Terör örgütü
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderilen
emekli albay
Arif Doğan, 1971 yılında
Trabzon gizli istihbarat amirliğine
tayin olduğunu, 1983 yılında Jandarma Genel Komutanlığı'nda görevliyken
JİTEM diye adlandırılan Jandarma
İstihbarat Grup Komutanlığı'nı kurduğunu ve 8 yıl
başkanlık ettiğini söyledi.
Doğan'ın
İstanbul Çavuşbaşı'nda 200 YTL'ye kiraladığı deposunda ele geçen
kayıt cihazları, telsizler ve uydu
iletişim cihazlarının yanı sıra bir de çok sayıda
kaset ele geçtiği ortaya çıktı. Doğan, mühimmatın ve evrakların kendine ait olduğunu söylerken, 47 adet video, ses ve mikro kasetleri hatırlayamadığını, içeriğini bilmediğini söyledi. Doğan'a, depoda 2 adet kaleşnikof, 2 adet tabanca, 3 adet
av tüfeği, 650 gram esrar, 1 adet dürbün, 1 adet tarihi eser niteliğinde
heykel, uydu iletişim cihazı, 47 adet kaset bulunduğu hatırlatılarak bu malzemeler ve deponun kendisine ait olup olmadığı soruldu.
Depodakiler rütbeli istihbaratçıların
Deponun kendisine ait olduğunu anlatan JİTEM'ci albay, "Depo'da ele geçirilen malzemeler ben ve benimle birlikte Jandarma İstihbarat Grubunda görev yapan bazı rütbelilere aitti. Örneğin
Cem Ersever gibi. Keleşnikoflardan biri bana aittir. Bu tüfeği bana Rahmetli Kor
general Hulusi Sayın vermişti. Ancak diğerini Cem Ersever koymuş olabilir. İkinci
Kaleşnikofun kime ait olduğunu bilmiyorum" dedi. Arif Doğan, "
Tabancalardan biri de bana aitti. Onu da Hulusi Sayın vermişti. Ancak ikincisi Cem Ersever'in arkadaşlarından birine ait olabilir. Av tüfekleri bana aittir" dedi.
Uyuşturucu yemleme amaçlıymış!
Depoda ele geçirilen 650 gram esrarın da kendisine ait olduğunu ifadesinde kabul eden JİTEM'ci
Albay Arif Doğan, aramada el konulan esrarı, görevdeyken uyuşturucu mücadelesinde yemleme olarak kullanmak üzere aldıklarını söyledi. Doğan uyuşturucunun depoda unutulduğunu savundu. Albay Doğan, aramada el konulan tarihi eser niteliğindeki heykeli ise ABD'deki kızının hesabına gönderilen havalede olduğu gibi hatırlayamadığını söyledi.
8 ayrı hat kullanıyor
Doğan'ın görüşmelerinde ise çok sayıda
telefon hattı kullandığı anlaşıldı. Kendisine ait 8 ayrı cep telefonu hattı kullandığını söyleyen Albay arif Doğan,
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli
Tuğgeneral Veli Küçük'ü 1990 yılından beri tanıdığını anlattı. Jandarma İstihbarat Gurup komutanlığı görevini 1990 yılında Veli Küçük'e devrettiğini söyleyen Arif Doğan, "Daha sonra kendisi general olduğundan gerek telefonla, gerekse yüz yüze görevle alakalı ve
jandarma teşkilatı ile alakalı görüşmelerimiz ve yorumlarımız olmuştur" şeklinde konuştu.
Peker'le abi kardeş gibiyiz
Arif Doğan'a, organize
suç örgütü ele başı Sedat Peker'le samimi ilişkisi de soruldu. Peker'i 1984 yılından beri tanıdığını söyleyen emekli Albay Arif Doğan, Sedat Peker'le abi kardeş gibi görüşmeleri de olduğunu anlattı. Doğan, "Peker'in şu anda
Kandıra Cezaevi'nde olduğunu biliyorum" dedi.
Eruygur albayı yakın korumaya almış
Albay Doğan'a, Ergenekon soruşturmasına tutuklanarak cezaevine gönderilen
Jandarma Genel Komutanı emekli
Orgeneral Şener Eruygur'la ilgili sorular yöneltildi. Eruygur'un elini öptüğünü söyleyen Doğan, "Eruygur Paşa benim özel koruma kararımla ilgilendi. Ben de elini öptüm. Teşekkür ettim" dedi. Albay doğan, 1998 yılında DYP'den
milletvekili adayı olduğunu ancak kazanamadığını söyledi.
Güneydoğu'da pek çok
faili meçhul cinayete adı karışan
PKK itirafçısı
Adil Timurtaş'ı tanıdığını söyleyen Arif Doğan, "Kendisini ben emekli olduktan sonra tanıdım. Şu anda cezaevinde olduğunu biliyorum" dedi.
ZAMAN