İşte emek sömürüsünün ispatı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tekstil sektörüne yönelik 'acımasızca emek sömürüsü yapılıyor' açıklaması, gözleri istihdamın lokomotifinde 'madalyonun öteki yüzü'ne çevirdi. Sektör söylediği SGK'ya uymuyor.

İşte emek sömürüsünün ispatı

İş dünyası, tekstil ve hazır giyimin Türkiye'de 2 milyon kişiye iş imkanı sağladığını söylüyor. Ancak rakamlar, tablonun öyle olmadığını gösteriyor. SGK verilerine göre Aralık 2009 sonu itibarıyla tekstil-hazır giyimde kayıtlı çalışan sayısı sadece 680 bin. Sektör bu yönüyle inşaat ve perakendeden sonra üçüncü sırada yer alıyor. Patronların övündüğü 2 milyon çalışanın büyük bölümü aslında kayıt dışı istihdam ediliyor. Özellikle İstanbul'un kenar semtlerinde apartman bodrumlarında faaliyet gösteren çok sayıda atölyede yüz binlerce kişi asgari ücretin de altında maaşlarla sigortasız çalıştırılıyor. Ağır çalışma şartları, Başbakan'ın 'emek sömürüsü' eleştirilerini haklı çıkarıyor. SGK ve TÜİK verileri, emek sömürüsünün hem düşük ücret hem de sigortasız çalıştırılma şeklinde uygulandığını gösteriyor. TÜİK'e göre her 100 çalışandan 43'ünün sigortası yok. Toplamda 21 milyon 451 bin kişi çalışırken bunların 9 milyonu sigortasız. SGK'nın bu kişiler sebebiyle uğradığı yıllık prim kaybı 25 milyar TL'yi buluyor. Aslında sigortalı çalıştırılanların durumu da pek iç açıcı değil. SGK'ya yapılan bildirimlere göre Türkiye genelinde toplam 9 milyon 30 bin çalışandan 4 milyon 348 bininin sigortası asgari ücret üzerinden yatırılıyor. Bu durum pek çok işverenin daha yüksek maaş ödediği halde sigorta primlerini asgari ücretten yatırdığını gösteriyor. Bu da çalışanın emekliliğinde daha az aylık bağlanmasına ya da işsiz kaldığı zaman düşük işsizlik maaşı almasına yol açıyor. En düşük günlük ücretler 26-30 TL ile deri, inşaat, hazır giyim-tekstilde. Başbakan Erdoğan'ın ağır çalışma şartları ve kayıt dışı istihdama dönük tepkisi iş dünyasında da yankı buldu. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, tek suçlu olarak kendilerinin gösterilmesine bir anlam veremediğini belirterek, kayıt dışı ile mücadele konusunda her türlü işbirliğine hazır olduklarını söyledi. Büyük firmaların fabrikalarında sigortasız kimseyi çalıştırmadığını ifade eden Tanrıverdi, asıl problemin küçük atölyelerde yaşandığını aktardı. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Cem Negrin ise sektöre ilişkin ortaya konulan eleştirilerin giderilmesi ve işsizliğin çözümü için her zaman ve her türlü işbirliğine açık olduklarını aktardı. Negrin, yıllık yaklaşık 20 milyar dolar ihracat gerçekleştiren ve yüz binlerce kişiye istihdam sağlayan sektörün bu suçlamayı hak etmediğini savundu. İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) Başkanı İsmail Gülle de Başbakan'ın ifadelerinin tüm tekstilcilerin üzerine bir leke olarak düştüğünü iddia etti. Tüm birlikler olarak kayıt dışı ile mücadeleye hazır olduklarını anlatan Gülle, "Şayet bu tür çalışan şirketler varsa üstlerine kararlıca gidilsin. Ancak herkes zan altında bırakılmasın." dedi. Diyarbakır Ticaret Odası Başkanı Galip Ensarioğlu ise Başbakan'ın sadece tekstildeki emek sömürüsünü gündeme getirmesinin yeterli olmadığını bildirdi. 'Türkiye, ucuz işçi pazarı olmasın' Tüm Tekstil İşverenleri Sendikası Genel Başkanı Bayram Erdoğan, işverenlerin daha çok kazanma hırsıyla kayıt dışını körüklediğini ifade ederken, "Yeri geldiğinde işçi maliyetleri, vergi oranlarının yüksekliği, enerji ve diğer girdiler üzerindeki yüklerin kaldırılması için hükümetlere ortak projeler götüren işçi-işveren örgütleri bu konuda da ortak çözüm bulmak zorundadır." açıklamasını yaptı. Kayıt dışına karşı hükümet, işveren ve sendikaların ortak çalışması gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Bunu sağlamanın en önemli yollarından biri de sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin bir an önce kaldırılmasıdır." ifadelerini kullandı. Tekstil sektörünün ucuz işgücü açısından içler acısı durumda olduğunu söyleyen Erdoğan, "Sektörümüzde bilinen birçok büyük firma dünyaca ünlü markalara Çin'deki çalışma şartlarından daha zor şartlarda işçi çalıştırarak çok güzel kazançlar elde etmektedir. Dünyaca ünlü markaların üretim merkezi haline gelen ülkemiz aynı zamanda ucuz işçi pazarına da dönüşmektedir." diye konuştu. 'Sigorta primleri indirilsin' İnsan kaynakları alanında faaliyet gösteren Değişim Dinamikleri Yönetim Merkezi'nin Projeler Koordinatörü Ahmet Nedim Erdemir, problemin çözümü için ilk adımı devletin atması gerektiğini söyledi. Erdemir, "Tekstil gibi sektörlerde küresel rekabet, firmaları çok zor durumlarda bırakabiliyor. Bu da maliyetleri aşağı çekmeyi zorunlu kılıyor. Firmaları mı korumalıyız, emeği mi korumalıyız denkleminde devletin düzenleyici olarak rol alması gerekiyor." dedi. Çalışanlara kayıt dışılığın zararlarının net bir şekilde açıklanması, işverenlere de öncelikle teşvik sonrasında cezai uygulamalar getirilmesi gerektiğini bildirdi. SGK yükümlülüklerinin azaltılarak işverenlerin teşvik edilebileceğini belirten İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği Başkanı Şükrü Alkan ise bunun sağlanması halinde toplumsal barış ve düzeyli kalkınmanın önünün açılacağını aktardı. Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz da bu yıl önceki yıllara göre işçi alımlarında artış olduğunu hatırlatarak, işsizliğin de düzelen ekonomi ile birlikte azalacağını kaydetti. ZAMAN
<< Önceki Haber İşte emek sömürüsünün ispatı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER