Kendini Ruhi
Polat diye tanıtan kişi,
Malatya'da yerel bir gazeteye girdi, ancak güvensiz hareketleri nedeniyle işten atıldı.
Malatya katliamının
kilit ismi Emre G'nin arkasından, "Devlet arkanda. Misyonerleri sen halledeceksin. Sana her türlü devlet güvencesini veririz" diyen bir çete çıktı.
Yeni Şafak'ın
sanık yakınları ve yerel kaynaklardan elde ettiği bilgilere göre, Malatya'da
İncil dağıtan Zirve Yayınevi'nde 3 kişiyi bıçaklayarak öldürmekten tutuklanan 6 kişi son iki yıl içinde tanıştı. Liderleri konumundaki Emre G, kendilerini "
Hizbullah,
PKK ve misyonerlikle mücadele eden devlet görevlileri" olarak tanıtan bir başka grubun talimatıyla
eylemi planladığı ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre, süreç şöyle gelişti:
GERİ DÖNÜŞÜ YOK, SİZİ BİLİYORLAR
Zanlılar Emre G,
Hamit Ç, Abuzer Y,
Cuma Ö,
Salih G, Muammer Ö ve Kürşat K, geçen yıl tanıştı; Emre'nin Zirve Yayınları'na yönelik planından ise 3 ay önce haberdar oldu. "Bunlar misyonerlik yapıyor, topluma zarar veriyor. Orayı basacağız ve bütün bilgilerini alacağız. Gerekirse öldüreceğiz" diyen Emre, arkadaşlarından gelen "Bu iş tehlikeli, biz yokuz" tepkisi üzerine, "Artık çok geç, dönüşünüz yok. Sizi biliyorlar. Onlar birşey yapmasa bile ben gelir sizi vururum, ailenize zarar veririm" tehdidini savurdu. Emre, 4 arkadaşından bir veya ikisine ise "öldürme" planından sözetmedi, sadece, misyonerleri bağlayıp etkisiz hale getireceklerini, sadece "bilgisayar,
disket ve evrakları alacaklarını" söyledi.
DEVLET GÜVENCESİ VE PARA ÖNERDİ
Arkadaşlarının kabul etmesi üzerine eylem tarihini önce 16
Nisan olarak veren Emre, daha sonra tarihin 18 Nisan olarak değiştiğini bildirdi ve 17 Nisan'da arkadaşlarını babasının
spor salonunda topladı. Zanlılardan birinin, "Bu tarihi kim belirliyor; bize bağlantılarını söyle" demesi üzerine Emre, "Devletten
maaş alan biri. Buraya sık sık gelir. Benimle birlikte Malatya Birlik gazetesinde yazın (2006 yaz ayları) bir süre çalıştı, sonra şüphelenip işten atmışlar. Buradaki misyonerlik ve
terör ilişkilerini araştırıp devlete
rapor veriyor. Onun evine gittim. Bazı raporlar gösterdi bana. PKK ve Hizbullah'a ait bilgiler vardı; para veren kişiler, uluslararası bağlantıları..." diye
cevap verdi.
Kendini 'Mehmet' veya 'Ruhi Polat' diye tanıtan bu kişi,
Ankara veya Adana'dan gelen bazı kişilerin "Bu kişi PKK ve Hizbullah'la iç içedir" demesi üzerine işten çıkarıldı. Aynı gün Emre'yi arayarak bir çay ocağında buluştu ve 'Sana her türlü devlet güvencesi, istediğin kadar para; sen benle çalış' teklifinde bulundu.
'ANKARA KONSEYİ' YAZILI BELGE
Emre'yi evine götüren Polat, burada bir başka kişiyle tanıştırdı ve üzerinde "Ankara Konseyi" yazan mühürlü bir
belgenin de bulunduğu çeşitli raporlar ve belgeler göstererek, "misyonerler, PKK ve Hizbullah birlikt
e devlet aleyhine çalışıyor. Bazı tanınmış kişiler de onlara para yardımı yapıyor" dedi. Polat, Emre'ye bu kişilerin listesini de gösterdi.
MİSYONERLİK NEDİR BİLMEZDİ
Arkadaşları, Emre'nin 2006 yazına kadar misyonerlik ile hiç ilgisinin olmadığını, ancak özellikle bir ay öncesinden itibaren sürekli misyonerlikten konuşmaya başladığını anlattılar. Malatya'da 49 ev-kilise olduğunu, misyonerlik faaliyetlerinin arttığını anlatan Emre, bu bilgilerin bir kısmını Polat soyadlı kişiden, bir kısmını da internet sitelerinden öğrendiğini söylüyordu.
İNTERNET ARKADAŞI OZAN KİM?
Emre'nin diğer zanlı arkadaşlarının da misyonerlikle ilgili bilgilerinin olmadığını belirten aynı kaynaklar, "Kahvede kağıt oynar, kızlarla gezerlerdi. Sonra internetten Ozan diye biriyle tanıştı. Onlar
Necati ile tanıştırdı. Böylece Malatya'daki misyonerlerin içine girdi. Yaklaşık iki aydır onlarla birlikteydi" dediler.
KIZLARA SOKAKTA LAF ATIYORLARDI
Emre'nin kendisine
destek vermeye zorladığı, ancak eyleme katılmayan arkadaşları, Emre ile birlikte gezmeye devam eden diğerlerini, "Yanlış yapıyorsunuz. Sizin için çok kötü olur" diye uyarırken, "şehit olacağız, dine zarar veriyorlar" telkinlerine inanmamalarını söyledi. Arkadaşlarından biri, "Cuma, bir taraftan misyonerlikten bahsederken bir taraftan da kızlara laf atıyordu. Bu yüzden şehit olacağım lafını ciddiye almadım. O yüzden polisi de aramadım" dedi. Emre'nin, tutuklulardan bilgisayarcı Mehmet G'ye, yayınevinden alacağı hard disk, disket ve CD'leri kopyalamasını ve "
elma" şifresiyle şifrelemesini istediği de öğrenildi. Emre'nin, Mehmet G'nin işyerinden macera ve bilim kurgu filmleri alarak izlediği de belirtildi.
GİZLİ MEKTUPTA NELER VAR?
Zanlıların, kendilerine inanmayan arkadaşlarına da, "gizli bir mektuptan" bahsettiği öğrenilirken, "içinde herşey var" dedikleri bu mektubun, daha sonra polis tarafından ele geçirildiği belirtildi.
TACİZCİ MERCEDES GERÇEK Mİ?
Emre'nin ikna ettiği zanlılardan birinin, girdikleri ilişkilerden dolayı endişeli olduğu da belirtilirken, Cuma'nın, "bir
Mercedes marka otomobille
taciz edildiğini", başına birşey gelirse diye bu olayı ve başka şüphelerini yazarak yurttaki yatağının altına sakladığını yakınlarına anlattığı da öğrenildi. Cuma'nın, "Beni Mamoş adlı biri ararsa mutlaka söyleyin" dediği de belirtildi.
KIZ ARKADAŞI REDDETMİŞTİ
Emre'nin kız arkadaşı diye tutuklanan Tuna I'nın ise Emre ile ilişkisini bitirmek istediğini, "Bir olay yapacağız. Hakkını
helal et" mesajlarını da ayrılmamak için bahane olarak değerlendirdiği belirtildi.
Yenişafak