Ergenekon tutuklusu Hakan Şanlı’nın kurucusu olduğu REM Şirketi’nin Haberleşme Engelleme cihazı
Jammer’ları pekçok kuruma yasadışı olduğu halde sattığı
MASAK raporunda yer aldı
Ergenekon İddinamesi’nin 104 ve 106 nolu ek
delil klasörlerine göre Ergenekon sanıklarından Hakan Şanlı ve Sedat Kıyak’ın hesaplarına yapılan para transferleri Şener
Eruygur ve
Aytaç Yalman paşaların Komutanlık şahsi hesaplarından gerçekleşti. MASAK’ın yaptığı
soruşturma ve değerlendirmeye göre Eruygur ve Yalman takip sistemi ve jammer bedeli olarak örtülü
ödenekten yaptıklarını iddia ettikleri bu para aktarımıyla suç işledi. Çünkü MASAK’ın da dikkat çektiği gibi
örtülü ödenek kullanımını düzenleyen 5018 sayılı yasanın 24. maddesi 2003 yılının 10
Aralık tarihinde kabul edilerek, 2003’ün 24 Aralık tarihinde resmi gazetede yayınlanmak suretiyle yürürlüğe girdi. Halbuki ödemelerin neredeyse tamamı bu tarihlerden önce gerçekleşmişti. MASAK, yine boyutu 1 milyon doları aşan bu para aktarımlarının komutanlık hesaplarından değil de komutanların kişisel hesaplarından yapılmış olmasının da kamu mali
yönetim ilkelerine göre sorunlu olduğuna dikkat çekti. Sadece
Şener Eruygur’un komutanlık özel hesabında 1
Mayıs 2003’te 2 trilyon 14 milyar 873 milyon 6 bin 860 lira bulunuyordu. İddianame eklerinde Eruygur ile Yalman’ın askeri birlikler ve Hakan Şanlı’nın adamı olan Hakan Bilgiç’e gerekli ödemelerin yapılması için Başçavuş Recep Cömert’i yetkilendirdiğine yönelik
banka talimatları da yer alıyor.
“500 milyon dolar kaçırıyorlar”
Hakan Şanlı ile ilgili MASAK’ın en fazla dikkatini çeken nokta, yurtdışına yapılan para transferlerinin hep şirketinin görünen suni ortakları tarafından ve
küçük miktarlarda yapması. Şanlı adına bu para transferlerini gerçekleştiren herkesin ifadesinde bunun sebebi aynı şekilde açıklanıyor. Yani Hakan Şanlı’nın bu işlemleri küçük boyutlu ve başkasının hesapları üzerinden gerçekleştirmesinin sebebi “
şüpheli işlem kriterlerinin altında kalarak, dikkat çekmemesini sağlamak.”
Fakat Şanlı’nın şüphelenen gözlerden kaçmanın dışında bu şekilde başka bir şeyi yaptığından da şüpheleniyor MASAK: Vergi kaçakçılığı ve kara paranın aklanması. Bunun aksini ispatlaması için MASAK Hakan Şanlı,
Turkcell,
Jandarma Genel Komutanlığı ve ilgili bilgili herkese gerekli fırsatı vermesine rağmen bazı işlemlerin ticari alışverişlerin karşılığı olduğuna yönelik deliller bir türlü MASAK’ın önüne konulamadı. Bunun yerine MASAK’ın karşısına bahane olarak Jandarma için örtülü ödenek ve bavul içinde yurda sokulan
teknik takip ve dinleme engelleyici cihazlar, Turkcell için internetten indirilen yazılımlar çıkarıldı. Fakat MASAK uzmanları, resmi rakamlara göre hiç ithalat ve iç
satış yapmamış görünen bir şirketin gerçekte büyük miktarlarda ticari işlemler yaptığını, bu ticari faaliyetlerin çok yüksek olan bedellerinin yönetim kurulu başkanı olan Hakan Şanlı’nın şahsi hesaplarından tahsil edildiğini tespit etti. MASAK yetkilileri bu açıdan REM ve Hakan Şanlı’nın
vergi kaçırarak kara para aklama suçundan incelenmesine karar verdi. Ergenekon savcılarına gelen bir ihbar mektubuna göre de zaten ülkenin paraları hortumlanıyor ve oluşturulan bu uluslararası
şebeke tarafından yurtdışına kaçırılıyordu. Ayrıca aynı ihbar mektubunda, “Grubun paralarının kaynağı belli değil. Oluşturulan organizasyon içerisinde bir kısım banka çalışanları var. Çok ciddi miktarlarda para spekülatif amaçlarla kullanılmak üzere geliyor. Bu kişiler özellikle yurtdışı transferlerde
Merkez Bankası kayıtlarına girmemek için transferleri 50 bin doların altında tutmaya çalışıyor. Grubun değişik bankalar aracılığıyla yurtdışına gönderdiği para miktarı 500 milyon doları geçiyor“ deniyordu.
Jandarmadan sınırsız güven
İddianame eklerinde çok sık adı geçen ve Hakan Şanlı’nın eski dostum dediği Emrah Binatlı’ya ait EMTA USA şirketiyle ilgili de ilginç bazı bilgiler dikkat çekiyor. ABD’de de
savunma ihalelerine giren bu şirket,
Türkiye’de de Jandarma Genel Komutanlığı’nın ihalelerinden pay almış bir şirket. Fakat 2004 yılında
Milli Savunma Bakanlığı EMTA USA’nın 1 yıl boyunca ihalelere girmesini yasakladı. Hakan Şanlı’nın EMTA USA’nın Türkiye mümessilliğini yapan REM’in askeri ihaleleri bu kadar kolay ve sık alabilmesini, “Gizlilik konusunda ketum ve aldığım ihaleleri zamanında ve uygun fiyatla teslim etmem” şeklinde açıklamasına rağmen Hakan Şanlı’nın proje ortaklığı yaptığı EMTA USA, güvenilmezliği gerekçesiyle ihale yasağı almıştı. Fakat bu da Jandarma’nın Hakan Şanlı’ya güvenini sarsmaya yetmemişti. (Muhtemelen EMTA USA’nın ihale yasağı almasına sebep olan olay da 2003 yılında
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na T37 eğitim uçağı
motor yenileme projesinin tamamlanamamasıydı. Bunun tamamlanamadığını ve bu işte EMTA USA ile REM’in proje ortağı olduğunu Erkmen Edrem söylüyor). EMTA’nn yasağından sonra REM 2004, 2006, 2007 ve 2008’de defalarca Jandarma Genel Komutanlığı’ndan ihale aldı. Aynı şekilde Şanlı da REM’den ayrıldıktan sonra SAMA şirketiyle birçok kez ordu ihaleleri kazandı.
Ayrıca bu dönemde Emrah Binatlı ile aralarında çok yüklü para transferleri gerçekleşti. Şanlı MASAK uzmanlarının dikkatini çekecek bu transferleri, dostluğa bağlı nakit, alacak-borç ilişkisi olarak tanımladı.
Jammer’ı yasal sanıp satmışlar
MASAK Raporu’nda Jammer’ı (sinyal karıştırıcı cihaz) izinsiz üretmek kadar istisna dışında kalan kişilere satmanın da suç olduğuna dikkat çekildi. MASAK bu nedenle hazırladığı raporu
Telekomünikasyon Kurumu’na da suç unsuru olduğu gerekçesiyle göndermeye karar verdi.
İMS’ye pano
tipi üç,
Bahar Madencilik’e paket tipi bir,
OYAK SGS’ye çanta tipi üç, mini paket tipi iki, bir bankaya pano tipi bir, Yüce Özel Eğitim Hizmetleri’ne pano tipi bir, Blocksim’e ise pano tipi bir Jammer satıldı. MASAK sorduğunda REM’in yetkilileri “Bilmiyorduk. Biz yasal sanarak yaptık satışları” cevabını verdi. Sadece kullanıldığı binada değil bir yerleşim bloğunun tümünde iletişimi bloke ettiği için istisnai kurumlar hariç bu cihazların satılması suç oluşturuyor.
TARAF