1995'te Hasan Kundakçı'nın
Kuzey Irak'tan getirmesinden sonra 14 yıl Güneydoğu'da
Genelkurmay'ın kadrolu tercümanlığını yapan
Kerkük Türkmen'i
Yıldırım Beğler, iltica ettiği Norveç'te yaptığımız röportajda, Türkiye'ye geldiği ilk günleri şöyle anlattı: "Yetkim var, kimliğim var. Tankla bile gezebilirim. İstediğimi alabilirim, kapıları kapatırım, açarım. Devlet benim. Namım Ankara'ya ulaştı. Demişler ki 'Biz böyle bir maden bulduk. Ha bire PKK'lı yakalıyor!'
Özel Kuvvetler MAK grubunu gönderdiler. Muharebe Arama Kurtarma. Başlarında
Mete kod adlı
Albay Levent Göktaş vardı. O
Engin Alan'a, Engin Alan da direkt Genelkurmay Başkanı'na bağlıydı. Başka da kimse yoktu arada."
Tam göreviniz neydi?
Bizim yukarıda bir 48'imiz vardı, bir de 47'miz.
Kapı bunlar.
Ne yapıyordunuz kapıda?
Listemiz vardı. Biz ona "Kara Liste" diyorduk.
Fotoğrafını gösterdim. (Yıldırım Beğler bir fotoğraf gösteriyor. Beğler'in önünde bir
masa, masada adı 'Kara Liste' olan bir ajanda var.)
Neydi o kara liste?
Bu listeyi yazmaya 2 kişinin yetkisi vardı. Levent Göktaş ve Engin Alan.
Kendi kafalarına göre mi yazdılar?
Onlar yazıyordu. Bize göre o kara listede olan herkes PKK'ya
yardım yataklık yapmış PKK'lıdır. Cezalandırılacak!
Kimler vardı kara listede?
300'e yakın PKK'lı vardı. Ürün, Ülper,
İlker, Aslan,
Kaplan soyadları boldu. Aralarında gerçek PKK'lılar vardı. Bunlar dağda olanlardı. Etruş'ta şurada, burada... Geri kalanı da listeye koyuyorlardı. İşadamları da vardı.
LİSTE MAK'TA
Nerede şimdi bu liste?
Listeyi
Flash Disc'e aktardık. MAK'ın yanında kaldı. Bende yok.
Kaç kişi vardı listede?
1000'e yakın kişi vardı...
Bu liste ne zaman yapıldı?
MAK getirdi listeyi, bize verdiler. Levent Göktaş bölükteki odasından hiç çıkmazdı. Yukarıda biz yönetiyorduk.
Bu liste devlet politikası mıydı?
Öyle bir şey yok. Herkes o zamanlar kafasına göre iş yapıyordu.
Listedekileri kapı kapı gezip neden almadınız?
Onu da yapıyorduk. Ama bazılarının adresi yok. Haber elemanı geliyor bu adam yardım yataklık yapıyor diyordu. Komutan bunu not alıyordu. 4-5 tane haber elemanı aynı şeyi söyledi mi çizildi! Kara listeye girdi.
Kara listeye girip de alınmayan adam var mıydı?
Var. İki yüz kişi kadar vardı.
Aldığınız adamları ne yapıyordunuz?
İlk önce bölüğün ortasında bir kulübe vardı. Jeneratör dairesi. Oraya götürüyorduk.
Kaç kişiyi götürdünüz, 200, 300?
Daha fazla.
TEK KİŞİ DÖNDÜ
Teslim ettiğiniz adamlardan geri dönen oldu mu?
Hepsi gidiyordu. Bir tek
Adil Çetuk serbest kaldı.
Cizreli. Çok zengin bir
işadamı. Sabun ve yağ fabrikası var. PKK'ya yardım yataklıktan, 47 Kapı'da aldım onu ama
jeneratör odasına koymadım. Bizim ana karargâhın ufak nezarethanesine koyduk. Kimse görmesin diye. Sonra bıraktılar Adil Çetuk'u.
Nasıl oldu bu?
Cemal Binbaşı (
Temizöz) MAK Grup Komutanı Levent Albay'ı (Göktaş) aradı. Levent Albay bırakın demiş. Ben karşı geldim. Ya dedi 'Cemal Binbaşı'yı kırmak istemiyorum. Bir daha görürsen alırsın' dedi.
Cemal Temizöz Cizre İlçe Jandarma Komutanı'ydı. Ben anladım bir numaralar var. Sonradan duyduk. Adil Çetuk, Cemal Binbaşı'ya bir villa
hediye etmiş. Ya
Alanya ya
Antalya. Bizim
komutanlardan duydum.
'Çiller sayesinde vatandaş oldum'
Türk kimliğim yoktu. Rıdvan Albay vardı 'Oğlum sana MİT kimliği vereyim, istihbarat kimliği vereyim, polis kimliği vereyim ama Türk kimliği veremem ki ben! Bunu
Bakanlar Kurulu verir' dedi. Sonra
dosya yaptık gönderdik Ankara'ya. Ama yine sonuç çıkmadı. Bir gün
Başbakan Tansu Çiller Silopi'ye geldi. Yanında
Meral Akşener. Başbakan'a anlattım durumu. Meral Akşener'i çağırdı 'Not al' dedi. 15 gün sonra nüfus müdürü 'Vatandaş olmuşsun' dedi.
'9 yaşındaki istihbaratçı'
MAK'la çalıştım ama neyiz bilmiyoruz. Memur muyuz?
Asker miyiz? Jandarma kimliği var. Benim ufak kardeşim 9 yaşındaydı kimliğinde yine '
jandarma istihbarat teşkilatının görevlisi' yazıyordu.(Gülüyor) O kimlikle okula gitti. Öğretmeni çekiniyordu çocuktan.Bu ne iş diye.
'Öldürürler sözü üzerine kaçtım'
2000 yılında benim gibi bir iki JİT elemanı öldürülünce korktum. Seyithan Başçavuş
içki masasında 'Bunlar seni de öldürür kaç git!' dedi. Aldım çoluk çocuğu
Romanya Bükreş'e gittim. PKK'lı kaynıyor.
Ermeni asıllı Yuro'ya beni korusun diye 11 bin dolar verdim.
Meriç Paşa aradı. 'Oğlum sen ne yaptın? Harcanırsın orada. Bu
ülke senin. Geri dön' dedi. Ben de döndüm. Döner dönmez SSK'mı yaptılar. Ankara'dan
maaş geliyordu.
ERTUĞRUL ERBAŞ / SABAH