Kanadoğlu: Savcılar benim kim olduğumu biliyordur.
‘Cumhuriyetin başsavcısıyım’
Ergenekon kapsamında ifade vermeye çağrılan
Sabih Kanadoğlu davete uyacağını belirtirken ‘Soru soracak savcı arkadaşların, benim
Türkiye Cumhuriyeti’nin başsavcısı olduğumu bildiklerini sanırım’ dedi
Ergenekon
soruşturması kapsamında “gizlice” sorgulanacağı basına yansıyan
Yargıtay
Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “Elbette bu davete icabet edeceğim. Olayı aydınlığa kavuşturmak aynı zamanda benim görevim. Tabii bana bu konuda soru soracak savcı arkadaşların, benim
Türkiye Cumhuriyeti’nin başsavcısı olduğumu bildiklerini sanırım” dedi. Soruşturmayı yürüten savcılara “cumhuriyetin” savcıları olduklarını unutmama çağrısında bulunan Kanadoğlu, “İnanıyorum ki, bu davanın soruşturmasını yürüten savcılar, hiçbir gücün,
iktidarın, çeşitli akla gelebilecek etkili güçlerin savcısı değildirler” diye konuştu.
İzmir CUMOK’un düzenlediği “Çağdaş Demokrasi” başlıklı söyleşi öncesinde gazetemizin sorularını yanıtlayan Kanadoğlu,
Sabah gazetesinde dün yer alan ve bu hafta içinde
İstanbul Beşiktaş’taki
Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek
Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı
Zekeriya Öz’e bizzat ifade vereceğini ileri süren haberle ilgili olarak, savcılığın davetinin henüz resmi olarak kendisine ulaşmadığını söyledi. Konuyu basından öğrendiğini dile getiren Kanadoğlu, “Beni ifade vermek üzere İstanbul Özel Yetkili Ağır
Ceza Mahkemesi’nin savcısı davet etmiş. Zaten bu malum ma’hud, ancak adının kullanılması
mahkeme tarafından yasaklamış
örgütün faaliyetleriyle irtibatlı olduğum ileri sürülerek benim evim arandı. Evim arandığı anda, ben de bu davanın
şüphelisi oldum. Şimdi davet ettikleri kişi, o malum ve ma’hud davanın bir şüphelisidir. Habere göre, irtibatlı olduğum iddia edilen
Danıştay baskını, Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ve bunun yanında akla gelen çeşitli olaylar için -zaten belki
Yıldırım Beyazıd’ı da o öldürmüş olabilir- şüphelinin (kendisinin) bilgisinin dışında bu irtibatın nereden ileri geldiğini bana soracaklar. Elbet bu davete iacebet edeceğim. Bu davete icabet etmemek lüksüm de yok” dedi.
Olayın aydınlığa kavuşmasının aynı zamanda kendisinin görevi olduğunun altını çizen Kanadoğlu, savcılara da çeşitli uyarılarda bulunarak şunları söyledi:
“Tabii bana bu konuda soru soracak savcı arkadaşların, benim Türkiye Cumhuriyeti’nin başsavcısı olduğumu bildiklerini sanırım. Bu davete gideceğim. Zaten zorunlu olarak gideceğim. İnanıyorum ve diliyorum ki, bu malum ve ma’hud örgütün ve davanın açıklığa kavuşması kısa sürede mümkün olur. Çünkü ben de inanıyorum ki, bu davanın soruşturmasını yürüten savcılar, hiçbir gücün, iktidarın, çeşitli akla gelebilecek etkili güçlerin savcısı değildirler. Savcılar, ‘cumhuryetin savcısı’ olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır.”
Sabih Kanadoğlu,
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın davayı siyasallaştırdığını dile getirdi. Erdoğan’ın “Biz iktidar olduğumuz günden daha önceden bu olayı biliyorduk. İktidar olunca
emniyet marifetiyle soruşturmaya başladık. Bir süre emniyetle bu işi götürdük. Sonra biz bu soruşturmayı savcılığa devrettik ve emniyetle
savcılık el ele, yan yana, güç birliği yaparak bu soruşturmayı götürüyorlar” dediğini anımsattı. “Bir ülkede başbakanlar doğruyu söyler” diyen Kanadoğlu, şöyle konuştu:
“Bu davanın iddianamesinde her şeyin
Ümraniye’de birtakım bombaların ele geçmesiyle başladığı yazılı. Başbakan’dan öğrendik ki,
Kasım 2002’den önce örgüt biliniyordu ve soruşturmaya başlandı. Sayın Başbakan doğruyu söylüyordu ama bir şeyi unutuyordu. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin yasalarına göre, soruşturmanın cumhuriyet savcısı tarafından daha ilk andan itibaren yapılması gerekir. İkinci olarak emniyetle savcılık elbirliğiyle, güç birliği yapmaz. Emniyet, savcıların talimatına uygun biçimde soruşturmayı götürür. Başbakan, yargıya güvenmiyordu. Yargı, yargıya bırakılmayacak bir işti! Peki, anayasada herhangi bir değişiklik yapılmadı, yasalar yargının güçlendirilmesini, bağımsızlığını sağlayacak birtakım değişiklikleri getirmedi, ne oldu da birdenbire yargıya güvenmeyen Başbakan, ‘Yargının işine karışmayalım’ demeye başladı?”
Kanadoğlu, yargının siyasallaşmasının tehlikesine de işaret ederek “Yargı, mutlaka bağımsız olmalıdır. Eğer yargı bağımsızlğını kaybe
derse mutlaka siyasallaşır. Siyasallaşmış ve bağımsızlığını kaybetmiş bir yargının, bir bumerang gibi onu kendisine bağlı hale getirmeye çalışanları vurduğuna ilişkin örnekler doludur. Tarihten ders alınmasında yarar vardır” diye konuştu.
-------------------
Kanadoğlu dört gün içinde ifade verecek
10.
Dalga’da evi aranan 367 krizinin fikir babası Sabih Kanadoğlu, 29
Mayıs tarihli pusulayla Ergenekon kapsamında 7 gün içinde ifade vermeye çağrıldı. Avukatı ‘bize ulaşmadı’ dedi.
ERGENEKON
terör örgütü iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında gerçekleşen 10. Dalga operasyonda evi aranan
Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun Ergenekon soruşturması kapsamında ‘şüpheli’ sıfatıyla savcı
Zekeriya Öz’e ifade vermeye çağrıldığı belirtildi. Sabah’ın haberine göre Ergenekon kapsamında ifadesi alınacak olan Sabih Kanadoğlu’na, ifade vermeye çağırma daveti 29 Mayıs 2009 tarihli tebligat ile bildirildi.
ZEKERİYA ÖZ SORGULAYACAK
CUMHURBAŞKANLIĞI seçimi öncesi yaşanan 367 krizinin mimarı olarak gösterilen Sabih Kanadoğlu’na gönderilen 29 Mayıs 2009 tarihli tebligatta ‘yedi gün içinde
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade vermeye gelmesi’ istendi. Kanadoğlu, önümüzdeki dört gün içinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelerek, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı Zekeriya Öz’e ifade verecek.
İFADE VERMEYE GELMEZSE!
KANADOĞLU’NUN bu süre zarfında ifade vermeye gelmemesi durumunda, polis marifetiyle savcılığa getirilmesi gündeme gelecek. Sabih Kanadoğlu’na, Ergenekon örgütüyle ilgili genel soruların yanı sıra,
Danıştay saldırısı ve
Cumhuriyet Gazetesi’nin bombalanması olaylarının da sorulabileceği ifade ediliyor. Kanadoğlu’nun
avukatı İsmail Sami Çakmak, ‘Sabih Kanadoğlu’na bir tebligat gelmedi. Bize gelmeden basına nasıl yansıdı diye savcıya soracağım’ dedi.
DAVET ZAMANINA İTİRAZ ETTİ
AVUKAT Çakmak ‘Hakkında davetiye varsa önce bizim haberimiz olmalı.
Cuma günü tebligat var deniyor. Cuma niye çıkar tebligat? Cumartesi ve Pazarı niye araya sokuyorlar? Tebligat yola çıktıysa kimsenin haberi olmaması lazım, dosyada
gizlilik kararı var. Ben avukatım, tebligattan haber verilmiyor’ dedi. Çakmak, savcıların zaman konusunda kendisini sıkıntıya düşürdüğünü söyledi.
‘Örgüt mensuplarıyla irtibatlı’
ERGENEKON
terör örgütü soruşturması kapsamında gerçekleyen 10. dalga operasyonda Sabih Kanadoğlu’nun evi de aranmıştı. Kanadoğlu’nun
telefon konuşmalarının da İstanbul 9.
Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği ‘
arama kararı’nda
teknik takibe alındığı vurgulanıyordu. Mahkeme ‘Yürütülen teknik takip çalışmaları sonucunda örgüt mensupları ile irtibatlı olduğu değerlendirilen şüphelinin adreslerinde bulundurulması muhtemel
delil ve dokümanların elde edilmesi amacıyla arama yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur’ kararı vermişti.
İKİNCİ Ergenekon iddianamesinde Sabih Kanadoğlu’nun
Fenerbahçe Orduevi’nde Ergenekoncular’la bir araya geldiği belirtilmişti. 4 Mayıs 2008’de Halis
Yavuz Işıklar ile
Sadettin Tantan arasında geçen telefon konuşmasında Işıklar ‘Sabih Kanadoğlu, Danıştay üyeleri,
generaller, amiraller ve büyükelçilerin
Fenerbahçe Orduevi’nde toplandıklarını’ anlatıyordu. Kanadoğlu’nun, Ergenekon operasyonlarının ardından Kent Otel toplantılarına ara verilmesi fikrine karşı çıkıp ‘Devam edin’ dediği de teknik takibe takılmıştı.
CUMHURİYET - STAR