- İran özellikle Gezi Parkı olaylarını Türkiye aleyhine ustaca kullandı
- İran'ın Devlet kontrolündeki medyası Erdoğan hükumetini kıyasıya eleştiriyor
- Devlet medyası Türkiye'yi eleştirirken İran Dışişleri Bakanlığı resmi söylemlerinde tam tersini söylüyor
- İran medyası Gezi olaylarını Türkiye'nin Suriye politikasına bağladı ve kamuoyuna bu şekilde sundu
- Analist Wilgenburg'a göre Türk tarafından İran'a hiçbir eleştiri yapılmaması ilginç
Gezi Parkı ile başlayan olaylar AK Parti iktidarına karşı kampanyaya dönüşürken olaylar sırasında çevre ülkelerin tavrı da önemli bulunuyor. Gazeteci / analist Wladimir van Wilgenburg, özellikle hükümetin Suriye politikası sebebiyle İran'la yaşanan görüş ayrılıklarını ORSAM'A analiz etti. İşte o analizden ilgili bölümler.
***
Mayıs ayının sonlarında yayalaştırma projesine karşı İstanbul Gezi Parkı'nda başlayan oturma eylemleri, diğer şehirlerde de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükümetine karşı gerçekleştirilen gösterilere dönüştü. İran'daki Mehr ajansı, “son günlerdeki protestolar, Erdoğan'ın Suriye'de fitillediği bir ateş[ti]” diyerek provokatif bir başlık çıkardı.
Beklenildiği gibi, İran Türkiye'yi zayıf göstermek ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a karşı muhalif güçleri destekleyen Suriye politikalarını değiştirmesi gerektiğini gözler önüne sermek için Türkiye'nin protestoları ele alış biçimini eleştirmiştir.
Türkiye'deki bazı çevreler de İran'a yönelik eleştirilerde bulunmakta ve İran menşeli şirketler ve eğitim yoluyla Türkiye'de bulunan İranlı istihbarat ajanlarının faaliyetleri konusunda endişe duymaktadırlar. Zaman köşe yazarı Abdullah Bozkurt, İran'ın Kürt isyancı grupları Türkiye'ye karşı kullanma ve ABD ile Türkiye'nin arasını açmak için Usame bin Ladin'in damadı Süleyman Ebu Geyt'i Türkiye'ye gizlice sokma girişimlerinde bulunduğunu ileri sürmüştür.
Bunun dışında, eğitim alanında işbirliğini arttırma amaçlı imzalanan Türkiye-İran arasındaki anlaşma yoluyla İran'ın Türkiye'deki nüfuzunu arttırmasına yönelik endişeler de söz konusudur. İran, hükümetin itibarını sarsmaya çalışan Islamic Invitation Turkey ve Islami Davet gibi Türkiye'yi konu alan birkaç internet sitesinde de faaliyetlerin sürdürmektedir.
Mayıs 2013 tarihinde komşu ülke Irak'ta, İranlı gizli ajan olduğu iddia edilen birkaç kişi, Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olan Kürdistan Demokratik Partisi (KDP)'nin güvenlik kontrolündeki Kürt bölgesi başkenti Erbil'de tutuklanmışlardır.
İran'la birlikte müttefikleri Lübnan, Suriye ve Irak da Türkiye'nin politikalarına karşı çıkmaktadırlar. Irak'taki 2010 seçimleri sırasında İran, hükümeti kuran Şii bloğunu desteklerken; Türkiye ise Irakiye bloğuna destek olmuştur. Ayrıca Türkiye'nin Iraklı Kürtler ve Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ile artan siyasi ve ekonomik ilişkileri de Bağdat'ı kızdırmıştır. Bunun yanısıra, Türkiye Bağdat'ın ölüm timleri kurmakla itham ettiği Irak'ın Sunni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi'ye Nisan 2012'de sığınma hakkı tanıdı.
İran'da Keyhan adlı muhafazakâr bir gazetede yazan Sa’dollah Zareí, “Kimse Türkiye'nin Suriye krizine olan müdahalesinde ve Suriye'ye silah ve terörist sevkiyatı yapma konusunda Amerika, İsrail, Katar ve Suudi Arabistan ile olan işbirliğinde oynadığı rolü görmezden gelemez. Bölgedeki bazı analistlere göre, Türkiye'de son günlerde yaşanan ayaklanmalar ve protestolar Erdoğan'ın Suriye'de fitillediği bir ateştir, şimdi ise aynı ateş kendi hükümetini de içine çekmektedir,” ifadelerinde bulunmuştur.
Sert görüşlü Qods gazetesinde yazan Mohammed Hoseyn Ja’faran da 27 Haziran tarihinde kaleme aldığı yazısında, “Brezilya kendi protestocularına kulak verirken Erdoğan aynı şekilde davranmadı ve bu yüzden de yaklaşan seçimlerde oy kaybedecektir,” diyerek eleştiride bulunmuştur.
Nisan ayında İran gazeteleri Türk halkının hükümete karşı gösterilerde bulunabileceği ihtimalinden söz edilmeye başlanmıştı bile. İran'daki hükümeti yanlısı gazete Qods'ta yazan Hasan Hanizadeh, 7 Nisan tarihinde kaleme aldığı yazısında; Kürtlerin hükümete güvenmemesi ve hükümetin dış politikalarının destek görmemesi gibi sebeplerden Türkiye'nin önemli iç sorunlarla karşılaşabileceği tahmininde bulunmuştu.
“Suriye hükümeti bu krizi aşmayı başarırsa, Recep Tayyip Erdoğan hükümeti ciddi bir iç ve bölgesel sorunla karşı karşıya kalacaktır. Türkiye'deki siyasi partiler Erdoğan hükümetine karşı ayaklanma çağrısında bulunacaklardır.”
11 Mayıs'ta Türkiye'nin sınır ilçesi Reyhanlı'da peşi sıra gerçekleşen iki bombalı saldırının ardından, Suriye'deki çatışmanın Türkiye'de de şiddet ve saldırılara yol açabileceğine ilişkin korkulara neden olan, hükümete karşı protestolar yaşanmıştır.
...
Genel olarak İran'daki yarı devlet medyası, söz konusu protestoları Türkiye'de halk arasındaki öfkeyi, Türkiye'nin Beşar Esad hükümetine karşı Suriye muhalefetini destekleme politikasına ve Türkiye'nin Batı yanlısı politikalarına bağlamaktadır.
Aynı zamanda Suriye'deki hükümet yetkilileri, Türkiye'deki protestoları da eleştirmiştir. Hatta Suriye hükümeti, Türk hükümetini rahatsız etmek amacıyla Türkiye'ye gidecek vatandaşlarına seyahat uyarısında bulundu. Ayrıca Irak hükümeti protestoları eleştirdiğini de dile getirdi.
Irak Başbakanı Nuri El Maliki de, iddia edildiği üzere Türkiye'deki hükümetin muhalefeti ötekileştirmesini eleştirmiştir. Al Arabiya kanalında katıldığı bir söyleşide Maliki, “Sayın Erdoğan, yapılan gösterileri dış kaynaklı olduğu düşüncesiyle reddediyor. O zaman neden kendisi de Suriye'nin iç ilişkilerine, Lübnan'ın iç ilişkilerine vs. karışıyor?” demiştir.
Birkaç yıl önce İran cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçim sahtekârlığı iddialarının ardından gerçekleştirilen hükümet karşıtı protestoları İran bastırmıştı. Fakat koyu bir hükümet yanlısı gazete olan Jomhuri-ye Eslami'nin 8 Haziran tarihli başyazısında, “Erdoğan'ın stratejik hatası” başlığıyla Türkiye'nin protestoları ele alış biçimini eleştirmiştir:
“İlk başta sınırlı düzeyde kalan ve tüm ulusu kapsamayan protestolar, yerel yöneticiler ve devlet yetkililerinin protestoculara yönelik sert tutumu sonucunda diğer şehirlere de sıçramış ve ulusal çapta bir krize dönmüştür. Şimdiye dek kriz, siyasi boyutunun yanı sıra birçok kişinin yaralanmasına ve ölümlere de yol açmıştır.''
Gazetenin iddiasına göre, Türkiye'de 'İslami eğilimi olmayan' siyasi partiler protestolarda bayrağı taşıyan taraf olmasına rağmen, “Türk toplumunun dini ve ulusal kesimleri de Erdoğan hükümetinden memnun değil ve bu gruplar kendi aralarında bir ittifak kurup Erdoğan hükümeti için yeni endişelere yol açabilir.”
Protestolar sırasında namaz kılan antikapitalist Müslümanlar grubunun yanı sıra gösterilere çoğunlukla kentlerdeki laik genç kesim katılım göstermiştir.
Dolayısıyla İran'ın hükümet yanlısı gazetesi Türkiye için çözümün İsrail 'Siyonist' ve Batı destekli politikalarını değiştirmekten geçtiğini belirtmiştir.
...
İran'daki yarı devlet medyasının Türk hükümetine yönelik ağır eleştirilerine ve İran'ın protestolara desteğine rağmen; Türk hükümeti ne İran'ın Ankara'ya karşı düzenlediği iddia edilen komplolardan söz etmiş, ne de Türk medyası İran'ın eleştirilerini almıştır. Ne var ki, protestolar esnasında İranlı ajan olduğu iddia edilen bir kişi tutuklanmıştır.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekili ve Dış İlişkiler Komitesi üyesi Ahmet Berat Çonkar ORSAM'a, Suriye konusunda fikir ayrılıkları olmasına rağmen Türkiye'nin İran ile ilişkilerinin iyi bir şekilde devam etmesine önem verdikleri belirtmiştir:
“Bölgemizdeki barışı ve istikrarı sürdürmeyi amaçlamaktayız. İran'dan da, dış politikasını belirlerken aynı sağduyuyu göstermesini bekliyoruz. Türkiye'nin istikrarının bozulması İran'a hiçbir şekilde fayda sağlamayacaktır. Türkiye'de ortaya çıkabilecek herhangi bir kargaşadan İran en kötü şekilde etkilenecektir. Umarım İran Türkiye'nin istikrarının bölgedeki önemini anlar ve barış ile istikrarı korumak için bizimle işbirliği içinde hareket eder.”
Ayrıca, bu gösterilerin İran'ın da lehine olmadığını eklemiş ve “Aynı zamanda İran şunu da bilmelidir ki protestocuların çoğu Türk toplumunun İran hükümeti hakkında olumsuz görüşlere sahip olduğu bir kesiminden oluşmaktadır,” ifadesinde bulunmuştur.
İran'daki yarı devlete ait medya Türkiye'yi eleştirmesine rağmen, İran Dışişleri Bakanlığı protestoları desteklediklerine dair iddiaları yalanlamıştır. İran'ın Ankara Büyükelçisi Alireza Bikdeli, Zaman gazetesine verdiği demeçte, “Bunun yanı sıra, İran Dışişleri Bakanlığı, söz konusu protestoların Türkiye'nin iç meselesi olduğunu ve İran'ın bu duruma asla karışmayacağını net bir şekilde ortaya koymuştur,” dedi.
Ama görünüşe bakılacak olursa, bu ifadelere rağmen İran'ın hâlâ Türkiye'nin Irak ve Suriye konusundaki rolüne ilişkin şüpheleri var, ve bu nedenle basını da Türkiye'nin bölgedeki rolüne ilişkin ağır eleştirilerde bulunmaya devam edecektir. Ne var ki Türkiye ve İran arasındaki ilişkiler eğitim, ekonomi ve siyaset alanlarında belli bir düzeyde devam edecektir.