Doğu ve Güney
doğu Anadolu Bölgesi'nde
Şubat ayından beri aralıklarla olaylar yaşanıyor.. Sokaklara dökülenlerin sayıları kalabalık olmasa da bölgeyi gölgelemeye yetiyor. İddiaya göre bütün bu olan bitenin arkasında
terör örgütü ve onun şehir yapılanması olarak bilinen KCK var. Basına da yansıyan haberlere göre bölgedeki ilk
tahrik olayı
Hakkari Yüksekova'da yaşandı.
İlçede 18 Şubat gecesi
Kürt vatandaşlarımız ve
PKK aleyhine hazırlanmış
Arapça bir
bildiri dağıtıldı. Bildiriyi "
Mezit" adında bir örgütün dağıttığı yayıldı.
İddiaya göre hem de bu örgüt Devlet tarafından destekleniyordu. Ancak işin aslı çok geçmeden anlaşıldı. Olayla ilgili
soruşturma yürüten güvenlik güçleri, failleri kısa sürede yakaladı. Halkı tehdit eden "Mezit"in aslında paravan bir örgüt olduğu ve bildirileri dağıtanın da PKK'lılar olduğu ortaya çıktı.
Yüksekova'daki diğer bir olay 2 Mart'ta yaşandı. İddiaya göre başrolde yine KCK vardı.
Polis, hakkında bazı suçlamalar olan bir şahsı gözaltına alacaktı. Bu sırada bir grup KCK'lı "Kontgerilla yurtseverleri götürüyor" sözleriyle halkı kışkırttı. 1
polis memuru yol ortasında
linç edildi. Ağır yaralandı. KCK yandaşları, önceki gün büyük bir provokasyona daha
imza atmak istedi.
Tunceli'de 7 PKK'lının öldürülmesini
protesto eden bir grup, polisle çatıştı. 5 ayrı yerde
ses bombası patlatıldı. Bu sırada açılan ateşle Mustazaf-Der Başkan Yardımcısı Ubeydullah Durna öldü. Olay yeni bir
Hizbullah-PKK çatışmasının provası gibiydi.
Son oyun ise Kastamonu'da Başbakan'ın konvoyundaki polis aracına yapılan saldırı oldu. Açıkça Kürt-Türk çatışmasının fitilini ateşlemeyi hedefleyen saldırıda 1 polis memuru şehit oldu.
Maksat millliyetçi duyguları tahrik edip, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekti. Ülkenin huzuru kaçtı, anaların canı yandı. Ancak
terör örgütünün kanlı oyunu tutmadı.
Türkiye sandığın önüne geleceği günü sabırla ve sükunetle bekliyor.