Ocağa gelen aileler, kaybettikleri yakınlarının olay günü madene girerken üzerlerinden çıkardıkları elbiseleri ve dolaplarında bulunan şahsî eşyalarını jandarma eşliğinde tutanakla teslim aldı.
Soma’daki faciada ölen işçilerin aileleri, kaybettikleri yakınlarından kalan eşyaları almak için dün madene geldi. Kimi eşinin, kimi oğlunun, kimi de babasının kazanın olduğu gün evden çıkarken giydiği pantolonunu, gömleğini ve montunu jandarma eşliğinde teslim aldı. Kardeşi Doğan Yıldırım’ın eşyalarını almak üzere madene gelen Muzaffer Yıldırım, “Cebinden yirmi lira çıktı, zaten fazlası da olmazdı.” diyor. Yıldırım, kardeşinden geriye bir saat, bir cep telefonu, 3 yetim çocuk ve bir de gözü yaşlı eş kaldığını dile getirerek, sorumluların cezalandırılması için sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi.
301 kişinin hayatını kaybettiği facianın ardından maden ocağında derin bir sessizlik hakim. Madenin önünde jandarma ekipleri 24 saat nöbet tutuyor. Ocağa iniş yasaklanmış durumda. Jandarma ekipleri sadece madende ölen işçilerin ailelerinin geçişine izin veriyor. Kendisi de madenci olan, ancak kısa bir süre önce işi bırakan Murat Aybak ve ağabeyi Ramazan Aybak, Kütahya Gediz’den maden kazasında kaybettikleri kardeşlerinin eşyalarını alabilmek için facianın yaşandığı ocağa geldi. Jandarmaların her aileden sadece iki kişinin madene geçişine izin verdiğini belirten Ramazan Aybak, eşyaları tutanak karşılığı teslim aldı. Aybak, “Kardeşimin giysileri dışında ocaktaki dolabından hiçbir şey çıkmadı. Yanına ne cüzdanını ne de kimliğini almış. Üzerinde 3 kuruş para bile yokmuş.” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
Defin işlemlerini Gediz’de gerçekleştirdiklerini aktaran Ramazan Aybak, “Şu ana kadar kapımızı çalan kimse olmadı, milletin yanına ‘sizin ölünüz mü var diriniz mi var?’ diye gelen giden yok.” eleştirisinde bulundu. Aybak, haklarını aramak için sendikaya başvurmayacaklarını çünkü sendika yöneticilerinin işçiden değil işverenden yana tutum aldıklarını dile getirdi. “Kardeşimin hakkını sonuna kadar savunacağız.” diyen ağabey Aybak, “Nasıl bir yol izleyeceğimiz konusunda henüz bir karar vermedik. İlk etapta gönüllü avukatlar ile konuşmak istiyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Soma’ya, Kütahya Gediz’den çalışmak için geldiklerini söyleyen diğer kardeş Murat Aybak ise, “Kütahya’daki madenlerde bin lira maaşa çalışıyorduk. Buradaki madenler 500 lira daha fazla veriyor diye geldik. Bu işin bir sonu yoktu. Madende ölüm bize çok yakındı. O yüzden ben birkaç ay önce ayrıldım. Kardeşime de ‘İnme madene, bir gün burada öleceğiz.’ dedim dinlemedi.” ifadelerini kullandı.
BORCUMUZ ÇOK, BAŞKA ÇAREMİZ YOK
Facianın yaşandığı madende kuzeni Tuncay Sidal ile beraber çalıştığını bildiren Murat Sidal ise “Kuzenim 28 yaşında, maden kazasında hayatını kaybetti. Evli ve 2 çocuk babasıydı. Bizim köyümüzden sekiz kişi daha maden faciasında öldü. Amcamın iki çocuğu, halamın bir oğlu da hayatını kaybedenler arasında. Biz maalesef burada çalışmaya devam edeceğiz, ne yapalım borcumuz çok, çaremiz yok.” diyerek madene yeniden ineceklerini anlattı.