İstanbul Serbest Muhasebeci ve
Mali Müşavirler Odası'nın (
İSMMMO) "Türkiye'de
İşsizliğin Göç Haritası" raporuna göre, işsizlerin gözde
kentlerinin başında hala İstanbul,
İzmir,
Antalya,
Adana ve
Mersin geliyor. 24 yılda 6 milyon kişiye istihdam oluşturan Türkiye'nin AB
hedefini yakalaması için 2010'a kadar 14 milyon kişiye istihdam gerçekleştirmesi gerekiyor.
Rapora göre, 1980- 2004 yılları arasında, Türkiye'de çalışma yaşındaki nüfus 23 milyon artmasına rağmen bu dönemde sadece 6 milyon kişiye iş oluşturulabildi. 24 yılda, 2004'e kadar toplam 6 milyon kişiye istihdam oluşturan Türkiye'nin
Avrupa Birliği Devlet ve
Hükümet Başkanlar Konseyi'nce belirlenen
Lizbon hedefini yakalaması için 2010'a kadar 14 milyon kişiye istihdam alanı oluşturması gerekiyor.
İSMMMO'nun
TÜİK,
Hacettepe Üniversitesi
Nüfus Etütleri Enstitüsü ve Dünya Bankası'nın 2006 tarihli verilerinden hazırladığı rapora göre, 1980 yılında 15.7 milyon olan istihdam 24 yılda ancak 21.7 milyon kişiye çıkarken bunun sonucu olarak da
ülkedeki istihdam oranı yüzde 44'te kaldı. Bu oran dünyadaki en düşük istihdam düzeyleri arasında yer alıyor ve
Avrupa Birliği ülkelerinde bu oranın ortalaması yüzde 65'i buluyor.
İŞSİZİN GÖZDE KENTLERİ
İSMMMO'nun raporuna göre, işsizlik sorununu çözemeyen Türkiye'den göçün en büyük nedenlerinden biri de istihdam arayışı oldu. "İşsizliğin Göç Haritası" başlıklı rapora göre; İstanbul, İzmir, Antalya, Adana, Mersin hala işsizlere umut
vaat eden kentlerin başında geliyor. Yoğun göç alan kentlerin başında yer alan İstanbul, 2004 ile 2006 yılları arasında 359.000 kişiye istihdam oluşturmasına rağmen 467 bin olan resmi işsiz sayısını sadece 1000 kişi azaltabildi. 2007 yılının başında kentteki işsiz sayısı ancak 466 bine geriledi. Rapora göre kente göç edenlerden umduğu 'ekmeği' bulamayanlar geri dönüşün yollarını aramaya başladı. Söz konusu
ailelerin bir kısmı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin maddi desteğiyle 'memleketine' dönebildi. Belediye, 2007'nin ilk beş ayında 1000'i aşkın kişiyle 200'ün üzerinde aileye geri dönüş için maddi olanak sağladı. En yoğun göç veren iller ise
Batman,
Siirt,
Diyarbakır oldu.
KENTLERİN POTANSİYELİ İNCELENMELİ
TÜRMOB Genel Başkan Yardımcısı ve İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, yeni hükümeti, uygulanan
ekonomik programın mikro düzenlemelerle sosyal ayağının da güçlendirilmesi yönünde adım atmaya çağırdı. Arıkan, rapordaki değerlendirmesinde "Şu anda ülkenin en önemli sorunu; ekonomide kaybeden taraflara soluk verecek düzenlemeler yapılmasıdır, işsizliğin ele alınmasıdır. Veriler göç veren illerde bile istihdam artmasına karşın işsiz sayısının da katlandığını göstermektedir" dedi. Arıkan, her ilin potansiyelinin ayrı, ayrı değerlendirilebileceği sektörel planlama ve
teşvik uygulamasını önerdi.
Tarımdan kopan nüfusa kendi ilinde istihdam oluşturulması için bütün illerin sanayi ticaret odalarından üniversitelere kadar bütün yerel örgütlerle
işbirliği kurulmasının zorunlu olduğuna değinen Arıkan "Her ilin kendi yapısına uygun sektörel teşvik politikası güdülmeli, illerle uygun yapı kurulmalıdır. Denizli'deki, Siirt'teki işsize
Ankara'dan iş bulunamayacağı ortaya çıkmıştır. Ankara'nın Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplayarak, illere ses vererek çözüm üretmesi zorunludur" dedi.
İŞSİZLİK ORANINDA PATLAMA OLAN KENTLER
İSMMMO'nun "İşsizliğin Göç Haritası" başlıklı raporunda yer alan saptamalar şöyle: Ülke genelinde 2000 yılında 1 milyon 497 bin olan işsiz sayısı 2007 yılının Ocak,
Şubat ve
Mart döneminde 1.3 milyon kişi artarak 2 milyon 796 bine ulaştı. 2000 yılında 21 milyon 581 bin kişiye istihdam oluşturulurken 2007 yılının mart ayı itibarıyla bu rakam 183 bin kişi azalarak, 21 milyon 398 bine indi. 3 yıl içinde ülke genelinde istihdamı gerileyen il sayısı 38'e ulaştı.
Diğer illere göre 'en çok göç veren' iller Doğu ve Güney
doğu Anadolu bölgesindeki 14 kent oldu. Buna göre,
Adıyaman,
Ağrı, Batman,
Bingöl,
Bitlis, Diyarbakır,
Elazığ,
Hakkari,
Mardin, Muş, Siirt,
Şırnak,
Tunceli ve Van Türkiye'nin 'en yoğun göç veren' kentleri oldu. Göç edenlerin başlıca çekim merkezi İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin,
Bursa, Antalya,
Malatya,
Manisa ve Kocaeli'den oluşan 10 il olarak sıralandı.
Göç edenlerin yüzde 43.5 ailevi, yüzde 25 bireysel, yüzde 20'si ekonomik ve yüzde 4'ü de güvenlik nedeniyle yaşamlarını farklı illerde sürdürmek zorunda kaldı. Özellikle erkek nüfus için ekonomik nedenlerle yapılan göçlerin ön plana çıktı.
Çeşitli gerekçelerle göç alan kentlerin işsizlerine diğer illerden gelen işsizler de eklenince bazı kent ve bölgelerin işsizlik oranlarında
patlama yaşandı. Göç veren kentlerde ise 'göçe rağmen' işsizlik bir türlü azalmadı. Bunda tarımdaki istihdamın gerilemesi,
işgücündeki artış etkili oldu.
Verdikleri göçe rağmen Siirt, Mardin, Batman, Şırnak'ta 2002 yılında 24 bin olan işsiz sayısı artarak 52 bine ulaşırken
işsizlik oranı da adeta üçe katlandı. Yüzde 45 ile yüzde 75 arasında değişen oranlarda net göç veren il durumundaki Mardin, Batman ve Siirt'te 2004'te 373 bin kişilik istihdam 2006'da 280 bin kişiye indi.
İşsizlik oranı yüzde 6.1'den yüzde 15.7'ye yükseldi. 2000 yılı verilerine göre yüzde 106'lık net göç verme hızına sahip
Ardahan, yüzde 61'lik göç hızına sahip
Kars, yüzde 56'lık göç hızına sahip Ağrı ile yüzde 9'luk göç hızına sahip
Iğdır'da bu göçlere rağmen 2004 ile 2006 arasında
işsizlik sayısı üç kattan fazla arttı. Söz konusu illerde 2004 yılında 5 bin olan işsiz sayısı 2006 yılında 17 bine ulaştı.
İstihdam ise 317 binden 307 bine geriledi.
Diyarbakır ile
Şanlıurfa'da 2004 ile 2006 arasında işsiz sayısının bin kişi azaldığı belirtilse de iki kentteki işsizlik oranı buna rağmen yüzde 10.8'den yüzde 12'ye tırmandı.
Adana, Mersin, Antalya gibi
Akdeniz kentleri istihdamın daraldığı, işsizliğin yoğun olduğu illerin çekim merkezi haline geldi. Yaratılan istihdam talebi karşılamaktan uzak kalınca, 2002 yılında 71 bin işsizin bulunduğu Adana ve Mersin'de 2006 yılında bu rakam 209 bine yükseldi.
İSTANBUL'DA İŞGÜCÜ ARTSA DA İŞSİZ SAYISI AZALMIYOR
İSMMMO'nun raporuna göre; 2006 yılında 3 milyon 677 bin kişiye istihdam sağlayan İstanbul, yurdun pek çok kentindeki işsiz için 'çekim merkezi' oldu. 2004 yılında kentin 3 milyon 784 bin kişilik işgücü 2006 yılında göçün de etkisiyle 4 milyon 143 bine yükseldi. İşgücüne 359 bin yeni
katılım gerçekleşti. Bu arada, 2004 yılında 467 bin olan işsiz sayısı 2006 yılına gelindiğinde ancak 466 bine gerileyebildi. Diğer bir ifadeyle, ancak işgücüne yeni katılanların sayısı kadar istihdam yaratılmış oldu. Kentin işsiz sayısı değişmedi. İstanbul'un işsizlik oranı yüzde 11'lerde seyretmeye devam etti.
İstihdam kentin işsizlerine bile yetmeyince, İstanbul'da ekmeğini bulmaya gelenlerin bir kısmı çareyi geri dönmekte buldu. Bu durumda olup da geri dönecek parayı bulamayanlar için ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi
kampanya başlattı. Bu kapsamda, 2007 yılının ilk beş ayında Diyarbakır'a 14 ailenin, Hatay'a 13 ailenin, Adana,
Samsun ve
Ordu'ya 11 ailenin, Tokat'a 10 ailenin,
Kahramanmaraş ve
Gaziantep'e 9 ailenin, Malatya ve Mardin'e de 8 ailenin geri dönmeleri sağlandı. Belediyenin 2007 yılının ilk beş ayında eşyalarıyla birlikte memleketlerine geri gönderdiği İstanbul'a göç etmiş aile sayısı toplamda 229'a ulaştı. Ayrıca, 1180 kişinin
otobüs biletleri alınarak memleketlerine göç etmesi sağlandı.
Son üç yılda Şanlıurfa, Diyarbakır, Gaziantep, Adıyaman, Kilis, Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt'i kapsayan
Güneydoğu Anadolu'da 2004 yılında 1 milyon 639 bin kişi olan işgücü 2006 yılında 1 milyon 452 bine geriledi. Aynı şekilde 1.4 milyon civarındaki istihdam 1.2 milyon kişiye indi. Üç yılda işgücü 187 bin, istihdam 208 bin kişi azaldı. Dolayısıyla aynı dönemde bölgedeki işsizlerin toplamı işgücü ve istihdam arasındaki fark kadar yani 21 bin kişi artarak, 183 binden 204 bine yükseldi.
Bölgede özellikle tarım sektöründeki istihdamda ciddi gerileme yaşandı. 2004 yılında
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 572 bin kişi tarım sektöründe istihdam edilirken, bu sayı 2005 yılında 408 bine 2006 yılında ise 299 bin kişiye indi. Yani 273 bin kişi tarımda istihdam dışında kaldı.
Buna karşın, aynı dönemde sanayi sektöründeki istihdam 45 bin, hizmetler sektöründeki istihdam ise 19 bin kişi arttı. Diğer bir ifadeyle sanayi ve hizmetler sektörü tarımdaki 273 bin kişilik istihdam açığına karşın sadece 64 bin kişilik istihdam yaratabildi. Aynı gelişme, Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan,
Erzurum,
Erzincan ve Bayburt'u içine alan Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi'yle,
Trabzon, Ordu,
Giresun,
Rize,
Artvin,
Gümüşhane ve Rize'yi kapsayan Doğu
Karadeniz Bölgesi'nde de yaşandı.
Rapora göre; Mart 2000'de yapılan Lizbon zirvesinde Avrupa İstihdam Stratejisi (AİS) gözden geçirilerek, sürdürülebilir
büyüme, istihdamın niceliksel ve niteliksel iyileştirilmesi ve 2010'a kadar sosyal uyumun güçlendirilmesi konularında görüş birliği sağlandı. Bu zirvede AB'nin, gelecek 10 yılda, daha rekabetçi ve dinamik bir bilgi ekonomisi haline gelmesi, tam istihdama yeniden ulaşması, istihdam oranını yüzde 70'e ve kadın istihdam oranını yüzde 60'a kadar arttırması gibi somut hedefler ortaya konuldu.
Mart 2001 yapılan
Stockholm zirvesinde ise Lizbon zirvesinde belirlenen hedeflere iki yeni ara hedef ve bir yeni hedef eklendi. Buna göre, AB istihdam oranı 2005'e kadar yüzde 67'ye ve kadın istihdamı da yüzde 57'ye kadar yükseltilecek ve
yaşlı çalışanların istihdam oranı 2010'a kadar yüzde 50'ye ulaştırılacak. Yine 2010 yılına kadar Gayri Safi Milli Hasıla'nın yüzde 3 artırılması ve 6 milyondan fazla kişiye iş olanağı yaratılacak. Lizbon Zirvesi'nde, üye ülkeler, verilen sözleri uygulamaya geçirmek için siyasi taahhütte bulunmuştu. Rapora göre bu hedeflere karşın;
- AB'de işgücüne katılım ortalama yüzde 69; Türkiye'de yüzde 49,
- AB'de kadın istihdamı yüzde 55; Türkiye'de yüzde 25,
- AB'de tarımın istihdamdaki payı yüzde 4 ; Türkiye'de yüzde 34,
- AB'de hizmetlerin istihdamdaki payı yüzde 60-70 ;Türkiye'de yüzde 43,
- AB'de toplam istihdam içinde sadece ücretlilerin payı yüzde 83 ;Türkiye'de ise yüzde 49 olarak gerçekleşti. Türkiye'de toplam istihdam oranı ise
Nisan 2007 itibarıyla yüzde 43'ler seviyesine geriledi.
İSMMMO'nun raporuna göre; ancak Lizbon Stratejisi'nin kabulünden 2005 yılına dek geçen beş yıllık süre içinde öngörülen hedeflere ulaşılamadığı gözlemlendi. Bunun üzerine
AB Komisyonu tarafından Lizbon Stratejisi'ni canlandırmak üzere 2005-2010 dönemi için yeni bir Sosyal Gündem oluşturdu. 9 Şubat 2005'te açıklanan yeni Sosyal Gündem'in "tam istihdamın gerçekleştirilmesi" ve "herkese eşit fırsat ilkesiyle daha uyumlu bir
toplum yaratılması" olmak üzere iki önceliği bulunuyor. Büyüme ve istihdam üzerine yoğunlaşan Lizbon Stratejisi'ni güçlendirmeyi amaçlayan yeni Sosyal Gündem'in yanı sıra 2 Şubat 2005 tarihinde AB Komisyonu tarafından "Lizbon Stratejisi için Yeni Başlangıç" başlıklı bir
bildiri de sunuldu. AB Komisyonu'nca hazırlanan her iki reform paketi 22-23 Mart 2005 tarihlerinde Brüksel'de düzenlenen AB Konseyi Zirvesi'nde kabul edildi.
CİHAN