ÇETİN Doğan cuntası, aralarında
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut
Cengiz Engin'in olduğu dokuz yargıcı
sıkıyönetim mahkemesinde görevlendirmeyi planlamış. Başsavcı Vekili Turan
Çolakkadı ve sekiz hâkim ise
darbecilerce emekliye ayrılıyor.
HALEN
Başbakanlık Müsteşarı olan Efkan Ala'nın (2003'te
Batman Valisi) aralarında olduğu 23 vali
tasfiye ediliyor. Dönemin Gelirler Genel Müdürü
Osman Arıoğlu ve
Sayıştay Başkanı Mehmet Damar ile birlikte
150 bürokrat gözaltına alınıyor. 1885 üst düzey kamu görevlisi ise tek tek fişlenmiş.
BALYOZ BAŞKENTİ
Balyoz Planı'nın öngördüğü darbe
Ankara'daki bürokratları da değiştirecekti. Darbe sonrası tutuklanacak üst düzey memurların listesi yapılmış, hariciye ve ekonomi bürokratları fişlenmişti
Abdullah Gül'ün başbakanlığındaki birinci AKP hükümetinin devrilmesini öngören Balyoz Harekât
Güvenlik Planı, İstanbul'dan yönetilecekti ama Ankara'yı da "sil baştan" yeniden yapılandıracaktı. Bu sayfalarda, Balyoz
darbecilerinin devlet bürokrasisini nasıl yakından izlediğine, fişlediğine ve darbe sonrasında hangi memurları gözaltına alıp hangilerini görevden uzaklaştırma planı yaptıklarına ilişkin belgelerden bir bölüm aktaracağız.
Balyoz hakkında bildiklerimiz
Ama önce
Tarafın 19 ocaktan beri her gün yeni bir aşamasını yayımladığı Balyoz Güvenlik Harekât Planı'yla ilgili olarak ne bildiğimizi ve bugüne dek ne yazdığımızı kısaca madde madde hatırlayalım:
»112
Eylül 1980 darbesinin Bayrak Harekâtı'nı
model alan
Balyoz Planı Aralık 2002'de, dönemin Birinci
Ordu Komutanı Or
general Çetin Doğan imzasıyla hazırlandı.
»2 Bu planda hedeflenen
olağanüstü hal, sıkıyönetim ve nihai olarak da AKP hükümetinin devrilmesi amacına ulaşılmasını kolaylaştırmaya yönelik
eylem planları ise ayrı birimlerce kaleme alındı.
»3 İstanbul Fatih Camii'nin, adı belirlenen askerlerce bombalanmasını öngören
Çarşaf Planı'nda Jandarma
Yüzbaşı Hüseyin Topuz'un; çok benzer bir saldırının
Beyazıt Camii'ne yönelik olarak, yine kompozisyonu belirlenmiş bir tim tarafından gerçekleştirilmesini içeren
Sakal Planı'nda ise Jandarma
Binbaşı Hüseyin özçoban'ın imzası var.
»4 Bir Türk jetinin Ege semalarında bir
Yunan uçağına düşürtülmesini, bu sağlanamazsa Türk Özel Filo'suna mensup bir jet tarafından indirilmesini hedefleyen
Oraj Planı, dönemin
Harp Akademileri Komutanı, daha sonra
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na atanacak olan
Orgeneral İbrahim Fırtına'nın imzasını taşıyor.
»5 Dönemin
Donanma Komutanı, daha sonrasının
Deniz Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
özden örnek de, Ege Denizi'nde gerginlik yaratmayı hedefleyen
Suga Eylem Planı'na imza attı.
»6 Dönemin
Birinci Ordu Harekât Başkanı ve o günkü rütbesiyle Kurmay
Albay Süha Tanyeri'nin görev yeri bilgisayarından çıkan Balyoz Güvenlik Harekât Planı Ek-J Belgesi'nde ise darbe sonrasının bakanlar kurulu ve hükümet programı vardı.
Dışişleri'ne mensup çoğu
büyükelçi 112 diplomat da darbecilerce fişlenmiş.
»7 Bu planlara ek olarak, Birinci Ordu'ya bağlı Üçüncü ve On Beşinci
Kolordu Komutanlıkları da, Balyoz'u destekleyici planlar hazırladılar. Ve bütün bu
hazırlıklar, 5-7
Mart 2003 tarihlerinde Birinci Ordu'nun karargâhı olan
Selimiye Kışlası'nda bir Plan Semineri'nde ele alındı. Seminer ilk bakışta "rutin" ve "meşru" bir
seminerdi, ancak ilk kez "iç tehdit" olgusu, "dış tehdit" olgusunun önüne geçirilmiş ve "iç tehdit" ile seçimle işbaşına gelmiş AKP hükümetinin kastedildiği ortaya konmuştu. Dahası, seminere aktif ya da izleyici olarak katılan general ve diğer
kurmay subayların bir bölümü oynanan "
harp oyunu"nun aslında bir darbe provası olduğunun farkında ve hazırlanan eylem planlarından haberdardılar. Yani rutin bir faaliyetten "örtülü bir görev" çıkarılıyordu ve katılımcıların bunun farkında olduğunu yansıtan bir dizi konuşması, seminerin teyp dökümü 175 sayfa tutan ses kayıtlarına da yansıdı.
»8 Balyoz Harekât Planı'nın mevcut bir krize ya da karışıklığa müdahale etmekten ziyade, bizzat asker eliyle
kaos yaratmak, halkı galeyana getirmek ve darbe için elverişli ortam hazırlamak hedefi taşıdığını kanıtlayan bütün bu belgelere ek olarak, darbenin başarılı olması halinde tutuklanacak ve faydalanılacak
gazeteciler de iki ayrı liste halinde fişlenmişti.
Binlerce sayfanın sırrı
Buraya kadar özetlediklerimizin belgelerini üç gündür Taraftan ve Tarafın haberlerini alıntılayan birçok gazete ve televizyondan öğrendiniz.
Balyoz darbecileri, bütün bunlara ek olarak, AKP hükümetini devirmeyi başarmaları halinde Ankara'da hangi memurlarla çalışıp hangilerini devre dışı bırakacaklarını da en ince ayrıntısına kadar planlamışlardı. Bu amaçla, senelerini devlet hizmetine vermiş çok sayıda üst düzey bürokratı, siyasi, mesleki ve
özel hayat bilgileri üzerinden fişlemiş, "olumlu" ve "olumsuz" diye ikiye ayırmışlardı.
Esasen, Tarafın Balyoz Harekâtı haberlerini yorumlayan bir televizyon programcısının "Beş bin sayfalık
darbe planı mı olurmuş" şaşkınlığı da bu noktada yanıtını buluyor.
Zira Taratın, Birinci Ordu'daki darbeci arayıştan doğrudan haberli kaynaklar aracılığıyla ve askerî bilgisayarlardan çıktığı kanıtlanabilir durumdaki
elektronik CD'ler halinde elde ettiği binlerce sayfalık belgenin çok büyük bir bölümü
fişleme listelerinden oluşuyor.
Bu listeleri, Tara/Yazıişleri olarak bir süzgeçten geçirdik; Türk
Silahlı Kuvvetleri içindeki
bir grubun
sivil bürokratların özel hayatlarını yakından takip ettiğini ve bu mahrem bilgilerin kaydını tuttuğunu kanıtlayan bilgileri açık olarak yayımlamamaya karar verdik.
Ancak Balyoz darbecilerinin nasıl bir devlet bürokrasisi arzuladığını anlatması, Genelkurmay'ın "her şey bir tatbikattan ibaretti" şeklindeki açıklamasının gerçeklerden ne kadar uzak olduğunu göstermesi ve ordu içinde benzer fişleme çalışmalarına heves edenleri caydırması açısından, darbecilerin hangi sivil memurların üzerine mercek tuttuğunu yansıtan listelerin bir bölümünü özel fiş bilgilerini saklı tutarak bugün okurlarımıza aktarıyoruz.
İlk tutuklanacak memurlar
Taraf m elindeki Balyoz belgeleri, darbe sonrası askerlerce derdest edilecek memurlarla ilgili dört listeyi kapsıyor. Başbakanlık,
Maliye, Sayıştay ve
Gümrük Müsteşarlığında görevli toplam 150 bürokratın adı ayrı ayn listelerde "Gözaltına Alınacak Kişiler" olarak sıralanıyor. Bu başlığı taşıyan ilk listede Başbakanlık ve Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nda görev yapan memurlar tek tek "
Radikal İslama, Süleymana, Nurcu, Fethullahçı, Menzilci, eşi türbanlı,
babası imam,
İmam Hatip mezunu" gibi ibarelerle fişlenmiş. Söz konusu iki kurumda görevli ve ilk etapta gözaltına alınacağı belirtilen toplam 29 kişinin adları şöyle:
"
Salih ARKAN,
Emin ÇUKUR, Nadir ÖZCAN, Mehmet ÇAKIR, Recep KIZILCIK, llhami TÜRKER, Ahmet DOĞAN, Mehmet ÖZTÜRK, Ferhat KARATAŞ, Abdullah ÇİFTÇİ, Bahri KIZILKAYA, Yunus ARINCI, Ali ÜRKER,
Ünal ERYILMAZ, Adem KÜÇÜK, Selahattin BATUR,
Şaban BABA, Bilal ÖZDEN, Murat KARAKAYA, Sabahattin KALYONCUOĞLU,
Aytaç BİLGİÇ, Mehmet Selim BAĞLI, Alper ARAŞ, Mahmut HARMANCI, Turan AYDIN, Ali ÖZKAN, M. Fahri ŞİMŞEK, Faruk DEMİR, Durmuş Ali KUZU."
Dikkat,
gümüş yüzük takıyor
Darbeciler, benzer bir "Gözaltına Alınacak Kişiler" listesini Sayıştay mensupları için de oluşturmuşlar.
Liste, dönemin Sayıştay Başkanı Mehmet Damar dahil toplam 79 Sayıştay Üyesi, Sayıştay
Uzman Denetçisi, Sayıştay Baş Denetçisi ve Sayıştay Denetçisi'ni tek tek "ideolojisi/grubu" başlığı alanda fişleyerek, bu listedeki herkesin gözaltına alınmasını öngörüyor.
35 kişilik bir diğer liste ise yine benzer fişleme bilgilerini, aralarında dönemin Gelirler Genel Müdürü Osman Anoğlu, Ankara Defterdarı
Cemal Boyalı,
Bursa Defterdarı
Fatih Acar, İstanbul Defterdar Yardımcısı Zeynel Koç dahil Gelirler Genel Müdürlüğü'nden birçok daire başkanı, kontrolör, maliye müfettişi ve
hesap uzmanının derhal gözaltına alınmasını istiyor.
Gümrük Müsteşarlığında görevli yedi üst düzey bürokrat da, "Diyarbakırlı; AKP hakkında olumlu beyanları
rapor edildi; gümüş yüzük takıyor; Dev-Solcu" gibi ibarelerle fişlenmiş ve gözaltına alınacak şahıslar listesine dahil edilmiş.
Kadına düşkün, kullanılabilir
Ordu içinde bir grubun özellikle ekonomi bürokrasisini çok yakından izleyip fişlediği de Balyoz belgelerinden anlaşılıyor.
Üç ayn listede, DPT Müsteşarlığı'ndan 77,
Merkez Bankası'ndan 22, Gümrük Müsteşarlığı'ndan 142 "Birinci Sınıf
Kamu Görevlisi" fişlenmiş. Bu fişlemeye ilgili kurumların o dönem başında bulunan en yetkili isimleri dahil edilmiş.
Ekonominin tepe bürokratlarına ilişkin bu fişleme bilgileri, ordu içindeki birilerinin gözlerini "büyük birader" misali sivil memurlara diktiğini, onları kullandığını ya da kullanmayı planladığını, bir bölümüne de husumet beslediğini yansıtıyor.
TARAF