Ergenekon iddianamesinin mahkemeye sunulmasının ardından içeriğine ilişkin bilgiler netleşmeye başladı. SABAH, iddianamedeki
emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün evinde ele geçirilen 'Panzehir' adlı
belgeyi ve Küçük'ün eylemlerine
delil olan
Tuncay Güney'in fotoğraflarını ele geçirdi. İddianameye yer alan 'Panzehir' adlı belgeye göre, "
Kürt ayrılıkçı hareketini emperyalist devletlerin oyunu olarak" değerlendiren Ergenekoncular, bu duruma engel olmak için halen haham ve siyasi
sığınmacı olarak Kanada'da yaşamını sürdüren
Tuncay Güney başta olmak üzere İP Genel Başkanı
Doğu Perinçek ile
Ferit İlsever ve
Yalçın Küçük gibi isimlerin hem
PKK hem de
Barzani ile temas kurmasını sağlamaya çalışmış. Tuncay Güney'in Barzani,
Talabani ve
Hizbullah lideri
Nasrallah ile yaptığı temasların, Perinçek ve Küçük'ün de Bekaa'da PKK ve
Öcalan ile yaptığı görüşmelerin fotoğrafları da bu ilişkilerin delili olarak iddianamede yer alıyor.
İŞTE PANZEHİR BELGESİ
Ergenekon savcılarının ilk kez Tuncay Güney'e ait arşivde gördükleri 'Panzehir' adlı belge, emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün evinde de bulundu. "Etnik /Bölücü Operasyonların Tasfiyesi Kürt Hareketi ve Türk-Kürt Kardeşliği
İstanbul/1
Mayıs 2000" başlıklı 15 sayfalık belgenin "Amaç ve Kapsam" başlıklı bölümünde 'Panzehir' belgesinin, "Türk-Kürt kardeşliğinin sağlam ve realist temeller üzerinde yeniden kurulabilmesi ile etnik/bölücü uluslararası
operasyon programlarının tasfiyesine olanak sağlaması" amacıyla yazıldığı belirtiliyor. "Her etnik grup, her mezhep ve
inanç grubu
Türkiye Cumhuriyeti devleti için sorundur" denilen belgede "İnsanların olduğu her yerde sorunları da olacaktır. Bu kaçınılmaz ve doğaldır. Tıpkı mikrop kapan bir yaranın iyileşmeyip büyüyüp derinleşeceği gerçeği gibi" ibareleri yer alıyor.
CHP DE HEDEFTE
"Türkiye'nin parçala ve böl taktiği ile paramparça edilmesinin amaçlanması ile saldırıya geçen emperyalist güç odaklarının,
sivil toplum örgütlerini çeşitli dönemlerde provokasyon merkezlerine dönüştürdüğü" ifade edilen belgede şu görüşlere yer veriliyor: "Süreç içerisinde demokratik sivil toplum örgütleri,
dernek,
vakıf, sendikalar emperyalizmin Türkiye içindeki istihbarat, provokasyon ve
terör bürolarına dönüştürülmüştür. Bir örnek vermek gerekirse 1991 yılında
Erdal İnönü başkanlığındaki SHPHEP ittifakı ile 2000 yılına ulaşıldığında CHP'nin 'Demokratik Cumhuriyet' programı (Satır aralarında gizlenmek istenen 2. Cumhuriyet programıdır) ve CHP-PKK ittifakının aynı şeyler olduğu ve
Washington merkezli argüman üretimler olduğu kendiliğinden ortaya çıkar."
SABAH