İşte bayıltan devir teslim

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de katıldığı devir teslim töreninde Erdal Ceylanoğlu görevi Koşaner'den teslim aldı. Devir teslim töreninde bir asker bayıldı

İşte bayıltan devir teslim

Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevini teslim alan Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, ''Akan kanın durmasını isteyenler, huzur ve barış isteyenler, samimi iseler, bunun tek yolunun yasalara uymaktan geçtiğini bilmek ve bu yönde adımlar atmak mecburiyetindedirler'' dedi. Kara Kuvvetleri Karargahı'nda düzenlenen törende konuşan Orgeneral Ceylanoğlu, ülke, ulus ve egemenlik unsurları ile yasama, yürütme ve yargı bakımından teklik öngören üniter devletin, eşitlik ilkesinin korunmasının, bölgecilik yapılmamasının ve azınlık oluşturulmamasının garantisi olduğunu söyledi. Laiklik ilkesinin, Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan tüm değerlerin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin varoluş felsefesi olduğuna işaret eden Ceylanoğlu, ''Bize düşen görev, Cumhuriyetin temel felsefesine sahip çıkmak, taraf olmak, kirli emelleri olanlara karşı, daima duyarlılık göstermektir. Amaçlı, kullanılan kelimelerin, kavramların çarpıtıldığı unutulmamalıdır'' diye konuştu. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ebedi Başkomutan Atatürk'ün, devlet adamlığı ve büyüklüğünü, 1978'de, Birleşmiş Milletler kuruluşu UNESCO Genel Kurulunun, tarihinde benzeri olmayan bir belgeyi, 152 ülkenin seçkin temsilcilerinin oy birliği ile imzalayarak dünyaya duyurduğunu belirten Ceylanoğlu, belgede, şu ifadelerin yer aldığını kaydetti: ''Atatürk kimdir? Atatürk, uluslararası anlayış, iş birliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün hayatı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı göstermeyen, eşi bulunmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu.'' Bu tarihi belgenin, Atatürk ilke ve devrimlerinin, evrensel değerler içerdiğinin açık bir kanıtı olduğuna işaret eden Ceylanoğlu, Türkiye'nin, çeyrek asrı aşan süredir, terör ile mücadelesini, iç hukuk ve uluslararası hukuktan kaynaklanan esaslar kapsamında yürüttüğünü söyledi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ayrılmaz parçası olan Kara Kuvvetlerinin, bölücü teröristlerin verdikleri zararı azaltıncaya kadar, mevcut kanunlar çerçevesinde harekatına devam edeceğini vurgulayan Orgeneral Ceylanoğlu, bunun, temel görevlerinden biri olduğunu kaydetti. Ceylanoğlu, ''Mücadelede, Türk Silahlı Kuvvetleri olarak ihtiyaç duyulan iç düzenlemeler yapılırken, ayrıca bu mücadelenin gerçekleştirilmesinde zorunlu olduğu değerlendirilen ilave yasal düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç olduğu düşünülmektedir'' dedi. ''BUNLAR YAŞAM KATİLLERİDİR'' Sabır ve akıl bileşeni olan mücadele, kararlılıkla sürdürülürken, halkın güvenliğinin sağlanmasının da öncelikli ve hayati olduğuna dikkati çeken Ceylanoğlu, modern bir devletin temel niteliklerinden birisinin de, meşru güç kullanımı üzerinde tekele sahip bulunması olduğunu kaydetti. Silah bulundurma ve kullanma yetkisinin, yasalarla düzenlendiğini ifade eden Ceylanoğlu, şöyle devam etti: ''Uluslararası antlaşma ile kabul edilmiş ulusal hudutlarımız içinde bölücü teröristlerin, halka, özellikle devlet ile özel kurum ve kuruluşlara yönelik silahlı, silahsız eylemleri, hiçbir şekilde kabul edilemez, haklı gösterilemez, kesinlikle Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırıdır. Akan kanın durmasını isteyenler, huzur ve barış isteyenler, samimi iseler, bunun tek yolunun yasalara uymaktan geçtiğini bilmek ve bu yönde adımlar atmak mecburiyetindedirler. Gizli terör perdesi arkasında 'demokrasi, barış, huzur' söylemlerini dillendirenlerin, ülke içinde yasalara aykırı davranışları benimsenemez, teröristlerin de silah taşımalarına, dolaşmalarına hiçbir şekilde izin verilemez, adeta ayrılmaz parçaları olan bazı yurt dışı dostları da hiçbir zaman göz ardı edilemez. Güvenlik kuvvetlerinden, bu yönde sık sık taleplerde bulunmak da ciddi bir oyalama ile zaman harcamaktır. Terör yapanlar, yasaların sonuçlarına katlanmak durumundadır. Bizi, güvenlik kuvvetlerini, terör yapan ve destekçileri tarafından düşman gören anlayışın sağlıklı olması da düşünülemez; bunlar yaşam katilleridir, yaşam katillerinin bizi düşman görmesi de doğaldır.'' ''HUDUT PERSONELİ BİR MERKEZDE EĞİTİLECEK'' Bölgesel değerlendirme, küreselleşme, hudut güvenliği ve terör konuları dikkate alındığında; Türkiye'nin uluslararası alandaki menfaatlerini koruyabilecek orduyu oluşturan, insan gücünün öncelikle eğitimi olmak üzere, araç, silah ve teçhizat yönünden donatılmasının önem arz ettiğini bildiren Ceylanoğlu, şöyle devam etti: ''Halen teknolojinin ulaştığı son noktada, daha önce yapılmış ve başlatılan önemli çalışmalar dikkate alındığında; Komuta-kontrol, elektronik harp, istihbarat, lojistik, gece dahil sürekli hareket yetenekleri yüksek, hedeflerin kısa bir zaman periyotu içerisinde etkisiz hale getirilmesi maksadıyla, eş zamanlı ve paralel savaş usullerini esas alan, modern ve teknolojik bakımdan gelişmiş, insansız silah ve araçlar, robotlar, yönlendirilebilen enerji silahları ile uzaydan gelebilecek hibrid tehditlere karşı etkili mücadele edebilecek kara kuvvetlerine sahip olma yolundaki çalışmalara aralıksız devam edilecektir. Kara Kuvvetleri Komutanlığı, görevini her zaman yerine getirebilecek yeterliktedir.'' Komutanlığı süresince Kara Kuvvetleri Muharebe Sahası Ana Fonksiyon Alanları'nın geliştirilmesi ve tüm faaliyetlerde etkinliğin yaratılması amacıyla, önceki dönemlerde olduğu gibi, üzerinde önemle duracağı üç hususu belirtmek istediğini dile getiren Ceylanoğlu, bunlardan ilkinin, İç Güvenlik Harekatı ve hudut güvenliği olduğunu söyledi. Bu kapsamda, nitelikli personel ihtiyacının tamamlanması ve insan kaybının azaltılması için, projelerin sürdürüleceğini ve süratlendirileceğini belirten Ceylanoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin 2 bin 949 kilometre uzunluğundaki kara hudutlarını korumak ve güvenliğini sağlamak görevinin, 3497 Sayılı Yasa ile Kara Kuvvetleri Komutanlığına verildiğini hatırlattı. Bu görevi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı birliklerinin kendilerine tahsis edilen bölgelerde, fedakarlık ve feragatle yerine getirmekte olduğunu vurgulayan Ceylanoğlu, ''İçinde bulunduğumuz ağustos ayından itibaren başlamak üzere, hudutlarda görev alacak personelin bir merkezde eğitimleri gerçekleştirilecektir'' dedi. İkinci konunun eğitim olduğunu dile getiren Ceylanoğlu, teknolojik gelişmeler ne kadar ileri seviyede olursa olsun son sözü söyleyecek olanın yine eğitilmiş insan ve insan beyni olduğunu kaydetti. Eğitimin gelecek, inanç, güvenç yaratmak olduğunu vurgulayan Orgeneral Ceylanoğlu, eğitimin yeri ve zamanı olmadığını, Cumhuriyet'in temel niteliklerine mutlak surette uyumlu olması gerektiğini söyledi. Ceylanoğlu, ''Bu çerçevede başta her seviyedeki komutanların eğitimi olmak üzere kahraman, cesur ve fedakar Türk askeri Mehmetçiklerin eğitimleri, daima en öncelikli görevimiz olmaya devam edecektir'' dedi. Üçüncü konunun modernizasyon olduğunu belirten Ceylanoğlu, AR-GE çalışmalarına ağırlık verileceğini ifade etti. Orgeneral Ceylanoğlu, şöyle devam etti: ''Başlatılan iyileştirme ve modernizasyon projeleri yakından takip edilerek, sistem yaklaşımı ile ihtiyaçlar çerçevesinde tahsis edilen kaynakların en verimli şekilde kullanılmasını ön plana çıkaran yeni projelerin oluşturulmasına çalışılacaktır. Planlama rehberine uygun olarak, projeler, ilgili kurumlar ile koordineli yürütülecektir. Kara Kuvvetleri Komutanlığı olarak, ulaşılan seviyenin daha da yükseklere taşınması için, her türlü gayret kararlılıkla sürdürülecektir.'' Konuşmaların ardından Kara Kuvvetleri Komutanlığı forsu göndere çekildi. Daha sonra, Orgeneral Işık Koşaner'e Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı şiltleri verildi. RESEPSİYON Törenin ardından Kara Kuvvetleri Komutanlığının bahçesinde resepsiyon verildi. Resepsiyonda gazetecilerle kısa süre sohbet eden Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, 30 Ağustostan sonra nereye yerleşeceğinin sorulması üzerine, bu konunun bir gazetede yer aldığını söyledi. Haberin yer aldığı gazetenin temsilcisinin orada bulunup bulunmadığını soran Orgeneral Başbuğ, temsilciye ''Sizce o haberi yapmak güvenlik açısından doğru mu?'' sorusunu yönelterek sitem etti.
<< Önceki Haber İşte bayıltan devir teslim Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER