Türkiye'de
Cumhurbaşkanlığı adayı ve başörtüsü tartışmalarını değerlendiren
İngiliz Independent gazetesi, son dört yıl içerisinde Erdoğan ve partisinin Türk ekonomisinde devrim gerçekleştirdiğini, Türkiye pazarını yabancılara açtığını, yasaları değiştirip anayasayı
modernleştirdiği yorumunda bulundu. Gazetenin, "Buna karşılık AB için çıkarılan bu yasalara ise
Türk Ordusu her zaman karşı çıktı. Türklüğü koruma adına bir çok yazarı da takip ediyorlar." yorumu dikkat çekti.
Erdoğan'ın AK Partisi'nin İslami bir parti olarak görüldüğünü ancak çağdaş ve ilerici bir güce sahip olduğunu vurgulayan Independent yazarı Adrian
Hamilton şu yorumda bulundu: "Bu partinin hem batıda hem de kendi bölgesinde paralel çizgileri var. Eğer çağdaşlaşmayı yaşamak adına ve orta sınıfın güçlendiğini görmek için bir tecrübe yaşamak isteseydiniz, bunu Türkiye'den başka hiçbir yerde göremezdiniz. Nerdeyse nüfusun yüzde 50'i kendini çağdaş
Müslüman olarak görüyor. Yüzde 10'dan daha az bir kısmı
ülkede şeriat istiyor. Türkiye, tekrar geçmişe gitmek isteyen bir ülke değil, geleceğe güvenle
bakan ve dünya ile bütünleşmeyi arayan bir ülkedir."
Türkiye'de İslami bir partinin yeminle ülkenin en başına geçip geçmeyeceğinin sürekli tartışıldığına işaret eden gazete yazarı, İslami olarak görülen partinin Avrupa'ya yönelmiş olduğunu ve önemli uygulamaları hayata geçirdiğini hatırlatıyor.
Başörtüsü ile ilgili yorumunda ise Adrian Hamilton: "Başörtünün etrafında dolaşan bu kadar çok tartışmayı görünce, başörtü sorununun sanki kolayca halledilebilen bir sorun olduğunu düşünürsünüz. Türkiye'de resmi dairelerde başörtü yasaklanmış durumda. Bu böyle iken eşi başörtülü olan bir Cumhurbaşkanı nasıl göreve gelir? Erdoğan tartışmaları biraz daha yatıştırmak için kendi adaylığını koymadı. Gül'ün eşi de başörtülü ancak Gül Erdoğan'a göre biraz daha modern bir kişilik." dedi.
Asıl tehlikenin ise Irak'taki içsavaş ve
terör örgütü PKK'dan geldiğine de değinen Hamilton, AB'nin ise Türkiye'nin üyeliğine karşı iki yüzlü politikasının ülkedeki milliyetçilerin sayılarını artıracağını ve ülkedeki çağdaşlaşma ve batılı kesimin işini daha da zorlaştıracağını yazdı.