Herkes işine gücüne gidiyor, ekmek parasını kazanıyor, bir lokma da olsa,
akşam ailesiyle ekmeğini paylaşmanın mutluluğunu yaşıyor. Peki iddia edilen
Ergenekon terör örgütünün
darbe planı gerçekleşseydi bugün ne yapıyor olurduk? İşte darbeden sonra neler yapılacağını madde madde yazan Ergenekon'un yeniden yapılandırdığı
Türkiye'deki yeriniz.
Ergenekon soruşturmasıyla Türkiye, darbe planlarını, bu planları gerçekleştirmek için gömülen cephaneleri, suikast ve saldırı hazırlıklarını ve provokasyonları gördü.
Ancak, bazı saldırı,
cinayet ve provokasyonlar dışında Ergenekon'un ne olduğu, nerelere uzandığı henüz tam olarak algılanabilmiş değil.
Zira bir yandan Ergenekon soruşturması devam ederken, bir yandan da Türkiye'de hayat normal seyrinde akıp gidiyor. İnsanlar istedikleri gibi yaşıyor, şartların gerektirdiği gibi çalışıyor, ekmek parasının peşinden koşuyor.
NASIL BİR TÜRKİYE PLANLIYORLARDI?
Bütün bunlar olurken özellikle Ergenekon yandaşlarının üstünü örtmeye çalıştığı, büyük ölçüde de başarılı olduğu bir nokta var. İddia edilen
Ergenekon Terör Örgütü'nün Türkiye'yi ve bu milleti nereye götürmek istediği gerçeği. Yani darbe ve sonrasında kuracakları Türkiye.
Bu kadar silahla darbe mi olur sulandırmasıyla ört pas edilen Ergenekon'nun, Türkiye'yi nasıl bir kalıba sokacağı sır değil. İkinci iddianameye giren belgeler, özellikle de Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Ali Özoğlu'ndan çıkan planlar, milleti nasıl bir sonun beklediğini açıkça gösteriyor.
MİLLETİN HAKİMİYET YETKİSİ ALINIYOR
En başta iddia edilen Ergenekon Terör Örgütü, darbeden sonra milletten iradesini, seçme ve seçilme hakkını, dahası hakimiyet
yetkisini istiyor. Demokrasi yolunda yaklaşık 90 yılda alınan mesafe bir anda yok edilip, darbe hükümeti ve rejimi kuruluyor. İlk icraat milletin yetki verdiği hükümet ve meclisi ortadan kaldırmak.
İLLERİ JANDARMA ALAY KOMUTANLARI YÖNETİYOR
Hemen ardından belediye başkanlıkları ve
siyasi partiler feshediliyor. Bütün valiler görevden alınarak yerlerine il
jandarma alay komutanları getiriliyor. Örgüt, kamu personeline ya diktayı kabul edersin ya da derhal görevden el çek diyor.
Kağıt üzerinde yazılabilen bu. Ama bunun bu kadarla kalmayacağını herkes biliyor.
TÜRKİYE DIŞ DÜNYAYA KAPANIYOR
Darbe'den sonra yapılacak önemli icraatlardan biri de Türkiye'nin kapılarını dış dünyaya kapatmak. Türkiye'ye giriş ve çıkışlar tamamen
yasaklanıyor. Havalimanları kapatılıyor ve vatandaşın
seyahat hak ve özgürlükleri elinden alınıyor. Vizeler bütünüyle iptal ediliyor.
Darbe sonrası Türkiye'de öyle istediğin televizyonu istediğin kadar
izleme imkanı da yok. Bazı kanallar sınırlı da olsa uydudan men ediliyor. Toptan sansürlenen televizyon ve gazetelerin yayınlarında da neler olacağını tahmin etmek zor değil.
VATANDAŞ KENDİ PARASINI HARCAYAMIYOR
Darbeciler Türkiye ekonomisine de el atıyorlar.
Merkez Bankası yönetimi hemen değiştiriliyor. Bankalarda
sıkıyönetim uygulaması başlıyor. Darbe görmüş Türkiye'de, vatandaş kendi parasını bile istediği zaman istediği kadar çekemiyor. Günlük 800 TL dışında bankadan para çekmek yasak. İnternetten dahi işlem yapamıyor.
DARBE LİDER ÜLKE HAYALİNİ BİTİRİYOR
Muz Cumhuriyeti'nden bile daha kötü bir duruma düşen Türkiye dış dünyadan da veto yiyor. Ne AB hayalleri, ne ABD müttefikliği ne Ortadoğu'da lider bir
ülke hayali kalıyor geriye. Sadece darbecilerin keyif sürdüğü, halkın tamamen sindirildiği, karşı çıkanlarınsa
hapis, işkence ya da idam sehpalarında görüldüğü bir ülke oluyor Türkiye.
ETÖ VARSA HUZUR YOK
Bugün ortaya çıkan lav silahları, el bombaları suikast planları ya da
kaos hesaplarının Türkiye'yi getirmek istediği yer burası. Eğer bugün Türkiye'de insanlar hala gelecek adına mutlu hayaller kurabiliyor, çocuklarını iyi yerlerde düşleyebiliyorsa, dahası Türkiye'de insanlar bugün kazandığı bir lokmayı huzur ve güven içinde paylaşabiliyorsa, sebebi Ergenekon soruşturması ve Asrın Davası