Fatma Gökbulut Tanzanya'yı gidip görerek orada yaşananları yakından paylaştı. Yollara düşen gönüllüleri konu aldığı 'Üzülme kimse yok mu; Hakuna Matata! Çünkü biz varız' isimli bu yazısıyla önemli noktalara temas etti.
İşte Fatma Gökbulut'un o yazısı;
‘Kara gözlerinden muhabbet kaptım..’
Yoksa yeşil miydi ?
Olsun, ben bir süre ‘karalar’ üzerine güzellemeler yapacağa benziyorum.
Bir kara göz, bir kara kaş, bir kara kıta bizi bu sevdaya attı.
Hiç durmadan yürümeye hatta koşmaya çalışan bir grup gönüllü düştü yollara. Sebep neydi peki ? Alışveriş. Evet ya alışveriş. Yüreklerini verecek, gönül alacaklardı. Onlardan önce gidenler de aynı alışveriş için gitmemiş miydi?
Efendiler Efendisi (SAV) ‘Bir yetimin başını okşa. İçinde bir şeylerin kımıldadığını hissedeceksin ‘’ buyuruyorsa bir şeyleri kımıldatmak çok zor değildi demek ki.
İşte yetimler diyarı, yoksullar diyarı Tanzanya ! Beyaz ellerin sadece almak için uzandığı ama artık Kimse Yok Mu dediklerinde ‘varım, senin için de varım ‘ denilen siyah diyar.
Öyle bir diyar ki; ülke insanının yarısının karnı aç ama mütebessim, üstü başı perişan ama neşeli, çoğunun gözü görmüyor ama o gözlerde ümitsizlik hiç yok. Türkiye’den hekimler gelecek dendiğinden beri o gözler daha bir farklı gülmüş. Şükür ki Allah bu garibanların umudunu boşa çıkarmadı. 15 hekim 9 gün boyunca, o şikayet etmeden, oflamadan saatlerce sırasını bekleyen hastalara göz oldu baktı, ayak oldu yürüdü, kalp oldu attı. ‘Ülkenizde hasta mı yok, Afrika’ya gidip de mikrop mu kapacaksınız ‘ sözlerine inat karşılıklı muhabbet kaptı bu insanlar. Yıllardır öğretmenlerimize hicret yolları görünmüştü, kim bilir belki artık hekimler de hicret eder. Bakarsınız yüzlerce hastane açar Türk Gönüllüler.
Gördük ki dünyanın hiçbir tarafı boşluk kabul etmiyor. Senin gitmediğin yerler boş değil; Çinli’si gelmiş, Norveçli’si gelmiş oturmuş. ‘Siz geliyor ve gidiyorsunuz, biz ise birkaç yıldan az kalmıyoruz buralarda‘’ diyen Çinli doktor haksız olsaydı keşke. Ve ‘’Siz kendi imkanlarınızla gelirken bizi devletimiz yolluyor’’ derken de utandırmasaydı.
Ama bir dakika ! Neden anlatmadık Çinli doktora Erkan Çağıl’ı? Neden ona ‘’ sen 2 yılını verdin, Erkan Abi burada canını verdi ‘’ demedik. Kazancıyla eğitim gönüllülülerine destek olmayı arzu eden Erkan Çağıl genç yaşında vefat etti , vasiyeti üzerine Tanzanya’da Feza Türk Okulu bahçesine defnedildi deseydik ve çocuk cıvıltıları arasında yatmanın ne demek olduğunu anlatabilseydik ona. Peki mezar taşında ‘Hicret, hizmet, gayret, şehadet ‘ yazıyor deseydik anlar mıydı? Belki de diyecekti ki ; ‘kendi ülkendekiler anladığı zaman gel konuşalım ‘.
"Aç herkese, açabildiğin kadar sîneni; ummanlar gibi olsun!
İnançla geril ve insana sevgi duy;
Kalmasın alâka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül ‘’
***
İyiliği sayarak değil adeta saçarak yapan, karşılığını kimseden değil sadece Allah’tan bekleyen, habis yüreklerin ‘bir kap çorba götürmediler’ yollu linç hareketine karşın Kimse Yok Mu , Ufuk Hekimleri Derneği ve Umut Sağlık Derneği 1 tondan fazla ilaç, 19 gönül ve milyonlarca duayı Tanzanya / Zanzibar’a uğurladı. Her kalp, kendi içindeki çiçeğin kokusunu verirdi zira. Beyaz gömlekli , bembeyaz yürekli o insanlar da kendi kokusunu verdi oralarda.
Yolculuk 9 günde bitiverdi. Geriye sabır timsali bir halk, tekrar gelirler mi ki diye bekleşen binlerce çift göz ve ‘’bekleyin biz gelemezsek de gelecek olanlar var, söz ‘’ diyen yürekler kaldı.
Sizden çok şey öğrendik.
Yollarda trafik ışığınız yok, levhanız yok, emniyet şeridiniz yok ama sabrınız çok. Kavga etmiyorsunuz, kornalara basmıyorsunuz. Komşularınızla aranız iyi, her şeyden öte kendinizle aranız iyi.
Saatlerce ameliyat sırası beklerken bile ‘beni ne zaman alacaksınız’ diye sıkıştırmak aklınıza gelmiyor. Evlatlarınızı ameliyata yollarken müthiş bir tevekkülünüz var.
Bizim şimdiye kadar çizgi filmde duyduğumuz HAKUNA MATATA - "endişeye gerek yok"-‘’hiç problem değil ‘’ sizin yaşam felsefenizmiş meğer, yaşayarak öğrettiniz. Bunu unutmayacağız.
Umarım siz de hiç unutulmazsınız. Bakarsınız bu sene Kurban Bayramı’nı evinde geçirmek istemeyen bir grup fedakar sizi ziyarete gelir. Onlara iyi bakın. Anasını, eşini , evladını bırakıp uzakta bayram yapmak kolay anlaşılmaz bu topraklarda. Tıpkı ‘ Bu kadar adam Tazmanya’ya(!) niye gitti şimdi’ diye soran, ülkenin adını bile telaffuz edemeyenlerin anlamadığı gibi…
https://twitter.com/fatmagokbulut
http://instagram.com/fatmagokbulut