28 Şubat dönemindeki işkence iddialarını ana dosyadan ayıran Başsavcılık, ‘işkence iddialarını’ görevsizlik kararıyla İstanbul Başsavcılığına gönderdi. Star'da yer alan habere göre İstanbul Başsavcılığı’ndan soruşturma başlatılarak gereğinin yapılmasını isteyen Ankara Başsavcılığı, 28 Şubat’ın işkenceci isimlerini tek tek belirledi. 1 numaralı şüpheli, daha önce de işkenceden yargılanan Ergenekon sanığı Adil Serdar Saçan oldu.
Ankara Başsavcılığı, İstanbul’a yazı yazarak eski İstanbul Emniyeti Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan hakkında aralarında AK Parti İstanbul Milletvekili Harun Karaca’nın da bulunduğu kişilere işkence yaptığı iddiasıyla soruşturma yürütülmesini istedi. İşkence ile suçlananlar arasında İçişleri Bakanlığı Müfettişi Candan Eren, eski Organize Şube Komiseri Ahmet İhtiyaroğlu, Komiser Yardımcıları Alper Özdemir, Metin Rakipoğlu ve polisler Serdar Akça, Semih Günaydın ve Yalçın Işık da yer aldı. Şüphelilere “suç işlemek için örgüt kurmak”, “işkence”, “kötü muamele”, “görevi kötüye kullanma” ve “suç uydurma” suçlamaları yöneltildi.
Öte yandan Ankara Başsavcılığı’nın şikayet üzerine soruşturma başlattığı ortaya çıktı. AK Parti İstanbul Milletvekili Harun Karaca, 28 Şubat sürecinde İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Müdürü olan Saçan’ın kendisine işkence yaptığını iddia etmişti. Karaca gözaltında kaldığı 4 gün boyunca, bel fıtığı ameliyatı olmasına rağmen tuvaletin yanındaki beton zeminde gözleri bağlı diz üstü oturtulduğunu, elektrik verildiği için çığlıklarının koridorda yankılandığını ve yan tarafta bulunan arkadaşlarına kendi sesiyle psikolojik işkence yapıldığını anlatmıştı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İSU Genel Müdürlüğü Hukuk Müşaviri Necmi Özen de suç duyurusunda bulunarak Saçan’dan şikayetçi olmuştu.
Şikayetçilerden Arif Alpaydın ise şunları anlatmıştı: “Tuvalete bile çıkmaya izin yoktu. Namaz kılmak istedim, abdest almaya izin vermediler. Duvara teyemmüm yaparak namaz kılmaya çalıştım. (...) Sorguya aldılar ‘Söyle bakalım başkanın yaptığı yolsuzlukları sen bunları bilirsin’ dediler. Ben de bu tür iddialarla ilgim ve bilgim olmadığını söyledim. Tehdit, hakaret, küfürler ettiler. ‘Arkadaşlarının seslerini duymadın mı, biz seni konuşturmasını biliriz’ dediler. Tokat atıyor, hayalarımı sıkıyor ve ‘seni soyarız elektrik bağlarız’ diye tehdit ediyorlardı. Bana elektrik vermediler ancak diğerlerine elektrik verdiklerini kendileri söylediler.”
İstanbul Başsavcılığı’nın ifade işlemlerinin ardından soruşturmayı davaya çevirmesi bekleniyor.