Piyasaya değerinin altında dolgu malzemesi veren kaçak madenciler, ruhsatlı işletmecilerin zor günler geçirmesine sebep oluyor, ülke ekonomisine ve çevreye de zarar veriyor. 36 yıldır madencilik yapan Orhan Aytekin, yaşadıkları durumu; “Ankara çevresinde kaçak işletmeler çoğaldı. Namuslu işletmeciler zor durumda.” sözleri ile özetliyor.
Soma’da kömür madeninde yaşanan ihmaller zinciri 301 cana mal oldu. ‘Kaza’ diye geçiştirilmeye çalışılan olayın ardından maden sektöründe yaşananlar bir kez daha ülke gündeminde. Sektörün önemli bir problemi de kaçak madenler. Kaçak madenciler, para kazanma hırsı ile uygun gördükleri dağlara hemen ocak kurabiliyor. Bu tür madenleri işletenler, ülke ekonomisine de büyük zarar veriyor. Kaçakçılar, KDV vermiyor, çevre uyum teminatı almıyor ve harç ödemiyor. Bunun gibi kaçakçılar, kanunlara uygun hareket eden işletmelerin de önündeki en büyük engel olarak ortaya çıkıyor.
Ankara’daki ruhsatlı madencilerin son üç yıldır karşılaştıkları en büyük problemin kaçak madenciler olduğu belirtiliyor. İnşaatlara dolgu malzemesi olarak kullanılan hafriyatları piyasaya değerinin altında sunan kaçak madenciler, Ankara’da ruhsatlı madencilerden 15’inin işi bırakmasına sebep oluyor. Şikayetlere rağmen faaliyetlerini sürdüren kaçak madencilerin Ankara’nın dağını taşını talan ettiği iddia ediliyor.
1978 yılından beri Ankara ve ilçelerinde madencilik yapan Orhan Aytekin kaçak madencilerden muzdarip. Sektörün Ankara’da geldiği durum hakkında 'içler acısı' yorumunu yapan Aytekin, kendisinin de madenciliği terk etme eşiğine geldiğini söyledi. Aytekin sitemini “Ankara çevresinde kaçak işletmeler çoğaldı. Namuslu işletmeciler zor durumda.” ifadeleriyle dile getirdi.
Aytekin, kaçak madencilerin piyasada mantar gibi çoğaldığını anlattı. Ruhsatsız olarak bu işi yapan kaçakçıların, kural tanımadığına dikkat çeken Aytekin, “Kaçak madenciler, ham maddeyi alıyor ve inşaatlara dolgu malzemesi olarak veriyor. Burada haksız kazanç sağlanıyor. Çevreye ve doğaya bilinçsiz olarak zarar veriliyor.” dedi.
'ARKALARINDA BAZI BELEDİYELER VE MUHTARLAR VAR'
Kaçakçılarla bir türlü mücadele edemediklerini ifade eden Aytekin, “Önlemek için ne yapılması gerekiyorsa bizler onları yapıyoruz, ama torpili olan kaçak ham maddeyi alıyor. Belediye ile arayı görüyor, muhtarlar arayı görüyor.” ifadeleri ile kaçakçıların nasıl tutunduklarına açıklık getirdi.
'DEVLETE DE ZARAR GERÇEK İŞLETMECİYE DE'
Orhan Aytekin, bir tesis kurmanın maliyetleri hakkında da bilgi verdi. Aytekin, kendisinin bir tesis kurması için iki sene uğraşması ve en az 300 bin TL para harcaması gerektiğini bildirdi. Kaçak madencilerin hiç beklemeden ve para ödemeden çalışmalarına başladığını aktaran Aytekin şöyle dert yandı: “Bunun karşılığında, kaçakçılar kısa sürede 2 milyar TL’lik mal satışı yapıyorlar. Bu da ruhsatlı madencileri çok zarar veriyor. Devlete de zarar veriyor. Gerçek işletmeciye de zarar veriyor. Devlete yüzde 18 KDV vermiyor. Çevre Uyum Teminatı, harç ödemiyor. Devlete kuruş para vermiyor. Ama devletin dağını tepesini harap edip çıkıp gidiyor.”
'NAMUSLU İŞLETMECİ MAĞDUR'
Aytekin, kaçak madencilerin 3 senedir yaygınlaştığını da anlattı. Kendisinin ruhsatlı madenleri olduğunu kaydeden Aytekin, “Kaçak madencinin verdiği dolgu malzemesi verdiği firmaya mal verecektim. Kaçak iş yapan firmalar ucuza mal verince ondan aldılar. Bizden almadılar. Burada namuslu işletmeci çok mağdur. Devlete vergisini veren, haçlarını veren madenci çok mağdur.” diye konuştu.
Aytekin, yetkililerden bu konu ile yakından ilgilenmelerini istedi. Kaçak işletmelere bu kapsamda ağır cezalar verilmesini talep eden Aytekin, “Torpillen kaçak iş yaptırılmaması lazım.” dedi.
'GÜVENLİK ÖNLEMİ YOK'
Aytekin, kaçak işletmelerin güvenliği göz ardı ettiğini öne sürdü. Kaçak madencilerin mühendis çalıştırmadığını ve işletmecisinin kim olduğunun bilinmediğini ifade eden Aytekin, şöyle devam etti: “Kapkaççı işinden kim yarar görebilir. Görüyorsunuz, 300 kişi gitti. Güvenlik önleminin alınmadığı bir yerde can güvenliğinin olması mümkün değil. Çünkü, ‘Jandarma geldi ha gelecek’ felsefesi ile çalışıyor operatör. Operatör tedirgin çalışıyor. Tedirgin çalışılan bir yerde de kazalar olabilir. Önlem alınmıyor çünkü. Buyurun gördüğünüz gibi, burada hangi önlem alınmış kenar teli çekilmemiş. Şuradan hayvan düşse ölecek, insan düşse ölecek. Gerçek işletmeci, ocak çevresini tel ile çevirir, kapısını da koyar. Sıkıntı olmaz. Kaza olmaz. Olsa da asgariye iner.”
CİHAN