Olasılıklar
Son bir ayda üç provokasyon.. Teröre yaklaşık 40
kurban. Ben kişisel olarak 10
Eylül’deki
Barzani ve
Talabani ile yaptığım söyleşilerden sonra bu provokasyonları bekliyordum.
Çünkü Akşam’da yayınlan bu söyleşilerde bu iki
Kürt lider,
Türkiye’ye olumlu ve sıcak mesajlar vermiş ve
PKK’ya yönelik bir
takım eylemlerde bulunacaklarını söylemişlerdi.
Ankara da bu sıcak mesajlara benzer şekilde karşılık vermeye hazırlanırken provokasyonlar başladı.
Neden ?
1-PKK; Barzani ve Talabani’nin bu yeni tavrından rahatsız olduğu için ortamı gerginleştirmeyi ve tekrar bu ikiliyi Türkiye karşıtı bir zemine çekmek istiyor.
2- PKK;
Güneydoğu’da son dönemde
egemen olan barış ve yumuşama sürecinden ve son seçimlerde AKP’nin Güneydoğu’da aldığı oylardan çok rahatsız oldu. PKK’ya göre bu sürecin ters işlemesi için gerginlik ortamının yeniden oluşturulması ve Türkiye ile
bölge Kürtlerinin morallerininin yükseltilmesi, milliyetçilik duygularınının motive edilmesi ve onların deyimi ile T.C.’ye karşı kışkırtılması gerekiyordu.
3-PKK; Türkiye ile ABD arasındak ilişkilerin vardığı noktayı görerek
Washington’ın kendisine olan gereksinimi de bilerek gücünü kanıtlamak istiyor.
4-PKK;
Irak’ın da iç dengelerini gözeterek Şii Nuri Maliki’nin Kürtlere olan gereksinimini biliyor ve Irak içi ve bölgesel dengeler üzerinde çok yönlü hesaplar yapıyor.
5-Ve son olarak bu provokasyonlarla PKK Türkiye içindeki asker-hükümet ‘anlaşmazlığını’ kendince fırsat bilerek Türk ordusunu Irak bataklığına çekmek istiyor.
Bu nedenle de ben kişisel olarak PKK’nın provokasyonlara devam edeceği endişesini taşıyorum. Peki Türkiye ne yapabilir?
Elbette Türk hükümeti v
e devleti teröre karşı mücadelede asla taviz vermeyecek ve geri adım atmayacak. Son
Çankaya zirvesinden çıkan açıklama bu gerçeği yeterince yansıtıyor.
Ancak Ankara asla PKK’nın tuzağına düşmeyecek ve Türkiye içi ulusal bütünlüğün ve kardeşilik ortamının yeniden
tartışma konusu yapılmasına izin vermeyecek.
AK Parti hükümeti son referandumda da kanıtlandığı gibi Güneydoğu’da yaşayan Kürtlerin barış ve yumuşamadan yana tavırlarını görmemezlikten gelmeyecek ve savaşı son seçenek olarak kullanacak.
Çünkü hükümet ve devlet savaş seçeneğinin tüm risklerini görmekte ve
Kuzey Irak’a yönelik bir
operasyonun ne anlama geleceğini çok iyi kavramaktadır.
Şöyle ki;
1-PKK’ya yönelik herhangi bir operasyon kısa süreli olursa amacına varamaz. Bu nedenle
Kuzey Irak’a girecek olan Türk ordusu o bölgede uzun süre durmak zorunda kalabilir.
2-Bu süre içinde Iraklı Kürt peşmergelerin de desteğini alan PKK, Türk ordusuna karşı bu kez kendi coğrafyasında uzun süreli bir gerilla savaşı başlatacak. Bu savaşta Türkiye karşıtı ve düşmanı olan
ülke, güç ve örgütler hiç çekinmeden PKK’ya farklı zeminlerde
yardım edecek ve
destek verecek.
Böyle bir durum kuşkusuz Türkiye ve Türk ordusu için riskleri beraberinde getirecek.
3-Şimdi bile PKK’ya her alanda yardım eden ABD ve belki de
İsrail, Kuzey Irak’a girecek olan Türk askerine yönelik her türlü kirli oyunun içinde olacak ve Türkiye’yi yalnızca Irak içinde değil bölgesel dengeler içinde de sıkıştıracak. Bu çerçevede Türkiye’ye yönelik çok kapsamlı bir
propaganda ve psikoljik savaş başlatılacak ve Türkiye yalnızca AB değil aynı zamanda bölge ülkeleri ile ilişkilerinde sıkıştırılacak.
Örneğin Irak’ta egemen güç olan ve iktidarlarını sürdürebilmek için Kürtlere gereksinimi olan Şii gruplar,
Sünni bir ülke olan Türk ordusunun Irak’taki varlığına karşı harekete geçebilir.
Onların bu davranışına karşı Şii
İran’ın ne yapacağı bilinmez.
4-Irak’a uzun süreli bir savaşın bir parçası olan Türkiye’de siyasal ve
ekonomik istikrarın ne olacağını hiç kimse kestiremez. Türkiye’nin ABD ve AB ile ilişkilerin geleceğine ve olası senaryolarına göre
yabancı sermayenin Türkiye’den ayrılacağı kesindir.
5-Yalnızca Irak ile ilişkilerden değil yukarıda özetlemeye çalıştığım olası koşul ve gelişmelerden dolayı Türkiye’nin dış ticareti ve belki de turizmi ciddi bir şekilde zarar görebilir. PKK dün Türk ordusu Kuzey Irak’a girerse
Kerkük-
Ceyhan boru hattını bombalayacağını ilan etti.
Elbette bu ve buna benzer daha birçok riski hükümet ve devlet görüyor. Ama aynı hükümet ve devlet kendini ve bu ülkede yaşayan tüm vatandaşlarını korumak durumunda ve ne pahasına olursa olsun bunu yapacaktır.
Ama kendisinin belirlediği uygun zemin, zaman ve koşullarda!
HÜSNÜ MAHALLİ/AKŞAM