Sağlık sorunları sebebiyle önceki gece hastaneye kaldırılan Atayün, emniyetteki 10 saatlik ifadesi ile hâkim karşısına çıkmak zorunda bırakıldı. Emniyette Başbakan’ı hangi yetki ile dinlediniz, sorusu yöneltilen Yurt Atayün, Başbakan’ı dinlemediğini söyleyip suçlamaları kabul etmedi. Alınan bilgilere göre, ifade başlamadan kendisine yöneltilen iddialar okunan Atayün ‘siyasal veya askerî casusluk’, ‘suç uydurma’, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal etme’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı kaydetme ve resmi belgede sahtecilik’le suçlandı.
Suç isnatlarının kendisine okunduğu sırada, polisin sözünü kesen Atayün, casusluk gibi kendisine yöneltilen suçları kabul etmeyerek, “Bu suçlar alçaklık ve şerefsizliktir. Bu suçu her kim işlediyse mutlaka cezalandırılmalıdır.” ifadelerini kullandı. Yurt Atayün’e yöneltilen casusluk dahil diğer suçlamalar hakkında herhangi bir delil ortaya konulamadı. Delil ortaya konulamaması, gözaltıların ve aylardır süren iftira, karalama kampanyalarının yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile terör örgütü Selam-Tevhid soruşturmasını kapatma amaçlı olduğunu da gözler önüne serdi. Başbakan’ı dinlediği iddialarını kabul etmeyip Erdoğan tarafından takdirname ve üstün başarı belgesi ile ödüllendirildiğinin altını çizdi. Soruşturma hakkında eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’a bilgi verdiğini belirten Yurt Atayün, “Çapkın da soruşturma kapsamında İran’ın ülkemizde yürüttüğü illegal faaliyetleri hassas olarak takip etmemiz konusunda talimatlarını iletti.” diye konuştu.
Zaman'ın haberine göre, Selam soruşturması ile ilgili yapılan her işlemin savcılık talimatı ve mahkeme kararı ile gerçekleştiğini ifade eden Atayün, “Yasaya aykırı olan hiçbir işlem yapılmamıştır.” dedi. Polislerin “Emniyet kayıtlarında bir sureti kalmayacak şekilde soruşturma savcısına dosyanın teslim edilmesi hususunu açıklayınız.” sorusu yöneltilen Yurt Atayün, bu iddia ile ilgili önüne somut bir delil konmasını istedi. Ancak Başbakan’ı dinlediği yönünde herhangi bir delil konulmadığı ortaya çıktı. Böyle bir durum olması halinde savcılık tutanağının bulunması gerektiğini aktaran Atayün “Bana savcılık teslim tutanağı gösterilmemektedir. Soru içeriği polisiye soruşturma mantığı ile değil gazeteci ağzıyla yazılmıştır.” diyerek soruşturmadaki çelişkileri gözler önüne serdi.
