Geçtiğimiz günlerde
emekli Yargıtay Başsavcısı
Sabih Kanadoğlu hakkında,
Yargıtay'daki görevi sırasında GSM şirketi
Turkcell'ın açtığı davaları öne çekerek ve diğer vatandaşların davalarının zamanaşımıyla düşmesine sebep olarak, “görevi kötüye kullandığı” gerekçesiyle Yargıtay Başkanlar Kurulu'na suç duyurusunda bulunan Yargıtay
Savcısı
Beyazıt Boran, Vakit'e konuştu.
Suçlamalarla ilgili Kanadoğlu'nun, “İddialar saçma. Ne kadar
dosya olduğunu nerden bileyim” sözlerine sert tepki gösteren Boran, Yargıtay'da görev yaptığı 2001-2002 yıllarında Kanadoğlu'nun savcıların kendi alanlarıyla ilgili davalara bakmaz olduğunu ifade ederek, “İcra ceza mahkemelerinin verdiği 10 günlük hafif
hapis cezalarına bakmaya başladık. Bu davalar, Turkcell tarafından açılmış davalardı. Kanadoğlu, bu davaların zamanaşımına uğramasını istemiyordu. Yaklaşık 70 savcı, elimizdeki bütün işleri bırakıp Turkcell'in davalarına bakmaya başladık. Bu öncelemeden dolayı başka vatandaşların davaları zamanaşımından dolayı düştü ve pek çok vatandaş bu yüzden
mağdur oldu” dedi.
TURKCELL AVUKATI NASIL KURTULDU?
Kanadoğlu'nun suçlamalarla ilgili “saçma” nitelendirmesine de sert tepki gösteren Boran, “İddiaların saçma olduğuna sen değil, yargı karar verecek. O zaman kaç tane Turkcell dosyasına baktığımızı açıkla. Açıklayamıyorsan yargıya saygılı ol” diye konuştu. 2004 yılında yürütülen Neşter-2 operasyonunda Turkcell avukatının “yargıya rüşvet vermekten” tutuklandığını da hatırlatan
Boran, avukatın ceza almamasının Kanadoğlu ile Turkcell arasında menfaat ilişkisine dair bir gösterge olduğunu iddia etti. Kanadoğlu'nun,
Cumhurbaşkanlığı seçimi,
Anayasa değişiklikleri ve
laiklik gibi vazifesi olmayan konularda sürekli ortaya çıkıp açıklama yaptığını belirten Boran, “Kanadoğlu belli bir ideolojinin mensubu olduğu için milletin iradesine karşı alerjisi var. Her konuda muhalefet yapıyor. Muhalefeti bırak, suçlamaları açıkla” şeklinde konuştu.