Günlerce tartışılan ve halen birçok noktası karanlıkta kalan
Abdi İpekçi cinayetiyle ilgili şok açıklamalar 30 yıllık suskunluğunu BUGÜN için bozan Abdi İpekçi ve Papa suikastinin
kilit ismi Oral Çelik'in gündemi sarsacak açıklamaları devam ediyor. İşte Oral Çelik'in ağzından Abdi İpekçi cinayeti...
HEDEF BEDRİ KORAMAN'DI
Abdi İpekçi cinayetiyle ilgili şimdiye kadar çok şey yazıldı, çizildi. İlk kez doğrusunu anlatıyorum. Abdi İpekçi'ye yönelik 3 suikast girişimi oldu. Üçüncüsünde hayatını kaybetti. İşin ortasındayım ve detayları bende saklı. İlk iki suikastı gerçekleştiremeyen
arkadaşlar Bedri Koraman'a yöneldi. Silah
tutukluk yapınca vazgeçtiler. Bu işin detayını da Koraman'dan dinleyin. Altında beyaz bir
araba vardı. İçinde bulunduğumuz durumdan dolayı maddî manevî çok zarar gördüm. Şimdi 'Hedefteki Sır' adı altında bir dizi hazırlıyoruz. Herkes, İpekçi'yi kimlerin neden öldürttüğünü bu diziden öğrenecek. Umuyorum ki, Türk gençliği bu diziden kendisine önemli dersler çıkarır
İşte, 1996'da tutuklu bulunduğu Fransa'dan Türkiye'ye getirilen ve izlenme rekorları kıran "
Kurtlar Vadisi" dizisini aratmayacak "Hedefteki Sır" adlı dizinin senaryosunu yazan Oral Çelik'in diğer itirafları:
YOL GEÇEN HANI
Herkes Ağca'yı kahraman sanıyor. Öyle değil. Aranan tipteki bir adamdı. Onu
Kartal Cezaevi'nden kaçıran benim. Barındırdım, pasaport aldım, cebine
harçlık koydum ve yurtdışına çıkarttım. Kartal Cezaevi'ne elimizi kolumuzu sallayarak girip çıkıyorduk. Havacı binbaşı içeri götürdü. Cezaevindeki
Cengiz Ayhan'ın planlaması gereği 12 kişi kaçacaktı. Sonra durum değişti. MHP'den birisi bana gelerek, 'Kaçışı iptal edin, Mahir Çayan gibi vuracaklar' dedi. Vakit geçirmeden 'Yahya Efe' kimliğiyle cezaevine gittim. Geç kalmıştım. Sevk alıp
ajan Atilla Serpil'le birlikte hastaneye gitmişler. Gerisi malum.
ER YILMAZ'A 100 BİN LİRA
Er Bünyamin Yılmaz adamımızdı. Militan olma heveslisiydi. Saat 02.00 civarı otomobili caddede tel örgülerin yanına park ettik. Bünyamin, önce tecritten bir arkadaşımızı ardından da Ağca'yı getirdi... O arada adı bende saklı arkadaş firardan vazgeçti. Bünyamin onu cezaevine götürüp geri döndü. Beraber 'Pala dayı' adlı
Ramazan Gürbüz'ün Beyoğlu'ndaki evine gittik. Onları bırakıp ayrıldım. Cezaevi yönetimi firardan 3 gün sonra haberdar oldu. Şahit durumundaki Bünyamin'in öldürülmesi gerekiyordu. Ancak böyle bir eylemi yapamadım. Acıdım, 100 bin lira ve 6.35
silah verip evden gönderdim.
AĞCA'YA PERUK TAKTIK
Ardı sıra Ağca'ya peruk takıp Abdullah Çatlı'nın Erenköy'deki evine götürdük. Orada 20 gün kaldı. Evde Çatlı'nın ailesi de vardı. Erenköy'ü
Ankara,
Erzurum,
Iğdır izledi. Son
durak İran oldu. Mehmet Ali, İran'da 2 ay kaldı. Sıkıntı bitince geri döndü.
Sakal ve
gözlük takıp 'Hint' pasaportu ile Bulgaristan'a
postaladık. Orada pasaportu, 'Faruk Özgün' adına düzenlenmiş pasaport ile değiştirildi.
Mektupları Yalçın Özbey götürdü
Oral Çelik Türk
İntikam Tugayı, yani TİT'i ilk olarak kendilerinin kullandıklarını açıkladı. Türkiye'de devletle bağdaştırılan her olayın ardından TİT'in gündeme getirildiğini söyleyen Çelik, "TİT'i ilk kez biz kullandık. Mihri Belli'nin vurulmasından sonra TİT adına, Cağaloğlu'ndaki posta kutusuna mektuplar bırakıldı. O mektupları Yalçın Özbey, götürdü. Unutmadan, bir de ETKO'muz vardı. Esir Türkler
Kurtuluş Ordusu" dedi.
BUGÜN