Diyarbakır Emniyeti
İstihbarat ve Terörle Mücadele Şubesi ekipleri örgütün şûra üyesi
Edip Gümüş ile askeri kanat sorumlusu
Cemal Tutar'ı evlerine kadar izledi. Ev çevresine adeta 'pusu' atıldı. Uzaktan izlenen eve aralarında çok sayıda çarşaflı kadının bulunduğu ziyaretçi geldi. Gümüş ve Tutar'ın yoğun ziyaretçi trafiğinden faydalanıp
akşam saatlerinde 'çarşaflı kadın kılığında' evden ayrıldığı tespit edildi.
Yargıtay 9.
Ceza Dairesi'nin
yakalama kararı vermesinin ardından Diyarbakır'da iki eve
baskın yapıldı. Fakat Edip Gümüş ve
Cemal Tutar bulunamadı.
İstihbarat birimleri Gümüş ve Tutar'ın 'tebdil-i kıyafete' büründükten sonra
yasa dışı yollardan
İran'a kaçtıklarını tahmin ediyor. Firari olarak aranan diğer
Hizbullah ana davası sanıkları; Mehmet Varol, Mustafa İpek,
Sinan Yakut, Şehmus Kınay, Fuat Balca, Mahmut Demir, Kemal Gülşen ve Abdülkerim Kaya'nın da izine rastlanamadı.
MİT ve
istihbarat iz peşinde
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi'nin 3 Ocak'ta CMK'nın 102. maddesi uyarınca
tahliye edilen 11 Hizbullah üyesinin İran ya da Suriye'ye kaçmayı planladıkları konusunda 5 Ocak'ta Diyarbakır ve
Batman başta olmak üzere ilgili birimleri uyarmıştı.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile Emniyet İstihbarat Dairesi, firari olarak aranan 10 Hizbullah üyesinin yakalanması için yurtiçi ve yurtdışında iz sürüyor. Müebbet hapse mahkûm olan zanlıların dinlemeye düşmemek için cep
telefonu kullanmadıkları belirlendi. Teknik-takip destekli soruşturmada ipucu elde edilemedi.
Hizbullah şûra üyesi Edip Gümüş hakkında yakalama kararı çıkmadan önce tutuklanan
Hacı İnan'la yaptığı
telefon görüşmesi 'dolaylı' dinlemeye takılmıştı. Bu görüşmeden sonra Gümüş'ün izi bulunamadı.
Hacı İnan, Halil İ.Ç.'nin Edip Gümüş'e geçmiş olsun ziyareti yaptığı sırada kendisini aradığını bu vesile ile görüştüğünü iddia etmişti.
Tahliye edilen zanlılardan şûra üyesi Hacı İnan 21 Ocak'ta İstanbul'da yakalanıp tutuklanmıştı. Zanlılar 156
cinayet, 84
yaralama ile sonuçlanan 198 silahlı eylemle suçlanıyor.