Kayıp yakınlarının
avukatlığını yapan
Tahir Elçi, 1990'lı yıllarda pek çok insanın öldürüldükten sonra
tarlalara ya da yol kenarlarına atıldığını ileri sürüyor.
Zaman'a konuşan eski bir
JİTEM elemanı da avukat Elçi'nin tespitini doğruluyor: "1987'den itibaren
Şırnak bölgesinde çalıştım. Bize,
infaz ettiklerimizden bazılarının
cesetlerini araziye atmamızı emrediyorlardı. 'Cesetler bulunsun ki, halkta korku yaratsın.' deniyordu. Gömülen ceset sayısı sağa sola atılanlardan çok daha azdır. Bir de JİTEM bazı insanları yakarak infaz ediyordu veya infaz edip yakıyordu. Cesedi uzak bir yere atıyordu. Diyarbakır'dan alınıp sorgulamışsa Şırnak bölgesine atılıyordu."
Eski JİTEM'ci, sorguya alınan kişilerin muhakkak infaz edildiğini ileri sürüyor. "O dönemde bu uygulamalara kimse ses çıkarmıyordu. Kimseye
hesap sorulmuyordu." ifadesini kullanıyor. 1990'lı yıllarda
faili meçhullere ait cesetlerin rastgele tarlalara atıldığı
TBMM Susurluk raporunda da yer alıyor.
Meclis kayıtlarına giren bilgilere göre, Diyarbakır'da gözaltına alınarak sorgulanan biri kız diğeri erkek iki öğrencinin cesedi
Malatya'daki bir yolun kenarında bulundu. Raporda, infazın güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirildiği belirtiliyor: "1996'da
Elazığ ile Malatya arasındaki Kömürhan Köprüsü'nün yakınında 20-25 yaşlarında
genç bir erkekle bir bayan cesedi bulundu. Elleri arkadan bağlıydı. Enselerinden vurulmuşlardı. Olay yerinde 9 mm'lik MKE mermileri vardı. Bu olay başkası tarafından değil, kesinlikle güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilmiş bir infazdı."
2004 yılında
DNA testi ile kimliği belirlenen Murat Aslan'ın hikayesi benzer özellikler taşıyor. Aslan, 1994'te Diyarbakır'da çarşıda beyaz bir taksiye bindirilerek gözaltına alınıyor. Sonra Silopi'nin
Çukurca köyü yakınında
yanık halde bir erkek cesedi bulunuyor. Köylüler, tanınmaz haldeki cesedi gömüyor. Bu cesedin Aslan'a ait olduğu JİTEM bünyesinde çalışan bir
PKK itirafçısının 2004'teki açıklamalarıyla ortaya çıktı. İtirafçının gösterdiği yerde
savcılık kararı ile
mezar açıldı. DNA testinde cesedin Aslan'a ait olduğu belirlendi. 1990'lı yıllarda bölgede tarla ve yol kenarlarında bulunan cesetler köylüler tarafından defnedildi. Tanınmaz haldeki cesetlerin kimlikleri de tespit edilemedi.