85 sayfalık
rapor ile 64 sayfalık
Strateji Belgesi
taslaklarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e övgüler yer aldı.
Gül'ün siyasî alanda ve
sivil toplumda uzlaştırıcı rol üstlendiği, reformların hızlandırılması için sürekli
çağrı yaptığı, dış politikada da etkin olduğu vurgulandı. Raporda
iktidar ve muhalefete ise eleştiriler yöneltildi.
Reformları sık sık
Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğü için
CHP'ye tepki gösteren AB, AK Parti'yi de 22 Temmuz'da halktan aldığı vekalete rağmen tutarlı ve kapsamlı reform programı ortaya koyamamakla tenkit etti. AK Parti'nin kapatılmamasının
demokrasi adına olumlu bir gelişme olarak nitelendirildiği rapora,
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in işkence iddiaları için 'özür dilemesi' de girdi. AB, ilk defa
yüksek yargıyı da eleştirdi: "Yetkileri dışında siyasî açıklama yapıyorlar."
Geçen yıl rapora giren
akreditasyon sorunu bu yılki taslakta yer almazken, eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in bazı kanunları Anayasa Mahkemesi'ne götürerek iptal ettirmesi tekrar hatırlatıldı.
Ergenekon'a da bir paragrafla yer veren
ilerleme raporu, 14 Temmuz'da açıklanan iddianamenin
terör örgütü kurarak şiddet yoluyla hükümeti devirme suçundan aralarında bazı
emekli generallerin de bulunduğu birtakım insanların
gözaltına alındığına işaret ediyor. Taslak, gözaltılara ilişkin Türk basınında çıkan eleştirilere de atıf yapıyor. Reha Çamuroğlu'nun Baş
bakan Erdoğan'ın danışmanlığından istifası, YouTube sitesinin sık sık yasaklanması ve mecburi din derslerine ilişkin
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının tatbik edilmemiş olması da taslakta yer alıyor. Taslakta öne çıkan başlıklar şöyle:
Türkiye'nin stratejik önemi arttı
Türkiye'nin AB için stratejik ehemmiyeti enerji emniyeti, çatışmaların önlenmesi ve çözümü,
Güney Kafkasya ve Ortadoğu'da bölgesel güvenlik gibi anahtar alanlarda daha da arttı. AB ile müzakere ve üyelik reformları çerçevesinde süren ilişkiler Türkiye'yi birçok sorunla karşı karşıya olan bir bölgede istikrar için kuvvetli bir güç haline getiriyor.
Yüksek yargı, yetkilerini aşıyor
Yargının tarafsızlığına ilişkin endişeler sürüyor. Bazı durumlarda yüksek yargı mensupları istikbalde bakacakları muhtemel davalarda tarafsızlıklarına halel getirebilecek resmî siyasi açıklamalar yaptı. Bazı üst düzey yargı mensupları yetki alanlarını aşan resmî yorumlar seslendirdiler.
Gül, uzlaştırıcı
Yeni Cumhurbaşkanı, siyasi aktörler ve sivil toplum için uzlaştırıcı bir rol için çaba sarf etti. AB reformlarının hızlandırılması için sürekli çağrı yaparken hükümetle iyi bir çalışma ilişkisi kurdu. Dış politikada faal bir rol üstlendi ve birçok yurtdışı gezisine çıktı.
Eylül 2008'de
Ermenistan Cumhurbaşkanı'nın daveti üzerine ilişkilerin normalleştirilmesi hedefi ile ikili bir
diyalog için bu ülkeyi ziyaret eden ilk Türkiye
cumhurbaşkanı oldu.
Ergenekon'da şikayetler var
Ergenekon adıyla bilinen ve bir
suç örgütü olduğu iddia edilen ağa karşı 2007'de başlatılan
soruşturma neticesinde aralarında emekli generallerin de olduğu bazı kişiler tutuklandı. 14 Temmuz 2008'de
İstanbul Başsavcılığı tarafından açıklanan Ergenekon iddianamesinde
terör örgütü kurarak şiddet yoluyla hükümeti devirme gibi suçlara yer verildi. Soruşturma sırasında bazı siyasiler, basın kuruluşları ve hukuki kurumlardan
savunma haklarına riayet edilmediği, herhangi bir suç isnat edilmeden uzun gözaltı sürelerine ilişkin şikayetler yapıldı.
Anayasa konusunda adım atılmadı
İktidar partisi, 1982 Anayasası'nın tadil edilmesi maksadıyla Türkiye'yi temel haklar konusunda milletlerarası standartlara getirmek için bir grup akademisyene vazife verdi. Ancak ne kamuoyuna ne de
Meclis'e herhangi bir taslak sunuldu ve sunulmasına ilişkin bir takvim de verilmedi.
CHP, demokratikleşme hamlelerini mahkemeye taşıyor
CHP, bir kısmı AB reformları çerçevesinde demokratikleşme hamlelerini destekleyen 16 kanunu 2008 yılı içerisinde Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.
Siyasi reformlara ve AB sürecine olan taahhütlerini yeniledi. Ancak hükümet kuvvetli siyasi vekalete rağmen tutarlı ve kapsamlı bir siyasi reform programı ortaya koyamadı. Yeni cumhurbaşkanı sürekli siyasi reformlar çağrısı yaparak olumlu bir rol oynarken, hükümet tutarlı ve kapsamlı siyasi ve anayasal reformları hayata geçiremedi.
Yolsuzlukla mücadelede ilerleme sınırlı
Mahalli idareleri,
gayrimenkul ofislerini ve üniversiteleri kapsayan yolsuzluk olayları basında sık sık yer aldı.
Deniz Feneri vakasında
Alman makamları 3 yetkiliyi mahkum etti. Yolsuzlukla mücadelede sınırlı ilerleme sağlandı. Yolsuzluk hâlâ yaygın olarak sürüyor. Bütüncül bir yaklaşımın,
eylem planının ve koordinasyon mekanizmalarının olmaması endişe sebebi.
Sivil toplum örgütlerinin işkence ve kötü muamele müracaatlarında artış oldu. Memurların dokunulmazlığı konusunda Adalet Bakanı gözaltında işkenceden
ölüm dolayısıyla resmen özür diledi. Ancak memur dokunulmazlığı hâlâ ciddi endişe kaynağı.
301'in tadilatı sorunu çözmedi
Nisanda ifade hürriyetini kuvvetlendirmek için Meclis 301'i tadil etti. Ancak 301. maddenin yazılışı pek değişmedi ve Adalet Bakanı'nın izni siyasi mülahaza endişesini beraberinde getiriyor. Adalet Bakanı'na ulaştırılan 257 vakadan 37'sinde Bakan soruşturma izni verdi. TCK'nın 215, 216 ve 217. maddeleri hâlâ ifade hürriyetini kısıtlamak için kullanılıyor.
Jandarma hâlâ sivil kontrole tabi değil
Kuzey Irak'taki
terörist hedeflere karşı yürütülen askerî harekâtta siyasi makamların askeriye üzerinde kontrolü uygulandı. Bu askerî harekâtlara Meclis tarafından müsaade edildi ve hükümet tarafından karar verildi. TSK İç Hizmet Tüzüğü ve MGK Kanunu'nda herhangi bir değişiklik yapılmadı. Jandarma'nın
asayiş hizmeti yürütürken sivil kontrole tabi olması konusunda herhangi bir ilerleme sağlanamadı. Neticede, asker üzerinde tam sivil kontrol tesisi ve savunma bütçesinin Meclis tarafından denetlenmesinde herhangi bir gelişme olmadı. TSK'nın üst düzey mensupları yetkileri dışındaki konularda görüş belirtmeye devam etti.
ZAMAN