Bu sorunun cevabını Ünlü Mimar Prof. Dr.
Ahmet Vefik Alp Radikal Gazetesi'nden Funda Özkan'a değerlendirdi.
İşte Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp'ın Funda Özkan’a yaptığı değerlendirme
Kadir Topbaş’a 10 üstünden 5
Uluslar arası Mimarlık Akademesi Bölge Başkanı Mimar,
kent bilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp
İstanbul Büyükşehir’in icraatlarını her daim mercek altında tutar. Bunu da geçmişteki
rakip belediye başkan
adayı şapkasıyla değil, hocalık ünvanıyla yapar. ‘Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, bir de mimar Korhan Gümüş gibi ‘tek başına
sivil toplum örgütü gibi’ çalışanların sayısı artsa ,İstanbul yönetimi de rahat eder Biz İstanbullularda’ diye düşünürüm hep.
Ahmet Vefik Alp, “Biz hocalar eleştirmeyi, not atmayı,
karne vermeyi severiz.Başkanım için karne notum 10 üzerinden 5 ‘tir Başarılı uygulamaları olduğu gibi ciddi yanlışları da oldu. Sınıf geçti ancak kıl payı” diyor ve hükümet desteği arkasındaki
Kadir Topbaş’ın sandıktan çıkması halinde yapması gerekenleri ‘bir hocanın yapıcı tenkitleri’ olarak sıralıyor,yerin elverdiği kadarıyla önemli bölümleri aktarıyorum.
“
İmar yolsuzlukları, imar rantının yandaşlara dağıttığı, ihalelerin yakın dost ve arkadaşlara yönlendirdiği iddialarının ayyuka çıkmasını engelleyemedi. Kurduğu İstanbul Metropoliten Planlama Bürosunun ciddi kaynaklar harcayarak hazırladığı , İstanbul’un Anayasası olarak nitelendirdiği ,İstanbul Ana İmar Planı’nın
yüksek yargı tarafından iptal edilerek ,İstanbul’un plansız kalmasını bir kez daha engelleyemedi.
İstanbul’u şekillendirecek karar ve projelerde Başbakan’ın egemen olmasını İmar ve şehircilikte
Kültür ve
Turizm ,
Ulaştırma bakanlıkları,
TOKİ ,
Özelleştirme İdaresi gibi kurumlarım ağırlıklı söz sahibi olmasını ‘imarda çok başlılık’ı engelleyemedi.
Kamu elindeki son yeşil alanlarını nefes alacağımız , depremlerde sığınacağımız kent parkları olarak düzenlemek yerine betonlaşmaya teslim edilmesini engelleyemedi. Muhtemel depreme hazırlanması konusunda kayda değer ilerleme sağlayamadı.
Son projesi ‘Metrobüs ‘ün belli bir kesimi rahatlatırken İstanbul’un ana ulaşım aksını kilitlenmesini , emniyet şeritlerinin kaybedilmesini , Zincirlikuyu- Söğütlüçeşme kesiminde çevre ve ağaç katliamına neden olmasını engelleyemedi”