2011: Devlet yol haritasına
cevap vermezse KCK de silahlı güçlerini buna göre konumlandırır. Kendi üzerlerine gelinmediği sürece çatışmadan kaçınırlar. Ancak üzerlerine gelindiği zamanmeşru müdafaa haklarını kullanırlar.
Bilal ŞAHİN /BUGÜN GAZETESİ