Yüksek Seçim
Kurulu (
YSK), BDP'nin
desteklediği 7
milletvekili adayından 6'sına ilişkin 'veto' kararından geri döndü. Ancak
krizin faturası ağır oldu. Oluşan
kaos ortamında
Diyarbakır,
Hakkari ve
İstanbul başta olmak üzere
Türkiye genelinde adeta provokatörlere davetiye çıkarıldı.
Karara tepki gösteren devlet,
sivil toplum, yargı ve siyasî partiler krize çözüm ararken, YSK kararını bahane eden bazı gruplar, onlarca kamu binası ve işyerini ateşe verdi. Diyarbakır'ın
Bismil ilçesindeki olaylarda açılan ateş sonucu 1
genç hayatını kaybetti. Sokaklar
protesto adı altında şiddet eylemleriyle savaş alanına döndü. Bütün bunlar yaşanırken, yerel mahkemelerden
milletvekili adayları hakkında ardı ardına 'Yasaklanmış hakları bulunmamaktadır' yönünde kararlar çıktı. Mahkemelerden alınan evrakların teslim edilmesinin ardından YSK, dün gün boyu bu başvuruları ele aldı. Akşam saatlerinde
basın açıklaması yapan Kurul, BDP'nin desteklediği 6 adaya vize verdi. Türkiye'yi 3 gündür diken üstünde bırakan YSK'nın bu kararı, BDP'li
Sırrı Sakık'ın "Bize adaylarınızla ilgili hiçbir sorun yok demişlerdi." açıklamasını akla getirdi. Süreçte başa dönülürken, şimdi herkes ülkeye yaşatılan kaosun faturasını kimin ödeyeceğini soruyor.
YSK hatasından döndü
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kendi çıkardığı krizi kendisi çözdü. Kurul, mahkumiyetleri bulunan ancak 'memnu haklarının iadesini ibraz etmedikleri' gerekçesiyle veto ettiği 12 bağımsız milletvekili adayından 7'sine vize verdi. Kurul, BDP'nin desteklediği Hatip
Dicle,
Leyla Zana,
Salih Yıldız,
Ertuğrul Kürkçü,
Gültan Kışanak ve Sebahat
Tuncel ile
Harun Özcan'ın milletvekili adayı olmaya engel durumlarının bulunmadığına karar verdi. BDP'nin desteklediği isimlerden İsa Gürbüz ile Gaziantep'ten yarışa giren Çiçek Otlu ve
İzmir adayı Şerafettin Efe'nin başvuruları ise reddedildi. Abdullah
Kızılay ve Nezir Sincar'ın ise dosyalarının incelenmesine devam ediliyor.
YSK'da sabah saatlerinde başlayan görüşme yaklaşık 8 saat sürdü. Üyeler öğle yemeği için kısa bir ara verdi. Sonuç
akşam saatlerinde çıktı. Gerekçeli kararda yeni TCK'daki hükme rağmen,
Anayasa ve özel yasalardaki düzenlemeler nedeniyle, mahkumiyeti bulunanların
Adli Sicil Kanunu'nun 13/A maddesi uyarınca yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alması gerektiği vurgusu yapıldı. Anayasa'nın 76/2 maddesinin yanı sıra
Milletvekili Seçim Kanunu ve pek çok kanunda mahkumiyeti bulunanların milletvekili adaylığını engelleyen hükümler bulunduğuna dikkat çekildi. Milletvekili Seçim Kanunu'nun
siyasi partilerin adaylarına ilişkin belgelerin eksikliklerini tamamlama imkanı verdiği, ancak yasada bağımsız milletvekili adayları yönünden böyle bir imkânın doğrudan tanınmadığı savunuldu. Bu durumun fırsat eşitsizliği doğurduğundan hareketle adaylardan iki gün içinde belgelerini ibraz etmelerinin istendiği kaydedildi.
Memnu hakların iadesi kurumunun eski TCK ve CMK'da düzenlendiği ve yürürlükten kaldırıldığı 1 Haziran 2005 tarihine kadar uygulandığı, ancak yine aynı tarihte yürürlüğe giren yeni TCK ile CMK'nın hak yoksunluklarının cezanın infazının tamamlanmasıyla birlikte sona ereceğinin kabul edilmesi nedeniyle yer verilmediği vurgulandı. Ancak Anayasa'nın 76. maddesi ve Milletvekili Seçim Kanunu'nun 11. maddesinde bazı mahkumiyetlerin affa uğramış olsa bile milletvekili seçilmeye engel olacağının belirtildiği ifade edildi. Kararda, bu nedenle memnu hakların geri verilmesine yeniden ihtiyaç duyulduğu ve 2006 yılında yasalaşan Adli Sicil Kanunu'nun 13/A maddesinde değişiklik yapıldığı, memnu hakkın iadesinin tekrar getirildiği vurgulandı. Ancak aynı kanunun geçici 2. maddesinde, Anayasa'nın 76. maddesinde ve bazı özel yasalarda sayılan ve "affa uğramış olsa dahi" bazı görevleri üstlenmeyi veya bazı hakları kullanmayı engelleyen suç ve mahkûmiyetlerin adlî sicil arşivinden silinemeyeceklerinin kabul edildiği kaydedildi. Adaylık için mahkemelerden Adli Sicil Kanunu'nun 13/A maddesine göre memnu hakların iadesi kararı alınması gerektiği savunuldu.
Bizimle olan, olmayan binlerce insan çaba gösterdi
Ertuğrul Kürkçü (
Mersin bağımsız adayı): Evrak eksikliği dolayısıyla olumsuz bir durumla karşı karşıya gelmedik. Dar görüşlülüğün yol açtığı hukuki bir kaosla karşı karşıya kaldık. Bu süreçte altını çizmek istediğim bir konu var: Bizimle olan, olmayan binlerce insan haklığımızın kanıtlanması için çaba gösterdi. Bize katılmayan insanlar, düşüncelerimizi ifade etmemiz için bize hak verdiler. Bu, Türkiye'nin yükselişi, yücelişidir. Türkiye'nin geldiği yer açısından ilk kez böylesi önemli bir
manzara yaşandı. 'Senin görüşlerine katılmıyorum ama senin görüşlerini açıklaman için fedakârlık yaparım' denildi.
Karar için tüm Türkiye'ye teşekkür ediyorum
Sırrı Sakık (Muş bağımsız milletvekili adayı): Tabii ki bu kararı önemsiyorum. Önceki kararla bu noktaya geleceğimizi hepimiz biliyorduk. Neden bu noktaya gelmeden doğru bir karar çıkmadı? Kararla birlikte ülkemiz kazandı, hepimiz kazandık. Keşke bunlar olmasaydı. Sorunun kökten çözümü için hepimizin sığınabileceği bir anayasa lazım. Karar için tüm Türkiye'ye teşekkür ediyorum. Kararı yetkili kurullarımızda bir araya gelip tartışacağız. Diliyorum, bundan sonra daha sağlıklı bir ortam olacaktır. Gelin hep birlikte bu ülkeyi özgürleştirelim.
Sorun, yasaları dolanarak aşıldı
Kemal Kılıçdaroğlu (
CHP Genel Başkanı): CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün YSK tarafından
adaylıkları iptal edilen adayların durumuyla ilgili olarak yaptığı açıklamasını değerlendirirken, "Sorunun çözülmesi güzel bir olay. Sorunu çözenlere teşekkür ederiz. Ama sonuçta yasaları dolanarak sorunu aştığımızı unutmamamız gerekir. Önemli olan,
seçim barajı indirilerek milli iradenin
Parlamento'ya tam yansımasının sağlanmasıdır. Önemli olan bu. Eğer bu konuda Parlamento üzerine düşeni yaparsa,
demokrasi açısından güzel bir görev yapmış oluruz."
Bedeli bu kadar ağır olmayabilirdi
Selahattin Demirtaş (Eski BDP
Eşbaşkanı): Ciddi bir hukuksuz yaklaşımla, antidemokratik bir tutumla karşı karşıyaydık. Bunun kısmen düzeltilmiş olması olumludur. Ama bunların hiçbiri yaşanmayabilirdi. Bedelleri bu kadar ağır olmayabilirdi. 18 yaşında bir kardeşimizi gösterilerde vurulduğu için toprağa verdik. Destek olan tüm kesimlere teşekkür ediyorum.
YSK, CHP'yi uyardı, BDP'yi de uyarmalıydı
Bekir
Bozdağ (
AK Parti Grup Başkan Vekili): CHP'nin adayları ile ilgili Denizli ve Gaziantep'te kontenjan adayı göstermemesi üzerine YSK, CHP'yi uyardı ve parti de yanlışını düzeltti. Bu noktada bağımsız adayları uyarıp eksikliklerinin gidermesini isteyip ondan sonra karar vermesi lazımdı. Maalesef bunu yapmayıp büyük bir ihmalkâr davranış, özensizlik, dikkatsizlik göstermiş ve bir yanlışın altına
imza atmıştır. Türkiye'yi hiç hak etmediği tartışmaların ortasına, gerginliklerin ortasına bırakmış, arzu edilmedik olayların çıkmasına sebebiyet vermiştir. Bugün yaptığı ise, yaptığı yanlışı düzeltmektir. Bugün yaptığını başlangıçta yapmış olsaydı Türkiye bu tartışmaların hiçbirini yaşamazdı.
Son 3 gün Türkiye için kayıp
Sezgin Tanrıkulu (CHP Genel Başkan Yrd.): YSK, bu konuda yerel mahkemelerden karar beklemeden yargı organı olarak kendisi yorum yaparak bu sonuca ulaşabilirdi. Geçen 3 günlük süre, Türkiye için kayıp olmuştur. YSK, hukukun gereğini yerine getirdi. İkinci bir kriz beklenmemelidir, bu süreç yeniliklere vesile olmalıdır. Bu karar olumlu olacaktır.
Bu kadar acı yaşamak zorunda mıydık?
Oral Çalışlar (
Radikal yazarı): Bu kadar acı ve sıkıntı yaşamak zorunda mıydık? Darbeden artakalan kalıntılarla uğraşıyoruz. Türkiye'nin kaderi 7 tane insana verilmiştir. Bu hak kullanılırken özen de gösterilmiyor. Bu kadar sorumsuzluk olabilir mi? Riskli bir dönem yaşadık, geçmiş olsun. Umarım bir
ders olur ve yeni bir irade oluşturularak bu
darbe kalıntılarından kurtuluruz.
'Sorunları birlikte çözeriz' umudu ortaya çıktı
Mahmut Övür (
Sabah yazarı): Demokrasi adına bir rahatlama yaşadık. Mantıksız bir karar verilmiştir. Ülkenin gidişatına b
akılmadan verilen bir kararın olumsuz taraflarını gördük. Kurul, vesayetçi yapısını korumak için sürekli sorun çıkarıyor. Demokrasi adına da olumlu bir sonuç ortaya çıktı. Sorunları birlikte demokratik bir ortamda çözebileceğimiz umudu da doğdu. Bu çok önemli.
Yargı reformunu zorunlu kıldı
Ahmet İyimaya (
TBMM Adalet Komisyonu Bşk): Türkiye, birkaç gündür içinde olduğu akıl tutulmasından kurtuldu. Ortak akıl, hukuk ve demokrasi kazandı. Bütün renkler ve milletimiz kazanmıştır. Bu sürecin öğretici bir yanı da vardır. Bu gibi ani akıl tutulmasına neden olan gelişmeler şiddetin hemen pratiğe dökülebileceğini de gösterdi. Ancak şiddetin çözüm getirmediği ortaya çıktı. Türkiye, bir şekilde anayasa hukuku ve yargı reformuyla karşı karşıyadır. Bunu geriye bırakamayız. 19. asırdan kalan önerilerle bu çağın sorunlarını çözemeyiz.