Planın en dikkat çeken yanı
Ergenekon'un mütedeyyin kitlelerin başına çorap örerken bir alevi yurttaşı piyon olarak kullanmak istenmesi...
Hatırlanacağı gibi Kuvayı Milliye 1919 Derneği'nin
Pendik temsilcisi olan
tutuklu sanık Hüseyin
Gazi Oğuz, Silivri'deki duruşmalarda "Ben
Aleviyim" demişti. Geçtiğimiz
Perşembe günü ise derneğin bir başka üyesi olan
Erol Ölmez de alevi olduğunu açıkladı. Örgütün 'postacısı' olduğu ileri sürülen Ölmez'in suç yapısı içinde stratejik bir görevi de dikkat çekti. Örgüt Ölmez'i Fatih
Çarşamba semtindeki İsmailağa
Cemaati'ne sızmakla görevlendirdi. Eğer ETÖ'ne yönelik
operasyon olmasaydı neler yaşanabileceği Silivri'deki duruşmalarda netleşti.
Peki plan neydi ve nasıl uygulamaya kondu? Önce Ölmez'e Fatih Çarşamba'da oturan bir
arkadaş bulundu. Zeytincilik ile uğraşan Murat Aydoğan isimli şahsın yanında kalmaya başlayan Ölmez'in cemaate mekansal yakınlığı sağlandı Ancak Ölmez, mahkemedeki savunmasında sızma iddiasını şöyle reddetti:
"Ben Alevi-Bektaşi felsefesine göre yetişmiş bir insanım. Benim öyle şeylere ihtiyacım yok. Onların arasına girecek kişi onlar gibi düşünmeli onlar gibi
ibadet edebilmeli.
Sakal bırakarak istihbarat topladığım doğru değil. Ben o yobazların içine falan girme gereği duymam."
Ancak Ölmez'in verdiği şu bilgiler de onun cemaat içinde istihbarat toplamaya çoktan başladığının göstergesi gibi:
"Beni İsmailağa Camii'nin karşısındaki bütün esnaf tanır. Marketlere sorun. Sonra caminin her tarafından kameralar var. Bu kameralardan kaçmak mümkün değil."
Çarşamba semtindeki gözlemlerini detaylı şekilde anlatan Ölmez için yapılan plan şöyleydi. Ölmez, Çarşamba'da cemaate yakın bir ailenin kızıyla evlenecek. Aynı
dava tutuklu Kuvayı Milliye 1919 Derneği'nden arkadaşı
Kahraman Şahin'in anlattıkları bu plan hakkında bilgi veriyor:
"
Erol Ölmez, Çarşamba'da
temiz kapalı bir bayan ile evlenmek istiyordu. Bunun için Çarşamba'ya gidiyordu."
Savunmasında laikliği korumak için
Cumhuriyet mitinglerine katıldığını anlatan ve Alevi olduğunu açıklayan Ölmez, her nedense kapalı bir bayanla evlenmek istiyordu. Zaman içinde Ölmez, Çarşamba'ya yerleştikten sonra bir butik dükkanında çalışan tesettürlü bir bayanla tanışır. Ve onunla gezip dolaşmaya başlar. Bu durumu Ölmez mahkemede şöyle anlatmayı
tercih etti:
"Hoş bir bayandı. Onunla tanıştım. Hatta bir süre birlikte dolaştık. Evlenmeye karar verdik. Araya tanıdıklar koyduk. Babası beni çağırdı. Tam evleniyorduk ki bu operasyon başladı. Artık bu düşüncemi herhalde gerçekleştiremem."
Bütün bunlar 28
Şubat sürecinde
Ali Kalkancı, Fatime Şahin projelerini akla getirdi. 'Post
modern darbe' olarak tarihe geçen 28 Şubat döneminde de benzer senaryolar uygulanmıştı. Kamuoyunda 'Travestiler Kraliçesi' olarak anılan '
Sisi' lakaplı
Seyhan Soylu, JİTEM'in yayın organında 8 ay boyunca istihbarat çalışmaları yaptığını, tesettüre girerek Kalkancı tarikatını incelemeye aldığını açıklamıştı. Ergenekon'un İBDA-C ile
ittifak yapmak için 2003'te görüşme yaptığı ve bir dizi
anlaşma teklif ettiği ortaya çıkmıştı.
Acaba
örgütün bu plandaki amacı Çarşamba cemaatinin içine sızdıktan sonra eşinin ailesi aracılığı ile alınacak kasetler görüntüler miydi? Veya yeni bir
cinayet planı yapılmaktaydı? İşte bütün bu sorulara cevabı ilerleyen zaman içinde bulacağız.
Çünkü Ölmez, hakkıdaki iddialara ve
telefon görüşmelerindeki suç unsuru bulunan mafyatik konuşmalara verdiği cevaplar hep şöyle:
"Gırgır yapıyordum." "Yanımdaki kişiye hava atmak için öyle söyledim." "Geyik muhabbeti yapıyoruz"
Tutuklanmadan önce bir film şirketinde figüran topladığını anlatan Ölmez, "
Kuzey Rüzgarı" ve "Annem" gibi filmlerde de figüranlık yaptığını anlatmıştı. Bakalım Ölmez, figüran olmaktan bıkıp esas oğlan olma kararı verebilecek mi?
--------------------------------------------
İşte örgütün sızma girişimini ele veren telefon konuşması:
- Kahraman Şahin: Neredesin?
- Erol Ölmez: Taksim'e geçiyorum. Ordan da Çarşamba'ya geççem. İftardan sonra
akşam 8, sabah 8 nöbete devam yani. Sen ne yapıyorsun ne var, ne yok?
- Erol Ölmez: Biz de molların arasına takıldık. Girdik işte ne yapalım. Soktunuz bizi o taraf Çarşamba'ya.
- Kahraman Şahin: Hayırlısı olsun kardeşim , görevini tam yerine getir.
- Erol Ölmez: Görevi getiriyoruz, ne var ne yok? Ne yapıyorsun?
- Kahraman Şahin: Kartal'dayım. İşim var öyle. Görülmüyorsun hiç?
- Erol Ölmez: Yarın karargaha geliyorum. Ne yapıyon? Oruçlu musun?
- Kahraman Şahin: Yok değilim.
- Erol Ölmez: Yok ben tutarım. Ben hoca adamım biliyorsun. Sakal bıraktım. Molla oldum ben de.
- Kahraman Şahin: İmam Hüseyin de bıraktı (Kuvvai Milliye Derneği Genel Sekreteri Hüseyin Görüm). Yarın geldiğinde görüşürüz.
ZAMAN