Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı
Özdemir Özok, Türkiye'de demokratik
yönetimin dışında bir yönetim anlayışının tartışılması veya akıllardan dahi geçmemesi gerektiğini söyledi.
Özok, "Her sonumuzu, her düşüncemizi, kendimize ait savunduğumuz her iddiayı demokratik zeminlerde ve bir birimiz anlayarak hukuk içerisinde ve demokratik zeminlerde yapmak zorundayız." dedi.
Türkiye
Barolar Birliği ve
Trabzon Baro Başkanlığı tarafından düzenlenen "Mesleğe Yeni Başlayan Avukatların Sorunları ve Çözüm Yolları" konulu forum Trabzon'da yapıldı.
Sağlamlar Otel'de yapılan foruma, TBB Başkanı Özdemir Özok, Trabzon
Baro Başkanı Veysel Malkoç,
Rize Baro Başkanı
Harun Mertoğlu, bazı illerin baro başkanları ile avukatlar katıldı.
TBB Başkanı Özok, burada yaptığı konuşmada,
Barolar Birliği olarak hep eksiksiz
demokrasi,
insan hakları, hukukun üstünlüğü ve hukuk devletini savunduklarını belirtti.
'Başkasına verir talkımı, kendi yutar salkımı' sözünü hatırlatan Özok,
genç avukatlara şöyle seslendi: "Siz önce kendiniz demokrat olacaksınız, siz önce size eleştirenlerden rahatsız olmayacaksınız, siz önce yüreğinizi ortaya koyacaksınız, siz gerçekten demokrat gibi davranacaksınız, sizi beğenen hoşunuza giden, sizinle örtüşen düşünceler sizi ne kadar hoşnut ediyorsa; iyi niyetli, dürüst, ilkeli, sizin önünüzü açacak çok ciddi eleştirileri de duyarlılıkla algılamak durumundasınız."
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı'nın
AK Parti hakkında
kapatma davası açtığı gün
Bursa Barosu'nun kuruluş yıl dönümü kutlamaları nedeniyle Uludağ'da olduklarını hatırlatan Özok, Barolar Birliği olarak o günden buyana, ne davayı açan
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ne davayı görecek olan
Anayasa Mahkemesi üyelerinin şu ya da bu şekilde karar vermesi konusunda asla bir beyanlarının olmadığını savundu.
Davaya ilişkin her gün yargı bağımsızlığı adına çok ciddi yanlış beyan ve açıklamaların yapıldığını ileri süren Özok, "Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı,
Anayasa Mahkemesi'ne AKP hakkında bir
kapatma davası açtı. Barolar Birliği olarak o tarihten buyana, bir hukuk kurumu olmanın duyarlılık ve sorumluluğu ile ne davayı açan
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ne de davayı görecek olan Anayasa Mahkemesi üyelerinin şu ya da bu şekilde karar vermesi konusunda asla bir beyanımız olmamıştır. Bizler bir anlamda yargının ve savunmanın bir unsuru olarak, bu gelişmeleri bir olgunluk içerisinde,
soğuk kanlı bir şekilde ve hukuk devletinin gereği olarak kabul etmezsek, bunun sonu alınamaz. Ama o gündün bugüne görüyorsunuz; bilen, bilmeyen, anlayan, anlamayan herkes konuştu. Sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcımız başta olmak üzere, adamı davayı açtığına açacağın pişman edercesine eleştirildi, Anayasa Mahkemesi'nin bütün üyelerinin her türlü kişiliği, kimliği, geleceği tartışıldı." dedi.
Bunların hukuk devleti adına son derece sakıncalı şeyler olduğuna değinen Özok, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sizin inandığınız ya da inanmadığınız, size uygun olan ya da olmayan kararlar verilebilir. Ama gelecek dönemde biz hukuk devletini bütün kurum ve kurallarıyla yerleştireceğiz ve işleteceğiz diyorsanız, böyle bir iddianız varsa, siz bu kararlara uymak zorundasınız. Siz parlamenter demokratik sistemin temel ilkesi olan kuvvetler ayrılığı ilkesine inanacaksınız. Ama maalesef, her gün yeni bir iddia ile özellikle yargı bağımsızlığı adına çok ciddi yanlış beyan ve açıklamalar yapılıyor."
"DEMOKRATİK YÖNETİM DIŞINDA BİR ANLAYIŞ AKILLARDAN DAHİ GEÇMEMELİ"
Özok, Barolar Birliği olarak, her şeyin demokratik kültür içerisinde, meşru zeminlerde ve hukuk içerisinde çözülmesini; demokrasi,
sivil ve demokratik yönetimin dışında bir yönetim anlayışının artık Türkiye'de asla tartışılmaması, akıllardan dahi geçmemesini önerdiklerine vurgu yaptı.
Özok, "Her sonumuzu, her düşüncemizi, kendimize ait savunduğumuz her iddiayı demokratik zeminlerde ve bir birimizi anlayarak hukuk içerisinde, demokratik zeminlerde yapmak zorundayız. Biz buradan bütün yetkililere, ülkemizdeki hukuk devleti ilkesini ve onun olmazsa olmaz koşulu olan, yargı bağımsızlığını zedeleyecek her türlü
eylem ve söylemden kaçınmalarını öneriyoruz. Bu ülkemizin geleceği için son derece önemli bir davranış biçimidir." ifadelerini kullandı.
"DENETLEME, YARGININ YASAMA ÜZERİNDE BASKISI DEĞİLDİR"
Dava sürecinde, ülkenin gündemini
tayin eden siyasetin bu konuda iyi sınav veremediğini iddia eden Özok, "Dileğimiz; iktidarıyla, muhalefetiyle ülkemizde siyaseti temsil eden bütün temsilcilerin hukuk devleti anlayışına, yargı bağımsızlığına,
yargıç güvencesine gerçekten gönülden inanmaları ve ona göre bir davranış sergilemeleridir. Çünkü bir Anayasa Mahkemesi'nin, yasama meclisinin çıkartmış olduğu bir yasayı, Anayasa'ya uygunluk anlamında
denetlemesini, asla yargının yasama üzerinde bir gücü olarak kabul etmemek lazımdır. Bu yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığının
doğal sonucudur. Eğer yasama meclisinin almış olduğu bir karar, yargı tarafındın denetlenmiyorsa, orada yargı bağımsızlığından ve hukuk devletinden söz etmek mümkün değil.
Biz, Türkiye'de
toplum lideri olan, siyaseti ve siyasetin gündemini oluşturan değerli, saygın parti liderlerimize,
politika liderlerimize bu ilkelere uymalarını öneriyor ve
tavsiye ediyoruz. Çünkü, demokrasinin olmazsa olmaz şartı,
siyasi partiler ve siyasi partilerin liderleridir. İnanıyoruz ki, gelecek zamanda daha sakin, daha birbirlerini anlayarak, toplumun bütün katmanları ve büyük çoğunluğuna örnek teşkil edecek bir davranış sergilerler."
Toplantıda daha sonra, genç avukatlar sorunları ve çözümüne ilişkin görüşlerini dile getirdi.
Cihan