İsmet Berkan 'Bu
iktidara karşı her yol mubah' anlayışını ele aldığı dünkü yazısını şöyle bitiriyordu: "Hepimiz nefes almak istiyoruz. Ve unutmayın, 'biz'lerin nefes alabileceği yegâne atmosfer
demokrasidir, ülkenin nefes alabileceği yegâne atmosfer demokrasidir."
Bir gün önce Hasan
Cemal'in yazısı da benzer bir cümleyle bitiyordu: "Çare,
seçim sandığıdır.
Ceza ve
ödül halkın oyuyla kesilir demokrasilerde..."
Bu sakin, sağduyu sahibi iki yazara bu cümleleri yazdıran neydi?
Sanıyorum bu dostlarımız, Şakir Süter'in 23
Mayıs tarihindeki 'Tuhaf
sözler' başlıklı yazısında yazdıklarını bizden çok önce duydukları için tedirgindirler. Sayın Süter o yazısında kulislerdeki söylentileri naklediyordu:
"AKP kapatılacak! Seçimler ertelenecek! 22 Temmuz'dan sonra, seçimlerin iptali de gündemde"!
Sayın Süter "Doğru, yanlış, gerçek, yalan, saçma, makul, abuk; fark etmez... Paylaşacağız..." notuyla, yazısında başka dedikodulara da yer vermişti.
Şimdi soğukkanlılıkla neler olduğunu düşünelim:
Ülkemizde, siyasal sorunlarla karşılaştığında, çözümü demokrasi içinde bulmak yerine kestirme yollar arayanlar; buldukları olmayacak marifetlerini uygulamak isteyenler olmuştur.
1954'ten bu yana siyasal hayatı izlemeye çalışırım. Her dönemde, seçim dışında iktidar değişimi arayanları gördüm. Zorla iktidar değiştirmek isteyenlere
Hasan Cemal '
Organize çekirdek' adını veriyor; ben 'Cuntacı' adını daha uygun buluyorum.
Hiçbir zaman cuntacı eksiğimiz olmadı! Bunlar
siyaset, basın, üniversite çevrelerinden ortak veya yardakçı bulmakta da güçlük çekmediler. İçlerinde tanınmış siyaset adamı, yazar,
profesör hep vardı.
Cuntacılar her zaman siyasal iktidarı çekilmeye zorlamışlardır. Son 50 yılda, cuntacılar dört kez başarılı oldu, iktidarın kısmen ya da tamamen el değiştirmesini sağladılar. Kapalı idareden demokrasiye geçilir geçilmez eskiden kalan artıklar veya yeni hevesliler cuntalarını kurmuşlardır.
Anlaşılıyor ki bugün de iktidarın seçim dışı yollarla el değiştirmesini isteyen bir ya da birden fazla cunta vardır.
Cuntacıların lehine görünen, değişimin bazı kesimlerde yarattığı bunalımdır.
Türkiye, AB ve
ekonomik nedenlerle değişim sürecine girmiştir. Demokrasi dışı yol arayanlar değişimden sıkıntı duyanları insafsızca kullanmaktadırlar.
Cuntacılar, iktidarın
laiklik karşıtlığı kuşkusunu da, başarıyla kullanmaktadırlar.
Cumhuriyet ilkelerine tehditlerden samimiyetle çekinenlerin bir bölümü bilerek ya da bilmeden cuntacılara cesaret vermektedir.
Cumhuriyet mitinglerinin amacını saptırma girişimleri nasıl başarısız bırakılmışsa, laiklik kuşkusu pazarlayanların bizzat meydanlara koşanlar tarafından geriye döndürüleceğine inanıyorum.
Cuntacıları mağlup edenler de, onlara mağlup olanlar da sonuçta iktidarıyla ve muhalefetiyle siyaset adamlarıdır. Bugün eski
darbe günlerine benzerliklerimiz vardır ama farklılıklarımız daha çoktur. Ben siyaset adamlarının cuntacıları etkisiz bırakacağına inanıyorum.
14 seçim geçiren halkımız, her şeyin farkındadır; cuntacıları, korku ve hayal pazarlayanları yakından tanımaktadır. Seçmene 'darbe' yutturulamayacaktır.
Telaşlanmayalım, oy vermeye sekiz hafta kaldı; cuntacılar karşısında tedirginlik duymayalım; sadece uyanık olalım.
Tarhan
Erdem