Askere toplumsal olaylara müdahale
yetkisi veren EMASYA Protokolü geçtiğimiz hafta perşembe günü yürürlükten kaldırıldı.
Türkiye, gündeme "
Balyoz Eylem Planı" iddialarıyla oturan ve yaklaşık iki haftadır
tartışma konusu olan EMASYA'yla 13 yıl önce, 28
Şubat sürecinden hemen sonra tanıştı. Protokole
İçişleri Bakanlığı ile Genel
kurmay Başkanlığı
imza attı. 27 maddeden oluşan
protokol, askere valinin izniyle şehirlerdeki toplumsal olaylara müdahale etme imkânı tanıyordu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın EMASYA Protokolü'nün kaldırılacağına ilişkin sözleri üzerine Cumhurbaşkanı Gül, "EMASYA, İçişleri Bakanlığı ile
Türk Silahlı Kuvvetleri arasında imzalanmış, kendi mantığı ve hukuku olan bir protokoldür. Ben de bugünkü hukuk anlayışımız ve geldiğimiz hukuk standartları çerçevesinde buna gerek olmadığı kanaatindeyim. İçişleri Bakanlığı ve TSK nasıl ortak imzaladılarsa ortak imzalarıyla buna son vermelerinin doğru olduğu kanaatindeyim." demişti.
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ da 4 Şubat 2010
Perşembe günü EMASYA Protokolü'nün kalkabileceğini ima ederek, "Kalkabilir, bu protokole gerek yok, zaten kanunda yetki var. Neticede EMASYA Protokolü konusunda bizim için kanunlar esastır. EMASYA Protokolü'nün bunun üzerine geçmesi mümkün değildir." açıklamasında bulunmuştu.
Bu demecin yayımlandığı gün öğle saatlerinde ise televizyonlar EMASYA Protokolü'nün kaldırıldığını son dakika gelişmesi olarak duyurdu. İçişleri Bakanı Beşir
Atalay da kamuoyunda EMASYA olarak bilinen protokolün yürürlükten kaldırıldığını açıkladı.
Kamuoyu EMASYA Protokolü çerçevesinde oluşturulan birliklerin varlılığını genellikle
İstanbul'daki toplumsal olaylar ve
terör olaylarında hissetti.
Medya, her 1
Mayıs'ta
Taksim Meydanı'nda konuşlanan bu birliklere en az göstericiler kadar ilgi gösterdi. Yine HSCB'nin bombalanması olayında da alana inen bu birliklerden hemen her ilde var. Ancak İstanbul'daki varlıkları ve sayıları diğer illere göre daha fazla. Meydana gelebilecek bir olayda hazırda tutulan bu birlikler, İstanbul'da hangi kışlalarda konuşlandırılmıştı?
Kentte bugün alay seviyesinde üç EMASYA birliği bulunuyor. 1.
Ordu Komutanlığı 3.
Kolordu Komutanlığı 23. Motorlu Piyade Tümen'ine bağlı bu üç alay şunlar: Samandıra'da 23. Motorlu Piyade
Alayı, Hasdal'da 6. Piyade Alayı ve Metris'te 47. Piyade Alayı.
EMASYA için görevli birlikler ayda birkaç defa tatbikat yapıyor. Halkın sokağa çıkma ihtimali bulunduğu
1 Mayıs İşçi Bayramı,
terörist başı Abdullah Öcalan'ın yakalanış yıl dönümü gibi hassas günlerde EMASYA birlikleri hazır bekletiliyor. Özellikle 1 Mayıs kutlamaları sırasında üç alay görev yapıyor.
İstanbul'da EMASYA faaliyetleri 23. Motorlu Piyade Tümen Komutanı
Tümgeneral Bülent Dağsalı'nın göreve gelmesiyle yoğunlaştı. Dağsalı'nın EMASYA birliklerinin eğitimlerini artırdığı ve hemen her tatbikata gelmeye çalıştığı belirtiliyor. O dönemde Dağsalı'nın
denetlemeleri, tatbikatlar ve bitmek bilmeyen hafta sonu mesailerinden dolayı çok sayıda uzman çavuşun
istifa ederek görevden ayrıldığı öne sürülüyor. EMASYA faaliyetlerinin ağırlığı karşısında bazı subayların başka birliklere
tayin için dilekçe verdiği iddia ediliyor.
Tümgeneral Dağsalı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yaptığı ziyaretlerle de gündeme geldi. Üst düzey
emekli generallerin de gözaltına alındığı 8 Ocak 2009 tarihindeki
Ergenekon soruşturmasının 10. dalgasında Dağsalı,
Vatan Caddesi'ndeki Emniyet binasına giderek Emniyet Müdürü
Celalettin Cerrah'ı makamında ziyaret etmişti. Dağsalı basın mensuplarının sorularını cevapsız bırakmış, Cerrah ise Tümgeneral Dağsalı'nın bir
seminer dolayısıyla Emniyet'e geldiğini belirterek, "20 Ocakta Mekanize Tugayı'nda
doğal afetlerle ilgili bir seminer var. O seminere davet etmek için geldiler." demişti.
Dağsalı, andıç tartışmalarında da gündeme gelmişti. İlk 'andıç' belgelerinde PKK'lı Şemdin Sakık'ın ifadelerinin bazı siyasiler ve gazetecilerin saygınlığının azaltılması ve terör örgütüne
destek sağladıkları yönünde kamuoyu oluşturulmasında kullanılması talimatına yer verilmişti. İşte bu ilk andıç belgesinde o dönemde kurmay albay rütbesi ile iç istihbarat müdürü olan Dağsalı'nın imzası olduğu biliniyor. İlk 'andıç' belgesinin ardından 28 Şubat sürecinin önde gelen ismi emekli Orgeneral
Çevik Bir'in Sakık'ın ifadelerine gazeteci
Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand'ı suçlayan bölümler eklediği iddiası ortaya atılmıştı.
Gazeteci Nazlı Ilıcak da bu iddiaları soru önergesiyle TBMM'ye taşımıştı.
Bununla da yetinmeyen Ilıcak, andıçta imzası olan dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral
Çevik Bir, Genelkurmay
İstihbarat Başkanı Tümgeneral
Fevzi Türkeri ve İç İstihbarat Şube Müdürü Bülent Dağsalı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Savcılık bu suçlamalara yönelik
görevsizlik kararı verdi.
Akın Birdal 2009'da bir girişimde daha bulundu, ancak yine sonuç çıkmadı.
EMASYA EĞİTİMİNDE
NE ÖĞRETİLİYOR?
Gazeteci
Ali Bayramoğlu, İçişleri Bakanı
Sadettin Tantan döneminde EMASYA birliklerinin yapısının değiştiğini ileri sürüyor. Bayramoğlu, İçişleri Bakanı Tantan'la
Genelkurmay Başkanlığı arasında bir protokol imzalandı. Ve bu birliklere, valilik talep etmese de, kendisi gerekli gördüğü durumlarda toplumsal olaylara el koyma yetkisi verildi. Ve bu birlikler 24 saat düzenli çalışan birlikler hâline geldi.
Peki, EMASYA eğitiminde askerlere ne öğretiliyor? Eğitim tatbikatlarında birkaç ere polis yeleği giydiriliyor. İsyancı gruba önce polis müdahale ediyor. Ancak isyancılar polisi döverek püskürtüyor. Bunun üzerine EMASYA alayları isyancı gruba karşı "üçgen" ve "ok" şeklinde düzenlerle müdahale ediyor.
EMASYA'da İstihbarat ve Eğitim Subaylığı birim subayı tarafından çalışma yapılıyor. Birliklerin olası bir durum,
eylem sırasında müdahale edecekleri bölgeler haritalarla detaylı şekilde açıkça belirtiliyor. Birliğin sorumluluk alanındaki kaymakamın ve mahalle muhtarlıklarının
iletişim telefonları ve açık adresleri daha önceden belirleniyor. EMASYA tatbikatlarında bu haritalar üzerinde
senaryo yazılıyor ve müdahale emri veriliyor. EMASYA düzeninde birlikler Tümen Komutanı'nın emriyle, eylem yapan grubu direkt üzerlerine ateş ederek etkisiz hâle getirebiliyor. EMASYA düzeninde güvenliği tamamen asker devralıyor, eğer istenirse bazı bölgelerde polis müdürlerinden
yardım alınabiliyor.
EMASYA tatbikatlarında birliklerin eğitimleri Tümen Komutanı tarafından denetlenir. Denetleme genellikle
Tuzla Piyade Okulu eğitim sahasında yapılır. Burada maketten yapılmış ev, bina,
iş yeri gibi yerler eylemciler tarafından yakılır. İlk önce olaylara polis müdahale eder ve yetersiz kalır. Ardından görevli EMASYA birlikleri devreye girer ve eylemcileri cop,
biber gazı ve silahla etkisiz hâle getirir.
AKSİYON