Dost ülkelerle bile ilişkilerinde ipleri kopma noktasına getiren
İsrail'in son durumunu anlatan özeleştirel yazıdan yalnızca bir cümle: Düşmanlarını vurdu. Şimdi de resmi politikalarına uymayan dostlarını vuruyor.
Son dönemde aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bazı ülkelerle ilişkileri gerilen İsrail'e kendi içerisinden bir özeleştiri geldi. Geçtiğimiz hafta, Ayrılık dizisi ve
Anadolu Kartalı tatbikatının uluslararası boyutundan çıkarılması nedeniyle
Ankara ile restleşmeye giren İsrailli yetkililerin sert açıklamalarını sayfalarına taşıyan
Haaretz gazetesi bu kez Gideon Levy'nin kaleminden İsrail'in gerçeğine yer verdi.
ŞİMDİ DOSTLARINI VURUYOR
Haaretz gazetesi, “Yalnız bir millet” başlıklı yorumunda İsrail'in, son dönemde aralarında Türkiye'nin de bulunduğu çeşitli ülkelere olumsuz yaklaşımını sert dille eleştirerek “İsrail, dünyanın geri kalan bölümüne
darbe üstüne darbe vuruyor. Düşmanlarını vurdu. Şimdi de resmi politikalarına tümüyle uymayan dostlarını vuruyor” dedi. İsrail'in, uluslararası camiada giderek dışlandığınının uyarısının da yapıldığı yorumda ayrıca “Dünyanın geri kalan kısmı suçludur. İskandinavlar bize karşıt, Türkler düşman, Fransızlar ve İngilizler İsrail'den nefret ediyor. Çinliler sadece Çinli ve Hintliler bize herhangi bir şey öğretemez” ifadeleri kullanıldı.
BOYKOT ÜSTÜNE BOYKOT
Hükümete yakınlığıyla bilinen Haaretz gazetesinin, tanınmış yazarlarından Gideon Levy'nin kaleminden dökülen bu satırlar İsrail'in son dönemde çeşitli ülkelere karşı takındığı olumsuz tutum ve sert dille ortaya konmuş oldu. Bu çerçevede, Türkiye'ye
tatil boykotu,
Dışişleri Bakanı
Avigdor Lieberman'ın, İsrail'in Gazze'de suç işlediği savunulan Goldstone raporuna “
evet” dediği için Çin'in Büyükelçiliği'ndeki resepsiyonuna katılmaması,
Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in İsrail'den Gazze'ye geçmesinin veto edilmesi gibi son dönemde yaşanan çeşitli gelişmelere dikkat çekildi. Levy, yazısında İsrail'in “uluslararası parya” haline gelmekte olduğunu da belirtti. "Bir tek ABD, tüm hatalarımıza rağmen kör müttefikimiz olmayı sürdürüyor. Statüsünün o kadar bozulduğunu gören başka bir
demokrasi, ilk olarak kendisine 'ne hatta yaptın?' diye sorardı. İsrail'de ise yaklaşım, bunun tam tersi.”