Tikrit’te 5 gün önce kaçırılmasının ardından serbest bırakılan Türk vatandaşlarından biri, rehine krizi sebebiyle Dışişleri Bakanlığı’nda oluşturulan Irak Kriz Masası’na birçok kez ulaşmasına rağmen hiçbir yardımın gelmediğini iddia etti.
Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nun basılarak 49 Türk vatandaşının rehin alınmasının ardından Dışişleri Bakanlığı bünyesinde kurulan Irak Kriz Masası’nın işleviyle ilgili şok bir iddia ortaya atıldı. Önceki gün Türkmen bir generalin girişimleriyle serbest bırakılan bir Türk rehine, verdiği demeçle müteaddit kereler yaptıkları girişimlere karşın kendilerine hiçbir yardımda bulunulmadığını söyledi, Dışişleri’ne isyan etti.
El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide bağlantılı Ensar-us Sünneh örgütü tarafından 5 gün önce Tikrit’te kaçırdığı 45 kişi içindeki 4 Türk’ten biri olan ve isminin gizli tutulması koşuluyla konuşan şahıs, oluşturulan yapının pratik hiçbir amaca hizmet etmediğini, üstelik sıcak çatışma bölgesinde mahsur kalmış yardıma muhtaç kişilere zaman kaybettirdiğini savundu.
"10 DEFA ARADIM AMA HİÇBİR ŞEY OLMADI"
Türk rehine,”Kısıtlı imkânlarla kontörlü telefondan Dışişleri Kriz Masası’nı aradım ama en az 10 defa aramama rağmen ismimi, hangi şantiyede, nerede çalıştığımı tekrar tekrar sordular. Bize tek söyledikleriyse şantiyede kalıp beklememizdi. Bağdat Büyükelçiliği’ni de aradım ancak yapabilecekleri bir şey olmadığını söylediler.
Kriz Masası’nın bizi bir şekilde kurtarıp güvenli bölgeye götüreceğini zannediyordum. Gerçekten merak ediyorum: Bu kriz masası ve büyükelçilik ne işe yarıyor? Irak’ta hâlâ binlerce Türk var.” diye konuştu. Başından geçenleri Irak’ta muhtemel başka kaçırma olaylarına karşı daha etkin tedbirlerin alınması için paylaştığını belirtti.
7/24 çalışan Dışişleri Kriz Merkezi’nde gündüz saatlerinde yaklaşık 6-7 kişi görev yapıyor. Bu kişilerin görevi merkezi arayarak yardım talep eden kişilerin telefonlarına cevap vermek ve kayıt altına almaktan ibaret.
Ana amaç bir bilgi havuzu oluşturmak ve durumu hızlıca Irak’taki Türk ve yerel makamlara aktarmak. Ancak Irak’taki Türk misyonları çok sınırlı imkân ve personel ile görev yapıyor.
Basra Başkonsolosluğu’nun tahliye edilmesinin ardından tüm yük Bağdat Büyükelçiliği ve Erbil Başkonsolosluğu’na kaldı. Bu yüzden Türk vatandaşlarının yardım taleplerine cevap verebilmek mümkün değil. En önemli sorun ise şantiyelerde ve muhtelif yerlerde mahsur kalan kişilere yardım için saha personeli ve imkânın bulunmaması.
‘ŞOFÖRLER IŞİD’İN ELİNDE DEĞİL’
Musul’da 10 Haziran’da rehin alınan 31 Türk kamyon şoförüyle ilgili dün Dışişleri Bakanlığı’ndan günler sonra bir açıklama geldi. Üst düzey bir Dışişleri yetkilisi, şoförlerin sanıldığı gibi IŞİD’in elinde değil, silahlı bir başka grubun elinde tutulduğunu açıkladı.
Yetkili, kamyon şoförlerinden de 49 başkonsolosluk personelinden de haber aldıklarını ifade ederek, “Bir şekilde haber alıyoruz. Sağlık durumları iyi, hayati tehlikeleri olmadığını biliyoruz… Tek sorunları özgür olmamak.” dedi.
Zaman