Bu hadise burada bitmez; finali görmeden kimse paçaları sıvamasın!
Anayasa Mahkemesi, başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliğini iptal etti ve yürürlüğünü durdurdu.
Mahkemenin açıklamasında “Anayasa'nın 2, 4. ve 148. maddeleri gözetilerek” iptal yönünde karar verildiği vurgulanıyor.
Bu ifadeler, her şeyden önce
Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerini aştığını gösteriyor!
Anayasa'nın 148. maddesi diyor ki:
“Anayasa Mahkemesi
kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve
TBMM İçtüzüğü'nün Anayasa'ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler.”
Anayasa Mahkemesi Raportörü de raporunda
mahkemenin “esasa giremeyeceğinin” altını çizmişti…
Ne var ki, Anayasa Mahkemesi dünkü kararıyla şekil denetimiyle yetinmedi ve “esasa girerek” anayasa değişikliği düzenlemesini reddetti:
Böyle bir “içtihat” Anayasa'ya aykırıdır!
Mahkeme, bir yandan yetkilerini aşarken; diğer taraftan da Anayasa'nın “laik devlet ilkesi ile ilgili” 2. maddesine ve 4. maddedeki “değiştirilemez, değiştirilmesi
teklif dahi edilemez maddeler” hükmüne gönderme yaparak 10. ve 42. maddeler kapsamındaki anayasa değişikliği arasında fevkalade zorlama bir bağ kurdu!
Ezcümle, Anayasa Mahkemesi'nin üniversitelerde
türbana geçit vermeyen kararı hukuka aykırıdır…
Dahası, bu kesinlikle siyasi bir karardır.
* * *
“Mahkemenin türbana hayır” diyen kararı, sözünü ettiğim özellikler açısından 1
Mayıs 2007'deki 367 kararının tıpkıbasımıdır…
Anayasa Mahkemesi, “367 Hurafesi”ni 9-2'lik oylamayla “şart haline getirmiş”ti…
Dikkat buyurunuz, bu siyasi karar Gül'ün Çankaya'ya çıkması sürecini geciktirmiş, ancak engelleyememişti!
Ayrıca, Anayasa Mahkemesi 367 lehindeki kararından sadece iki ay sonra anayasa değişikliği paketi hakkındaki başvuruyu reddederken paketin içindeki 367'nin “aleyhine” bir karar vermişti!
* * *
Dünkü netice hakkında derinlemesine ve daha sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için elbette Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararını görmek gerekiyor.
Yine de mahkemeden yapılan kısa açıklama gerekçe hakkında kabaca bir çerçeve çizmiş bulunuyor.
Türban aleyhindeki karardan yola çıkarak Anayasa Mahkemesi'nin
AK Parti hakkında da
kapatma kararı vereceğini öngörenlerin sayısı dün itibarıyla biraz daha arttı…
Bununla birlikte bir kez daha hiç kimseye “garanti kapatılacak” gibi yorumları
tavsiye etmiyorum!
Anayasa Mahkemesi üyelerinin “Kaybeden Statüko”ya nefes aldırmayı amaçlayan siyasi kararları, 367 örneğinde alasını yaşadığımız üzere
sürpriz değil…
Unutmayınız, bu sürecin bir de finali var!
Bu sütunda daha önce “Eğer Türkiye'nin yeni gidişatını tersine çevirmekte ısrar ederlerse Bir
Millet Uyanıyor adlı
yerli film gösterime girer” demiştim. Bugün bu cümlemi daha da kuvvetli bir vurguyla hatırlatıyorum.
Son türban kararına
imza atanların gücü Türkiye'yi geriye döndürmeye yetmez…
Filmin sonunu bekleyin, ne dediğimi göreceksiniz!
TAMER KORKMAZ/YENİ ŞAFAK