İkinci
Ergenekon davasının
tutuklu sanıklarından
emekli Albay Levent Göktaş'ın
avukatı
Serdar Öztürk'ün ofisi, 4 Haziran 2009'da aranmıştı. Aramada gündemi değiştirecek "
İrtica ile Mücadele
Eylem Planı"
belgesi bulunmuştu.
O
aramaya ilişkin görüntülere NTV ulaştı.
Polis kamerasının kaydı, avukatlık bürosunun kapısında başlıyor.
Aramaya Terörle Mücadele Şubesi ekipleri,
Ankara Cumhuriyet Savcısı ve baro temsilcisi bir avukat katılıyor. Önce
Serdar Öztürk'ün çalışma masası, ardından dolaplar aranıyor.
'HER ÖNÜNE GELENİ ALMAYIN'
Aramaya katılan savcı polislere "Her önüne geleni almayın" diyor. Aramalar sırasında dolapların birinde mermiler bulunuyor.Bir süre sonra Cumhuriyet savcısının elindeki
dosya görüntüleniyor.
ÇOK GİZLİ
Savcının "Genel
kurmay Başkanlığı'nın Harekât Komutası'na ait çok gizli yazılar" dediği duyuluyor.
Arama sırasında bürodaki avukatlar ile polisler arasında tartışmada da yaşanıyor.
11 GÜN SONRA YAYIMLANDI
Büroda yapılan aramanın ardından bulunan belgeler, 5 Haziran'da
İstanbul'a gönderildi. Aynı gün avukat Serdar Öztürk "Ergenekon" üyesi olduğu iddiasıyla tutuklandı.
GÜN GÜN YAŞANANLAR
Aramadan 11 gün sonra büroda bulunduğu öne sürülen Albay
Dursun Çiçek imzalı "
İrtica ile Mücadele Eylem Planı" belgesi,
Taraf Gazetesi'nde yayınlanınca gündeme
bomba gibi düştü.
Habere göre, altında
Genelkurmay Harekat Başkanlığı 3. Bilgi Destek Şube Müdürü Deniz Piyade Kurmay Kıdemli
Albay Dursun Çiçek'in imzası bulunan belgede
AK Parti hükümeti ve
Fethullah Gülen hedefleniyordu.
AKP ve Gülen'i bitirme planı bir dizi
eylem ve
psikolojik propaganda yöntemlerini içeriyordu. Bunlar arasında, Gülen cemaatine bağlı ışık evlerinde
silah bulunması ve bu grubun silahlı
terör örgütü olarak sunulması sağlanacaktı.
Askeri
savcılık, belgeyle ilgili
soruşturmasını 24 Haziran'da tamamladı. Fotokopi belgeyle sağlıklı sonuca varılamayacağı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.
BAŞBUĞ 'KAĞIT PARÇASI' DEMİŞTİ
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, karargahta düzenlediği basın toplantısında belgeyle ilgili iddalara
yanıt verdi. Belgeyi "kağıt parçası" olarak niteleyen Başbuğ, ancak yine de belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni
delil bulunduğu takdirde soruşturmanın tekrar açılabileceğini söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açtığı soruşturma sonrasında Albay Dursun Çiçek'in
Beşiktaş Adliyesi'nde önce ifadesi alındı. Ardından Nöbetçi Ağır
Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Çiçek, karara yapılan
itiraz sonrasında bir süre tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldı.
26
Ekim tarihli bazı gazetelerde o ana kadar fotokopi olan belgenin ıslak imzalı orijinalinin ismi açıklanmayan bir
subay tarafından savcılara gönderildiği açıklandı. Haber gazetelerde yer alınca
askeri savcılık yeniden soruşturma başlattı.
Orijinal belgenin ortaya çıkmasıyla yeniden mahkemeye sevkedilen Albay Çiçek, ikinci kez tutuklandı ancak kısa süre yine serbest bırakıldı.
Adli Tıp Kurumu'nun belgenin orijinal olduğu yönündeki
raporundan sonra
sivil savcılıktaki tek nüsha belge askeri savcılığa gönderildi. Askeri savcılık, Jandarma Kriminal Labarotuvarı'nda yeniden inceleme yaptırdı. Bu incelemede de belgenin gerçek olduğuna dair rapor çıkınca askeri savcılıkta Çiçek için tutuklama istedi.