Hafta sonu Şikago’da yapılacak olan Türkçe Olimpiyatları ve Kültür Şöleni için dün THY’nin 13:40 uçağıyla yola çıkacaktık.Heyette, bağımsız milletvekilleri İdris Bal, Muhammed Çetin, Erdal Kalkan ve Hami Yıldırım vardı.

Normal şartlarda milletvekilleri ekonomi bileti alıp business uçarlar. Ancak Muhammed Çetin yolsuzluk operasyonu sonrası AKP’den istifa edince THY’nin bu uygulamasından yararlanamıyor.

Daha önce Pakistan uçuşunda da kriz çıkmıştı.

Çetin bu durumu bildiği için ekonomi alıp yerine geçti. Diğer vekiller business’ta yerlerini aldıktan sonra heyetimizde yer alan Gazeteci ve Yazarlar Vakfı’ndan bir arkadaş kendisine aldığı business bileti bağımsız vekil Muhammed Çetin’e teklif etti.

“Ben arkada giderim siz benim yerime oturun” deyip business’tan parasıyla alınmış yerini vekil Çetin’e verdi. Çetin, business’a geçip ücreti ödenmiş koltuğa oturdu.

Ben de ekonomideki yerime geçip oturdum. Uçak kalkışa hazırlanırken kaptan ‘Bir yolcunun yerinde oturmaması nedeniyle’ gecikeceğimizi anons etti.

Açıkçası uçakta transit yolcu çokluğu ve bir tek bile boş koltuk bulunmadığı için ‘Herhalde teknik bir sorun vardır’ diye düşündüm.

Ancak süre ilerledikçe sorun çözülmedi.

Ne olduğunu öğrenmek için uçağın önüne geçtiğimde uçuş görevlilerinin milletvekili Muhammed Çetin’e business’ta uçamayacağını söylüyorlardı. Ardından polis geldi. Polis milletvekilinin uçaktan inmesi gerektiğini söyledi.

Açıkçası bunca yıllık gazeteciyim ilk kez böyle bir muameleye şahit oldum. Emniyet amiri yanındaki polislere ‘Tutun kolundan atın uçaktan’ diye talimat veriyordu. Yapılan görüşmeler, telefon trafiğinden sonuç çıkmadı.

THY görevlileri hem milletvekilinin hem de kendi koltuğunu vekile tahsis eden yolcunun uçaktan inmesi gerektiğini söylediler. Bu esnada THY kaptanı “Uçuş güvenliğini riske atan yolcunun valizi indirildi, polisin yolcuyu çıkarmasından sonra yolumuza devam edeceğiz”

anonsu yaptı.

Vekil Çetin uçağın kapısına yönelip ‘Benimle birlikte diğer yolcuyu neden uçaktan indiriyorsunuz” diye THY görevlisiyle konuşurken emniyet amiri milletvekilinin kolundan çekip uçaktan indirmeye çalıştı.

Bu durum heyetteki diğer vekillerin de tepkisini çekince ortalık karıştı.

Vekil Çetin “Kendim inecektim ama bu tavrınız nedeniyle inmeyeceğim” diye tepki gösterdi. Gerek polisin gerekse de uçuş görevlilerinin olumsuz tavırlarına tepki gösteren diğer vekiller protesto edip uçaktan inmek istediğini söyledi. Valizler bulundu, heyet uçaktan indi. Beraber olduğum heyet uçaktan inince ben de valizimi istedim ve uçaktan indim.

İptal işlemleri için salonda beklerken bir grup AKP’li vekil bulunduğumuz yere geldi. Maalesef düne kadar aynı partide siyaset yaptıkları Muhammet Çetin’e yönelik tavırları bir gazeteci olarak beni bile rahatsız etti.

Uçakta yaşadığımız tatsız olayı birkaç AKP’li vekile anlattım.

Hatta ‘Bunca yıllık meslek hayatımda bir emniyet amirinin milletvekilinin kolundan tutup uçaktan atmaya çalıştığını görmedim’ dedim ama hiç oralı olmadılar.

AKP Tokat Milletvekili Şükrü Ayalan’ın Muhammed Çetin’e tavrı çok nezaketsizdi. Uçaktan sonra VIP salonunda da gerginlik yaşandı.

Ben de çaresiz biletimi değiştirip Ankara’ya döndüm.

Ancak yaşadığımız hadise sıradan bir bilet karmaşası ya da uçuş kurallarından kaynaklanan bir sorun değil.

Başbakan Erdoğan ‘Bundan sonra bunlara su bile yok’ derse ya da İçişleri Bakanı Efkan Ala ‘Kır kapıyı al gazeteciyi, savcı uymuyorsa onu da tutukla’ derse alt seviye bürokratlarda bu tip nezaketsiz tavırlar sergileyebiliyorlar.

Bugüne kadar THY ile çok seyahat ettim.

Son dönemde bizim gazeteye karşı tavırları dışında gördüğüm bir olumsuzlukları da yoktu. Defalarca uçak içinde yolcuların yer değiştirmelerine şahit oldum.

Hiçbirinde sorun çıkmamıştı.

Bir yolcu parasıyla aldığı business bileti milletvekiline teklif ediyor, her iki taraf da razı ancak THY izin vermedi.

Yetmedi polis, milletvekiline çok saygısız davrandı. Üstüne, olayı VIP’de öğrenen diğer AKP’li vekiller zorla uçaktan indirilen vekile sahip çıkmak yerine ona tepki gösterdiler.

Sıradan bir uçuş bu şekilde çığırdan çıkmış oldu.