KCK'nın varlığı artık giderek ete kemiğe bürünüyor. Her geçen gün ortaya çıkarılan deliller ve dokümanlar,
örgütün sosyal alana, siyasete,
dernek,
vakıf ve sendikalara nasıl yayıldığını gösteriyor. Bu arada
siyasi bir teşekkül olduğu ileri sürülen yapının aslında halka nasıl zulmettiği ve nasıl bir taktikle varlığını dikte ettiği de bir bir ortaya çıkıyor. Silah zoru, tehdit ve cebirle çeşitli isimler altında iş adamlarından ve esnaftan haraç alması da KCK’nın öteki yüzünü göstermesi açısından önemli. Örgüt, çeşitli maddi gelirlerinin yanı sıra bir de iş adamlarından ve esnaftan zorla para topluyor. Bunun için parti yöneticisi ve KCK’nın belirlediği bir
heyet, her ay çoğunluğu bölgeden olan iş adamlarından ‘Mavi Kampanya’ adı altında zorla
aidat alıyor. Çoğu Doğu ve Güney
doğulu olan 3 bin iş adamından KCK’nın aidat aldığı belirtiliyor. Yapılan operasyonlarla örgütün özellikle
Diyarbakır’da haraç aldığı iş adamları ve firmaların isminin ortaya çıkması, KCK’nın bu yönünün deşifre olması anlamında oldukça önemli. Zira bu iş adamları, bölgede halkın hizmetine sundukları imkânlarla binlerce kişiyi bünyelerinde çalıştırıp işsizlik oranını aşağıya çeken patronlar.
Örgütün ‘Kumbara Kampanyası’ ise esnaflardan tehditle alınan paraları kapsıyor. KCK’nın bazı esnaflara kumbara bıraktığı ve biriken paraları belli aralıklarla topladığı belirtiliyor. Son zamanlarda ise kumbara bırakılmıyor.
Esnaf, sadece kesilen
ücreti ödemek zorunda. İki sözde
kampanyaya
itiraz eden iş adamı veya esnafın önce partide, daha sonra dağda sorgulandığı belirtiliyor. Dağda sorgulananın cezası, hayatta kalma şartıyla iki katına çıkarılıyor.
KCK her türlü işlemini parti üzerinden yürütüyor ve parti merkezlerini kendi ofisi gibi kullanıyor. Böylece rahatça dolaşma imkânı bulabiliyor. Zira sözde milisler de aynı mekânları kullanıyor.
KCK’nın gelirleri arasında belediye başkanlarının
maaşlarından elde edilenler de var. Her başkan, maaşının yüzde 10’unu vermek zorunda. Aynı durum belediye çalışanları ve diğer siyasi parti mensupları için de geçerli. Yurtdışında kurulan şirketler ve buradaki halktan toplanan paralar da çeşitli kişiler üzerinden örgüte aktarılıyor. Aynı şeklide belediye şirketleri üzerinden de KCK’ya para aktarılıyor. Para aktaran çok sayıda şirketin ismi bulunuyor. Mesela, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi her ay adı bizde saklı bir derneğin başkanına maaş adı altında 3 bin 500 TL ödüyor. Bu paralar daha çok örgüte gidiyor. KCK’nın diğer gelir kaynağı ise belediyelerin
araziler üzerinden yaptığı yolsuzluk. Örneğin Kayapınar Belediyesi’nin birçok arazisinin S.T. isimli şahsa satılarak örgüte kazandırıldığı tespit edilmiş durumda. Üstelik bu işlem belediye tarafından resmî olarak yapılmış ancak arazi aldığı söylenen kişiye asla bu araziler verilmemiş. Aynı şekilde
telefon dinlemesine takılan bir görüşmede Diyarbakır’da eski Trafik Şube’nin yanında bulunan 17 dönüm
arsa için 1 milyon 700 bin dolar istendiği ve bu paranın örgüte aktarılacağı belirtiliyor. Bu konuda sayısız örnek vermek mümkün; ancak
dava süreci devam ettiği için şirket veya kişi ismi veremiyoruz. Söz konusu şirketlerin ve iş adamlarının isimleri bizde saklı.
Ceza alan örgüt mensupları
KCK, sözde mahkemelerde yargılandıktan sonra ceza alan örgüt mensuplarının yurtdışına çıkarılmasını bile kendi lehine çevirmek için onlardan ücret talep ediyor. H.Y., A.B. ve A.İ. arasında geçen konuşma, bunu doğruluyor:
Hüseyin Yılmaz: Şimdi dostum biz şeyi sonuçlandıralım bir şimdi altı tane gidecek olan
arkadaşlar var yani onlar da kimisi memleketinde kimisi başka bölgelerde senin gibi yuvasını terk etmiş başka yerlerde bekliyorlar. Şimdi biz görüştük, adam başı 12 bin yuroya götürüyorlar, Avrupa’ya ya tabii sağlamdır. Öyle
çürük başka götür orda burada, yakalandılar, işte geri getirdiler teslim et şu bu olmaz.
Aydın Budak: Hangi ülkeye?
Hüseyin Yılmaz: Yurtdışına götürecekler işte, şengay ülkelerinin birisine götürecekler. Şengay vizesi olan bi ülkeye gidecek. Kimse bana bi şey dememiş, Şurdan götürün, şurdan yapalım, şudur budur değil. Bu sizinle sınırlı kalacak yani başkası bilmeyecek. İşte falan kez götürüyor 12 bin yuroya, bilmem şurdan buradan. Örgütün ilişkisidir bu.
Abdülkadir İnedi: Onun için ben de buraya geldim Hüseyin arkadaş, …… normalde Aydın Başkan beni tanıyor, ben de sıradan bir insan değilim. Yani hareketten gelen bi insanım yani, gerçi Aydın Başkan, gelip durumu ciddi yani, masraf nedir bilmiyorum.