Bir evlendirme programında 15 yaşında bir kız çocuğunun kendisinden çok yaşlı bir erkekle evlendirilmeye çalışılması, kadın örgütlerini ayağa kaldırdı. Kadınlar bu tür programların kaldırılmasını istedi. Özel bir televizyon kanalında yayımlanan "Su Gibi" adlı evlilik programında büyük bir skandala imza atılmıştı. Henüz 15 yaşında bir kız çocuğu "gelin adayı" olarak ekrana getirilip 45 yaşındaki damat adayıyla evlendirilmek istendi. Bunun üzerine Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) yayıncı kuruluşa 500 bin TL para cezası kesti. Ancak kadın örgütlerinin tepkisi dinmedi. Konuyla ilgili rahatsızlığını dile getiren çok sayıda kadın sivil toplum örgütü, bu tarz programların kadını aşağıladığını ve cinsiyet ayrımını körüklediğini savunarak yayından kaldırılmasını istedi. MEDYA SORUMLULUĞUNU BİLMELİ Kadın programlarına yönelik genel bir rahatsızlığın bulunduğuna değinen İstanbul Kadın Araştırmaları Merkezi (İKAM) Yönetim Kurulu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Alev Dedegil, 15 yaşında bir çocuğun evlendirilmesi ya da evlendirmeye yönlendirilmesinin Türk Medeni Kanunu'na göre suç olduğunu hatırlattı. Bu programların çok seyredildiği için TV kanalları tarafından ısrarla yayımlandığını ifade eden Dedeğil, "Bu anlamda siyasileri yönetimi sürekli eleştiren medyanın biraz da kendine bakması, sosyal sorumluluğunun farkına varması gerekiyor" dedi. BU PROGRAMLAR KALDIRILMALI Programın yayınladığı TV kanalına bir kınama mesajı yayınlayan Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KADER) Başkanı Çiğdem Aydın, kadınlardan özür dilenmesi gerektiğini savundu. Aydın, kadınları meta olarak sergileyen evlendirme programlarını son derece yanlış bulduklarını söyledi. Aydın, "Bu programlar kaldırılmalı. Çünkü iyilik, güzellik, bilgi veya eğlence adına insanlara kattıkları hiçbir şey yok. Böyle olmadığı gibi son derece çirkin bir alışveriş sergilenmekte. Bundan rahatsızız" diye konuştu. KADINLAR AŞAĞILANIYOR Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ise son iki yıldır bu programların Türkiye'de kadının aşağılanmasının ve işgücünden çekilmesinin işareti olduğunu öne sürdü. "Bu tür yayınlar ne kültür ne sanat ne de TV programcılığı anlamında bir katkı sağlamadığı gibi toplum daha da yozlaşmasına neden oluyor" diyen Güllü sözlerine şöyle devam etti: "Kadın kimliği zarar görüyor. Kaldırılması noktasında çağrılarımız oldu. Hatta konuyla ilgili bakanlıktan yardım istedik. Fazla reyting aldıkları için kaldırılamıyor. Birçok insan izlerken bu programları örnek alıyor. Çünkü Türk toplumu eğitimini kültürünü artık TV'den alıyor." KADIN GÖRÜNÜMLÜ ERKEK PROGRAMI Anayasa Kadın Platformu Üyesi Hülya Gülbahar da birçok kadın programının sorunların çözülmesi ve kadın erkek eşitsizliğinin giderilmesi için yapılmadığını vurguladı. Aksine birçok kadın programın toplumda var olan kadınların cinsiyetçi rollerini pekiştirmek üzere yapıldığını anımsatan Gülbahar şunları söyledi: "Bu programların önemli bir bölümüne aslında 'kadın görünümlü erkek programı' demek lazım. Gerçekte kadın programları olmayan programlarla doğru şeyler yapmak isteyen, doğru sorunların tartışıldığı programları birbirinden ayırmak lazım. Kadın örgütleri olarak bu son olayı da dehşet." RUH SAĞLIĞINI BOZUYOR RTÜK'ün talebi üzerine Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (Türk PDR-DER) tarafından hazırlanan rapora göre, aile, kadın ve şiddet eksenli programlar, çocuk ve gençlerin ruh sağlığını ve gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Buna göre, toplumun yoksulluk durumunun ve duygularının kötüye kullanıldığı, aile içi olumsuz ilişkilerin teşhir edilerek çocukların ve gençlerin ruh sağlığının olumsuz etkilenmesine neden olunduğu belirtildi. Ayrıca bu tür programlarda kadının küçük düşürüldüğü, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin körüklendiği ifade edilen raporda, bu yayınlar nedeniyle kız çocuklarında karşı cinse ilişkin olumsuz bir tutumun gelişebileceği, bu tutumun da gençlerin gelecekte kuracakları aile ilişkilerini olumsuz etkileyebileceği kaydedildi.