Ailelerinin
kontrolü dışında televizyonlardaki şiddet ve cinsel içerikli yayınların etkisinde kalan çocukların önemli derecede davranış bozuklukları yaşadığını belirten uzmanlar, uzun süreli etkiler karşısında birçoğunun
küçük yaşta potansiyel suçlular arasında yer alabileceğine dikkati çekti.
Gün içinde 2-3 saati aşan sürelerle televizyon ve bilgisayar başında kalan çocukların
psikolojik olarak bir
takım sorun yaşadığını belirten Psikolog Serap Duygulu, son yıllarda kendi içine kapanan ve sosyal ortamlardan uzaklaşan çocuk sayısındaki artışa işaret etti.
Yapılan araştırmalarda, şiddet içerikli görüntüler izleyen veya bilgisayar oyunları oynayan çocukların,
saldırgan davranışlar sergilediğini ve uyku bozuklukları yaşadıklarını dile getiren Duygulu, birçoğunun çevresine karşı duyarsızlaşarak, şiddet göstereni
model aldığını söyledi.
Duygulu, şiddet içeren görüntüleri izlediği için başkalarına şiddet uygulamayı normal bir davranış olarak gören çocukların, önemli davranış bozuklukları yaşadığına işaret ederek, bu nedenle uzmanlara başvuran ailelerin sayısında ciddi artışlar olduğunun altını çizdi.
-ERGENLİK YAŞ SINIRI 13'TEN 9'A DÜŞTÜ-
İnternet ve televizyonlardaki cinsel içerikli yayınlar ile çeşitli çevresel etkenlerin etkisi altında kalan çocuklardaki
ergenlik yaş sınırının 13'ten 9'a düştüğünü kaydeden Serap Duygulu, okul çağındaki çocukları
hedef alan
tecavüz olaylarındaki artıştan duyduğu endişeyi dile getirdi.
Çeşitli yayınlardaki erotik ve pornografik görüntüler karşısında çocukların
erken yaşlarda cinsel içerikli davranışlara yöneldiğini aktaran Duygulu, özellikle anne ve babası çalışan çocukların kontrol dışında kalma riskinin çok daha fazla olduğuna işaret ederek, internet, televizyon, VCD veya DVD filmlerde izledikleri cinsel içerikli görüntülere çocukların büyük ilgi gösterdiğini ifade etti.
-OKULLARDAKİ TECAVÜZ OLAYLARI-
''Son dönemde
gazete sayfalarına yansıyan olaylar ışığında okul arkadaşına tecavüz eden öğrenci çocukların sayısı giderek artıyor'' diyen Serap Duygulu, televizyon ekranlarında
reyting rekorları kıran bazı dizilerdeki ''çarpık ilişkiler'' ve tecavüz sahnelerinin de bunda önemli rol oynadığını savundu.
Bu konuda ailelere büyük görevler düştüğünü vurgulayan Duygulu, sözlerine şöyle devam etti:
''Kabul edelim ki çocuklara televizyon seyretmeyi ya da bilgisayar kullanmayı yasaklamak, asla bir çözüm değildir. Aksine yasaklanan her şey daha çok ilgi ve merak uyandırır. Dolayısıyla yasaklamak yerine çocukla
işbirliği yapmak ve onun da onayını alarak gün içinde 2-3 saatini televizyon ve bilgisayar başında geçirmesine izin vermek daha mantıklı ve kabul edilebilir bir yöntemdir.''
-''ÇOCUK ANNELER'' GERÇEĞİYLE KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ-
Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tülin İçli ise bazı televizyon yayınları ile toplumdaki ahlak yapısının önemli derecede tahrip edildiğini ifade ederek, bunun özellikle çocuklar üzerinde ciddi etkileri olduğunu kaydetti.
Artık hemen hemen her evde bir bilgisayar ve internet bağlantısının olduğuna işaret eden Prof. Dr. İçli, birçok çocuğun ailelerinin denetimi dışında şiddet içerikli oyunlar oynadığını veya cinsel içerikli web sayfalarına girdiğini anlattı.
Bunun sonucunda çocukların şiddete ve cinselliğe yöneldiğini kaydeden Prof. Dr. İçli, başta ABD olmak üzere pek çok gelişmiş ülkede de aynı sürecin yaşandığına dikkati çekti.
Prof. Dr. İçli, şunları kaydetti:
''ABD başta olmak üzere birçok
Avrupa ülkesinde, okullardaki şiddet olayları artış gösterdi. Hatta kontrolden çıkan bazı öğrenciler, ele geçirdikleri silahlarla okullarındaki arkadaşlarını katletti.
Söz konusu ülkelerdeki birçok okulda tecavüz skandalları ortaya çıktı. İlkokula giden birçok çocuğun
doğum kontrol hapları kullandığı tespit edildi. Son olarak İngiltere'de erken yaşta hamileliklerin önlenmesi için hükümet tarafından okullarda doğum kontrol hapı ve kondom dağıtılması yönünde
öneri getirildi.''
Önlem alınmazsa Türkiye'nin de çok kısa süre içinde böylesi bir tabloyla karşı karşıya kalacağını söyleyen Prof. Dr. Tülin İçli, ''Devletin ilgili kurumları ve aileler gerekli önlemleri almadığı takdirde yakın bir zamanda 'çocuk anneler' gerçeğiyle yüzleşeceğiz'' dedi.
Son zamanlarda sayısı artan çocuk kanallarının eğitimde önemli rol oynadığının altını çizen Prof. Dr. Tülin İçli, toplumsal değerler başta olmak üzere birçok ahlaki kuralın bu yolla öğretilmesini istedi.
AA