Devlet Bakanı Hayati Yazıcı:
İsrail yıllardır sürdürdüğü alışkanlığı terk etmediğini bir kez daha göstermiş ve gemiye fiili müdahalede bulunmak suretiyle saldırı gerçekleştirmiş. Şu ana kadar ulaşan bilgilere göre, 10-15 dolayında kişi hayatını kaybetmiş. Yardım taşıyan gemide bulunan insanlar
silahlı olmadığına göre, silahlı olmaları söz konusu olamaz. Niye bu kadar insan öldü? O da dikkat
çekici. Hunharca bir
eylem bunu da şiddetle kınıyoruz.
MHP Grup
Başkanvekili Oktay Vural: Uluslararası camia nezdinde bir tepki ortaya koymak gerekiyor.
Güvenlik Konseyi toplantıya çağrılabilir. Demek ki 'one minute' demekle olmuyor bu işler sayın başbakan. Lafla
peynir gemisi yürümüyor.
Filistin'in
Ankara Büyükelçiliği: İsrail tarafından
Gazze'ye giden
yardım gemilerine yapılan barbarca saldırıyı şiddetle kınıyoruz.
Saldırı, dört yıldan fazladır kuşatma altında yaşayan mazlum bir halkın yardımına dünyanın her tarafından gelen
sivillere karşı yapılan organize bir devlet
terörüdür. Saldırı, uluslararası kanunu hiçe sayarak ve Gazze'de yaşayan insanlarımıza, insan haklarına, uluslararası kanunu savunan ve kafileyi düzenleyen sivil
toplum örgütlerine karşı yapılan barbarca saldırıdır.
Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali: Gazze'ye yardım taşıyan sivil inisiyatife yönelik uluslararası sulardaki silahlı
baskın insanlığın ortak vicdanında derin bir yara açmıştır. Türk Kızılayı, ölü, yaralı ve gemilerde bulunan yaklaşık 600 sivilin
hastanelere ve güvenli noktalara
ambulans uçak, hastane gemisi ve ambulans helikopterlerle tahliyesi için hazırdır.
Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut
Arslan: Yaşları 1 ile 80 arasında değişen kadın, çocuk demeden İsrail ordusunun uluslararası sularda bir barış gemisine saldırması İsrail'in kanlı yüzünü bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Uluslararası toplumun İsrail'e kesin bir şekilde tavır alması gerekir.
HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Salim
Uslu: İsrail, insani yardım malzemeleri taşıyan sivillere yönelik düzenlediği saldırı ile
insanlık suçu işlemiştir. Bu olaya vicdan sahibi insanların
seyirci kalmamasını ve uluslararası mekanizmaların da bir an önce harekete geçmesini bekliyoruz. İsrail'in Orta
doğu'da estirdiği terör ve saldırıların sonu bir türlü gelmiyor. İsrail,
Ortadoğu'da travmatik bir vaka haline geldi.
Kadın, çocuk ve sivil demeden saldırmaya devam ediyor. İsrail, insanlığa yüzyılın utancını yaşattı, yaşatmaya devam ediyor. İsrail Gazze'ye insani yardım malzemeleri taşıyan sivillere yönelik düzenlediği saldırı ile insanlık suçu işlemiştir, uluslararası hukuku ihlal etmiştir. İsrail'in işlediği 'insanlık suçu' karşısında BM, NATO, AB,
İslam Konferansı Örgütü ve
Arap Birliği gibi uluslararası mekanizmalar biran önce harekete geçmeli ve bu kirli oyuna artık 'dur' demelidir.
TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu: İsrail tarafından
ambargo uygulanan Gazze Halkı'na insani yardım götürmek üzere 50
ülkeden yola çıkan gönüllülerden oluşan "Filistin'e Özgürlük Filosu"nun uluslararası bütün anlaşmalara rağmen İsrail saldırısına uğramasını kınıyoruz. Saldırı, İsrail'in masum sivilleri
hedef alarak insan hayatını ve barışçı girişimleri hiçe saydığını bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır. Gerekçesi ne olursa olsun sadece ve sadece insani yardım amacıyla harekete geçen masum sivillere saldırıda bulunmanın kabul edilmesi mümkün değildir. Yardım gemisine
baskın yapılması, dünyanın savaş isteyen ve döktükleri kanla beslenen karanlık yüzünün bir kez daha kendini göstermesini beraberinde getirmiştir. Bölgemizde sağlanacak barış ortamının dünya barışına temel oluşturacağına inanan TÜRK-İŞ, savaşı körükleyen her türlü girişime karşı çıktığı gibi, bu saldırıyı da lanetlemektedir. TÜRK-İŞ saldırıyı, insani değerlere yapılan bir saldırı olarak değerlendirmektedir. TÜRK-İŞ,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bu saldırıyı yapanlara en ağır tepkiyi göstereceğinden emindir. Saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, milletimize baş sağlığı diliyoruz.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan: Beyaz
bayrak çekmiş bir gemiye müdahale ed
erken silah kullanmanın anlatılabilir tarafı yok.
Savaş hukukuna aykırı. İsrail karasularında olmuş olsa belki hakları doğabilirdi. Olaylar çok endişe verici. Türk milleti tepkilerini kendilerine yaraşır şekilde ortaya koymalı, provokasyona gelmemeli. İsrail'in yaptıklarını tüm dünya izliyor, imajları zaten kötüydü. İsrail
büyükelçisi çağırıldı. Gelişmeleri sükunetle izlemek lazım. Bundan sonraki süreç İsrail'e bağlı biraz da. Eğer bu Türk bandrolü olan gemilere, Türk pasaportu taşıyan sivil insanlara müdahale ettilerse Türkiye'nin bunu çok ciddi ele alacağı belli. Eğer İsrail bu bölgede illa benim dediğim olacak inadından vazgeçip Türkiye ile işbirliğine girerse sorun biter. Bu da hayal gibi gözüküyor. Bu nedenle bu gerilimin artma olasılığı maalesef vardır. İsrail'e bu gerilimi tırmandırmamasını
tavsiye ederim. Türkiye ili ilişkisi sağlıklı olmayan, bölgede hiç dostu olmayan İsrail'in varlığını nasıl sürdüreceğini düşünmesi lazım. Türkiye her şeyi göze alabilecek büklükte bir ülkedir. Bölgede doğru bildiğini uygulamada cesur davranmaktadır. Bu nükleer silahlanma konusunda da böyledir.
CHP İstanbul Milletvekili Onur Öymen: Bu olayla Türkiye ilk defa Ortadoğu'daki bu çatışmaların içine çekilmiştir. Önümüzdeki dönemde, ortaya daha da vahim bir tablonun çıkması kaçınılmazdır. Türkiye-İsrail ilişkileri eskisi gibi olmayacaktır. Kamuoyunda büyük bir tepki dalgası oluşacaktır. Türkiye'de yaşayan
Musevi vatandaşlar için hükümet özel önlem almalıdır.
Eski Büyükelçi
İnal Batu: Türkiye kötü bir güne uyandı. İsrail devletler hukukunu hiçe sayan kanlı yeni bir zorbalık eylemi gerçekleştirdi. Hadisenin çeşitli boyutları var. İsrail'in tek değer verdiği ABD ve Obama
yönetimi bu kanlı müdahaleden evvel ne gibi uyarılarda bulundu İsrail'e ve şimdi ne yapacak? Ve Türkiye'nin de etkili olması lazım ABD üzerinde. Madem biz İsrail'in bekçiliğine soyunduk şimdi artık bu işi götürmemiz lazım. İlk konuşacağım ülke ABD olmalı, sonra
Mısır. Mısır, Gazze'ye uygulanan insanlık dışı ablukanın sorumlularındandır. BM
Güvenlik Konseyi'nde Türk delegasyonunun süratle bir karar tasarısı hazırlayıp gündeme aldırması lazım. AB nezdinde temaslarda bulunmak lazım. İsrail'e ikili ilişkilerde tepki gösterilmeli. Diplomatik noktalarda çok yönlü tepkiler göstermemiz gerekli.
Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü
Abdulhamit Bilici: Bütün dünyanın büyük bir tepki gösterip Türkiye'nin yalnız bırakılmaması lazım. Tepkilerin de kesinlikle İsrail'in durumunu mazur gösterir bir tarzda olmaması gerekli. Sağduyuyu kaybetmeden serinkanlı bir şekilde Türkiye tepkisini göstermeli. İsrail bu eylemi nedeniyle mahkum edilirse belki bundan sonrası için Gazze'deki ambargo da kalkabilir. Orada 4 yıldır insanlık dışı bir durum yaşanıyor. İsrail normal ülke olsaydı bu mahcubiyetle insan içine çıkamayacak durumda olurdu.
Ortadoğu uzmanı
Hüsnü Mahalli: İsrail insan haklarına saygı göstermediğini kanıtladı. İsrail'in barış yapabileceğine, İsrail'le barış yapılabileceğine inanan var mı hala? Buna inanmak mümkün değil. Hala İsrail'in hukuka saygı, insan haklarına saygı çerçevesinde hareket edeceğini düşünenler var mıdır? İsrail, böyle davranamayacağına yönelik çok güzel bir kanıt sundu. İsrail bunu kurulduğu günden, hatta çok daha öncesinden beri yapıyor, farkında değil miyiz? Bunun çok daha fazlasını da yapabilirdi, bütün yardım gemilerini bombalayabilir, oraya gelen bütün insanları öldürebilirdi. Bu terördür.
Gazeteci Nihal Bengisu
Karaca: Türk yönetiminin gerektiğinde sertleşen ve uluslararası yaptırıma
teşvik etmesi gerekiyor. Bunu dünyaya anlatması kendisinin de siyasi yaptırıma gitmesi, sert politikalar uygulaması gerekiyor. Vicdanı dağılmış, incinmiş insanlara haklı olduğunu gösterecek politikalar uygulanmalı. Bu bir Yahudilik meselesi değil, Siyonizm'in geldiği noktadır. Siyonizm'in terörde geldiği noktayı görüyoruz bütün dünya olarak. Bunun bir din savaşı görüntüsüne dönüştürecek şekiller alınmasının önüne geçilmeli, provokasyonlara izin verilmemelidir. Yaşanan olaydan sonra İsrail'le bağlar tümüyle koparılma noktasına gidilir. İsrail ilişkileri bakımından kötü günler yaşanacak gibi görünüyor. Kan akıtarak
One Minute'nin bedelini ödettiler. Ortadoğu'nun jandarması olarak bilinen İsrail, kimi zaman sahipleri adına huzursuzluk çıkarıyor kimi zaman da kendi için huzursuzluk çıkarıyor.
Bilgi Üniv. Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlter Turan: Her halükarda sanıyorum İsrail kendini çok yönlü bir baskı altında hissettiği için panik halinde ve yapılması hukuka uygunluğa son derece tartışmalı eylemlere girişmektedir. İsrail haklı olduğunu dünya kamuoyuna anlatmaya çalışacaktır. Fakat uluslararası kamuoyunda bu müdahaleye büyük tepkiler olacağı kesin. Zannediyorum İsrail'in uluslararası ortamda anlayışla karşılanması ve
destek bulması pek mümkün değil.
Today's Zaman yazarı Ayşe Karabat: Amaç yalnızca insani yardım değildir. Amaç Gazze'ye üç yıldan beri süren blokajı, ambargoyu delebilmektir. Gazze'de yaşayan her beş kişiden dördü dışarıdan gelecek
yardıma muhtaç. Yüzlerce insan ağır hastalıklarla mücadele ediyor ama Gazze'den dışarı çıkamıyor. Dolayısıyla bu ambargonun delinmesi son derece meşru bir durum. İsrail'in önlemek istediği bu; gemidekilerin de asıl yapmak istediği buydu. Dünyada bazı diplomatik kurallar değişti. Ülkelerin müdahale edemediği yerlerde ve zamanlarda artık kendisini dünya vatandaşı olarak tanımlayan kişiler devreye giriyor. Zaten bu yardım filosundakiler kendisini dünya vatandaşı olarak tanımlıyorlardı. Gazze'de insani durum tam bir içleracısı. Orası adeta tam bir açık hava hapishanesi.
İşadamı Sami Kohen: İsrail'in daha da yalnızlaşmasına, baskı altında kalmasına yol açacaktır. Türkiye-İsrail ilişkileri daha da gerilecektir. Çok ciddi bir gelişme. Bundan sonra ne olacağını tahmin etmek çok zor. Önümüzdeki saatlerde İsrail bu gemileri, insanları ne yapacak? Orada tavrını gözden geçirecek mi, böyle mi devam edecek bilmiyoruz. Eğer bir şekilde aynı tavrını sürdürürse çok ciddi bir olayla karşı karşıya kalacağız. Tepki sadece söylemle kalmayabilir. Bu bir savaş nedeni olmaz, o noktaya geleceğini tahmin etmiyorum.
Başbakan seyahatte şu an. Değerlendirmektedirler bu durumu. Ama savaştan önce başka yapılabilecek şeyler vardır. Böyle bir durum zaten çok daha vahim olur. Daha çok erken. Türkiye tepkisini gösterecektir.
Prof. Dr.
Doğu Ergil: İsrail, kendi ideolojisine göre
vaat edilmiş
topraklarda kurulmuş bir devlet. Onlar için o topraklar üzerindeki egemenlik Tanrı vergisidir. Toprak her hal ve şart altında korunmalıdır. Bu amaca ulaşmak için insani mülahazalar ve hukuk hiç önemli değildir. Bu egemenliğin ve o toprakların korunması onlar için birincil varlık nedenidir. Gazze'deki Filistin halkının varlığı İsrail için tehdit olarak görülmektedir. Şimdi Gazze'ye yardım da onların
terörist olarak nitelendirdiği örgüte bir yardımdır. İsrail kendi ulusal varlığına tehdit olarak her şeyi kolaylıkla ortadan kaldırabilmekte. İsrail'in arkasında yaptığı işleri meşru gören bir ABD olduğu müddetçe bu pervasızlık sürecektir. Ahlaki olarak İsrail fırlanmıştır. İnsani olarak İsrail cani olarak görülmektedir. Dünya vatandaşları olarak bir uluslar arası toplumu örgütlemek ve bunu bu yardım organizasyonlarından daha büyük bir şekilde yapmak lazım. Dünya artık İsrail'i askeri ve siyasi olarak değil bu şekilde insani olarak karşısına almalı."
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Soli Özel: Olabilecek en kötü
senaryo gerçekleşti. Ortadoğu'da dengeler eskisi gibi olmayacak. İsrail'in yeryüzünde bir meşrutiyeti yok zaten. Şimdi yaptıklarıyla bu daha fazla tartışılacak. Olabilecek en kötü senaryo gerçekleşti. İsrail'in bir müdahalede bulunması bekleniyordu ve bunu zaten kendileri de söylemişlerdi. Ama tek
ümit, bu müdahalenin ölümlü bir müdahale olmamasıydı. Ama bu da oldu. Bu olay dünyada büyük bir tepkiye yol açacaktır. Çok vahim sonuçları olacak olayın. Bu bir Musevi düşmanlığına dönüştürülmemeli. Yapılanlara elbette sessiz kalınmamalı ama provokasyonlar da olmamalı. Şimdiye kadar sağduyulu davranıldı, bundan sonra da bu şekilde davranılmalı, meşru şekilde tepkiler ortaya konulmalı. Her ülkenin karasuları 12 mildir ama İsrail bunu 58 mile çıkardı. Bu davranış biçimi bize yaptığının meşru olmadığını gösteriyor. Ölenlerin hangi ülke uyruklu olduğunun bir anlamı yok. Türkiye İsrail arasındaki ilişkiler yeniden gözden geçirilecek. Türkiye'nin İsrail ile
Suriye arasında arabuluculuk yaptığı dönemde bunun yaşanması tepki ile karşılanması gereken bir durum. (CİHAN)