Kara operasyonları devam edecek mi?

Tezkere süresi tamamlanıncaya kadar en az 5 kez daha kara harekâtı yapılabileceği dile getiriliyor.

 Kara operasyonları devam edecek mi?

Operasyonlar için sistemleştirilmiş bir zaman dilimi olamayacağı; duruma ve takibata göre harekete geçileceği kaydediliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Kuzey Irak’ta yuvalanan PKK militanlarına yönelik hava ve kara operasyonu şimdilik sona erdi. 21 Şubat’ta başlayan askerî harekâtın, terör örgütüne büyük bir darbe vurduğu yapılan açıklamalardan anlaşılıyor. Genelkurmay’ın verdiği bilgilere göre operasyonda 240 terörist etkisiz hâle getirildi, 24 asker de şehit düştü. Şekli, yöntemi ve askerî stratejisinden çok harekâtın tezkere kapsamında tekrarlanıp tekrarlanmayacağı tartışılıyor şimdi. ABD Başkanı George Bush ile Savunma Bakanı Robert Gates’in operasyonun süresiyle ilgili açıklamalarından sonra harekâta bir süre ara verilmesi pek çok spekülasyonu da beraberinde getiriyor çünkü. Kimilerine göre ABD ile yapılan işbirliği çerçevesinde yeniden bölgede askerî harekât gerçekleştirilebilir, kimilerine göre de benzer bir operasyona bir süre için gerek kalmayabilir. Geçmiş tecrübeler, Türk askerinin operasyon amacıyla bölgede çok uzun süre kalmadığını gösteriyor zaten. En kapsamlı operasyonlardan olan ve bölgedeki Kürt yöneticilerin de destek verdiği 1995 ve 1997 yılındaki askerî harekâtlar sadece bir buçuk ay sürmüştü. “Güneş Operasyonu” için ilk başta belirlenen sürenin 4 ila 7 gün arasında olduğu; ancak PKK’ya ait yeni kampların keşfedilmesiyle bu sürenin kesin olmayan sürelere yayıldığı belirtiliyor. Şüphesiz, kara harekâtının bu son operasyonla nihayete ereceğini söylemek mümkün değil. Tezkere süresi tamamlanıncaya kadar Türkiye’nin en az 5 kez daha kara harekâtı yapabileceği dile getiriliyor. Operasyonlar için sistemleştirilmiş bir zaman dilimi olamayacağı; duruma ve takibata göre harekete geçileceği kaydediliyor. TSK, bir yılda birden fazla operasyonu 1997’de üç defa sınırı geçerek yapmıştı. KUZEY IRAK’TAKİ ASKER SAYISI ARTIRILACAK Son operasyonla birlikte TSK’nın, 1997’den beri Kuzey Irak’ta bulunan 5 üssündeki asker sayısını artıracağı, söz konusu askerlerin burada kalıcı olacağı da belirtiliyor. Halihazırda bu üslerde 1500-2000 arasında asker bulunuyor. Şimdi bu sayının 5 bine kadar çıkartılacağı dile getiriliyor. İlk etapta asker sayısı artırılacak üssün, teröristlerin Türkiye’ye geçiş güzergâhı üzerinde bulunan Batufa’daki olacağı öne sürülüyor. Elde edilen bilgilere göre aynı güzergâhtaki Kanimasi, Şeladize ve Begova’daki birliklerin mevcudu da artırılacak. Sınır boyunca 5-15 kilometre arasında devriye gezebilen bu birlikteki asker sayısının artırılması, Türkiye ile Irak arasında fiilî bir tampon bölge oluşturma ve yeni bir sınır çizme anlamına gelebileceği şeklinde yorumlanıyor. Ancak bu konuda ABD ile Türkiye’nin henüz anlaşma sağlayamadığı; ama operasyondan sonra bu değişikliğin yapılabileceği aktarılıyor. Şüphesiz bu stratejinin amacı PKK’nın Türkiye’ye geliş ve gidiş yolunu kesmek. Askerler daha önce havadan bombaladığı ve 2001’de yaptığı kısa mesafeli kara operasyonundan beri bilmediği yeni üsleri bizzat yerinde görmek istiyor. Bu yüzden mevcut operasyon “yoklama, keşif ve darbe” kavramlarıyla tanımlanıyor. PKK elebaşılarını yakalamanın yanı sıra TSK’nın en büyük hedefinin ise terör örgütüne ağır bir darbe vurup onun uzun süre eylem yapma yeteneğinde zafiyet meydana getirmek olduğu belirtiliyor. Alınan bilgilere göre Mehmetçik en az 500 teröristi etkisiz hâle getirmek için mücadele ediyor. Bu rakam toplam 7 bin militana sahip olduğu söylenen örgüt için büyük kayıp anlamına geliyor. TSK şimdiye kadar yaptığı operasyonların içinde en iyi sonucu 1992 tarihindeki askerî harekâtla elde etti. Tank, helikopter ve hava gücü destekli 15 bin askerle yapılan operasyonda bin 500 terörist etkisiz hâle getirildi. İlk kez 25 Mayıs 1983’te sınır ötesine geçen TSK, bu tarihten sonra neredeyse her 3 yılda bir Kuzey Irak’a geçip terör örgütüne yönelik operasyon yaptı. KUŞATILAN ZAP KAMPI Kamuoyuna yapılan açıklamalardan Mehmetçiğin, örgütün Kanimasi, Avaşin, Çemço, Zap, Zagros, Nevre-Rekan, Şikeftabirindar, Gelişirin, Sermazi kamplarını kuşatarak bölgedeki kontrolü ele geçirdiği belirtiliyordu. Abluka altına alınan bölgede ne kadar teröristin olduğu bilinmiyordu. Bölgedeki kampların en büyüğü Zap Vadisi’ndeki Zap kampı. Örgütün önemli karargâhlarından biri olan Zap’ın hava operasyonlarında 7 kez bombalandığı dile getiriliyor. Buna rağmen kampın hâlâ faal olduğu öne sürülüyor. Zap kampı Kandil’e giden yolun başlangıcı niteliğinde. Burasının tamamen imha edilmesi PKK’nın Kuzey Irak’ta kurduğu “savunma” alanının çökertilmesi anlamına geliyor. Zap’ın yanı başındaki Zağros kampı da stratejik öneme sahip. PKK, 1980’den beri bu iki kampı “karargâh” olarak kullanıyor. ŞEHİRLERDE TERÖRİST EĞİTİM Kuzey Irak’ta zor günler yaşayan PKK’nın silahlı kolu Halk Savunma Güçleri (HPG) merkezinden yandaşlarına “ağır” eylem yapma talimatı verildiği belirtiliyor. Bu eylemden kastın başkaldırı anlamına gelen “serhıldan” gösterileri olduğu öne sürülüyor ve eylemlere mutlaka mollaların, çocukların ve kadınların katılması isteniyor. Bu talimatla örgütün 21 Mart’taki nevruz kutlamalarını hedeflediği kaydediliyor. Talimatta şehirlerde araç yakma ve bombalama eylemleri yapılması da isteniyor. Öte yandan, kayıp veren örgütün militan toplamak için taktik değiştirdiği, şehirlerde kısa bir eğitimden geçirilen gençlerin dağa gönderilmesini istediği iddia ediliyor. Örgüt, gençlerin spor salonlarında, boş alanlarda veya evlerde 15 günlük hızlandırılmış silah eğitiminden geçirilmesini istiyor. PKK yandaşlarına bulundukları yerde silahlanmasını da emrediyor. Böylece her sempatizanı “silahlı bir militan” olarak harekete geçmeye hazır hâle getirmeyi amaçlıyor. Terörist Fehman Hüseyin imzalı talimatta topyekûn bir mücadele dönemine girildiği belirtildi. İSRAİL DE İSTİHBARAT SAĞLIYOR MU? Kuzey Irak’a yapılan operasyona en büyük desteği ABD veriyor. Anlık istihbarat yardımında bulunan ABD’nin yanı sıra İsrail’in de sahip olduğu bilgileri Türkiye ile paylaştığı öne sürülüyor. Bu iddialar terör örgütü PKK’nın yazışmalarına da yansıyor. Teröristlerden Dr. Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin ile Murat Karayılan, örgüt hakkındaki bilgileri Türkiye ile paylaştığını ileri sürerek İsrail’i ihanetle suçluyorlar. AKSİYON
<< Önceki Haber Kara operasyonları devam edecek mi? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER