Van’da 31
Ekim 2005’te Erek
Polis Merkezi’nin
bombalanması ve İl Jandarma
Alay Komutanı Kıdemli
Albay Hamit Özdemir’e düzenlenen suikast girişimi ile ilgili açılan soruşturmanın
dava dosyasındaki çelişkiler akılları karıştırıyor. Erek Polis Merkezi’ne atılan bombaya bağlanan 35002604322750 IMEI numaralı
Nokia 3310
marka telefonun olaydan önce Van İl
Jandarma Komutanlığı Özel Harekât Tabur Komutanlığı’nda görevli bir asker ile
Tarsus İlçe
Emniyet Müdürlüğü’nde çalışan bir polis tarafından da kullanıldığı ortaya çıktı.
İki kişi yakalandı ama...
31 Ekim 2005 tarihinde Erek Polis Karakolu’na bomba atılmasının ardından, İl Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Hamit Özdemir’e suikast girişiminde bulunuldu.
Komutanın aracına cep telefonu düzenekli bomba koymaya hazırlanan iki kişi, eylemi gerçekleştiremeden yakalandı. Bombayı koymaya çalışırken yakalandığı öne sürülen ve olayın olduğu tarihte 18 yaşından
küçük olan Mehmet Develi ile Turan
Fırat, iki olayın da sorumlusu olarak tutuklanarak cezaevine gönderildi. Develi ve Fırat’ın yargılanmaları dört yıldır devam ederken dava dosyasındaki çelişkiler ise dikkat çekiyor.
Telefondan parmak izi alınmamış
Mahkeme heyeti, Erek Polis Merkezi’ne atılan bombaya bağlanan telefon düzeneğindeki 35002604322750 IMEI numaralı Nokia 3310 marka telefonun olaydan önce kimlerin kullandığının araştırılmasını istedi.
Avea şirketi
mahkemeye gönderdiği yazıda, telefonun Van İl Jandarma Komutanlığı Özel Harekât Tabur Komutanlığı’nda görevli bir askerin, Tarsus İlçe Emniyet Müdürlüğü Önleyici Hizmetler Büro Amirliği’nde çalışan bir polisin ve
Şanlıurfa,
Diyarbakır ve Isparta’da ikamet eden bazı kişiler tarafından kullanıldığını belirtti.
Ancak bir ayrıntı telefonu kullananlar kadar dikkat çekti. Çünkü telefonun bazı günlerde aynı anda adı geçen beş kişi tarafından da kullanıldığı gözüküyordu. Diğer bir ilginç ayrıntı ise karakola bırakılan bomba üzerindeki telefon düzeneğinden bugüne kadar hiç parmak izi alınmamış olduğunun ortaya çıkmasıydı.
Salih Hasar Jandarma’ya çalışıyormuş
Olayın olduğu tarihte 16 yaşında olan
tutuklu Turan Fırat, savcılığa verdiği ifadesinde, Jandarma’ya çalıştığını söyleyen Salih Hasar adlı kişiyi, İran’da
PKK üyesi olduğunu tahmin ettiği Rahman ve Mahir adlı kişilerle birlikte gördüğünü söyledi.
Salih Hasar’ın
bombalama eylemi için kendisini Mehmet Develi adlı kişiyle tanıştırdığını söyledi. Fırat’ın bu ifadesinin ardından
savcılık Salih Hasar hakkında ilk başta Van Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nden 17
Kasım 2005’te “Gerekli tahkikatın yapılmasını” istedi.
Savcı bir gün sonra “İlgili yazımızın ifasından vazgeçilerek söz konusu yazının bila
infaz iadesi rica olunur” diyerek Salih Hasar hakkında tahkikat yapılmasını engelledi.
Savcılık polis merkezine bomba atma olayında adı geçen Salih Hasar’ın ifadesini,
sanık avukatlarının ısrarı ile aldı. Hasar hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar veren savcılık, sanık olarak tutukladığı çocukların ifadesine rağmen hazırladığı iddianamede de adını geçirmemesi dikkat çekti.
Hem asker hem polis kullanmış
Van 4. Ağır
Ceza Mahkemesi’ne AVEA’dan gönderilen belgede, bombalamada kullanılan telefonun Van’daki Özel Harekât Taburu’nda görevli bir asker ile Tarsus’ta görevli bir polis memurunun kullandığı belirtildi.
TARAF