29
Mart yerel
seçimleri için
“Allah Muradınızı versin” sloganını kullanacak olan Karayalçın ‘’Baş
kent için 3 milyar dolarlık 5 ayrı proje paketi hazırladık. Ben Gökçek’in karşımda
aday olmasını istiyorum ’’ dedi. Karayalçın,
CHP’nin uzun yıllar Genel
Merkez olarak kullandığı,
Çankaya Çevre Sokak’ta bulunan binayı seçim için çalışma ofisi olarak kullanmaya başladı. Ofisinin kapılarını GAZETEPORT’a açan Karayalçın, odasına da
Atatürk ve Deniz
Baykal’ın fotoğrafları ile, CHP’nin altı oklu bayrağını astı. Karayalçın,
yerel seçim öncesinde iddialı mesajlar verdi ve şunları söyledi:
ANKARALI OLMAK: Ben 7 yaşından beri
Ankara’da yaşıyorum. Eşimle burada tanıştım,
ailem burada, burada okudum ve oğlum da burada doğdu. Ankara’yı yönettim,
Başbakan yardımcılığı yaptım. Ankaralı olmak ile Ankara’da yaşamak arasında bir önemli bir ayrım var. ‘Haydi hemşeri olalım’ demekle olmaz. Eğer bu kentin insanları yaşamlarını arabalarında,
alışveriş merkezlerinde ya da evlerinde geçiriyorlarsa, sokağa çıktıkları zaman birbirlerini göremiyorlarsa bu kentte bir hemşerileşme sürecinden bahsedilemez. Belediyenin etkinlikleri, düzenlemeleri ve uygulamalarıyla bu süreci kolaylaştırması gerekirken, Ankara’da son yıllarda bunun çok dışında uygulamalar yapıldı.
FİZİKİ ENGELLER ORTADA: Atatürk Bulvarı ve
Kızılay’da insanlar birbirini göremiyorlar. Ankara’nın bütün yolları kent içi otoyola dönüştürülmüş durumda. Ankara’nın hemşerileşmesi için önce fiziki engellerin ortadan kalkması lazım. Bir kaldırımda yürüyenle, öteki kaldırımda yürüyen birbirini göremiyor. Böyle bir şey olur mu?
BÖLÜCÜLÜĞE İZİN VERMEM: Fiziki engellerin dışında insanların artık “Ben şu kökenli, bu kökenliyim” demeden “Ankaralıyım” kimliğini söyleyebileceği bir Ankara kimliği olabilmeli. Sonuçta bu kentte yaşayan insanlar birbirine gülümseyen, birbirine
selam verebilen insanlar haline gelmeli. Maalesef
Türkiye genelinde yapılan kimlik siyasetinin Ankara’ya taşınması gibi girişimler var. Türkiye genelinde insanlar Türk-
Kürt,
Alevi-
Sünni diye ayrımcılığa tabi tutuluyor. Giyinme tercihlerine göre insanlarımız ayrıştırılıyor ben bunların karşısındayım. Bir insanın Aleviliği, Sünniliği, Türk veya başka bir kökenden olması hiç kimseyi ilgilendirmez. Belediyeyi ise hiç ilgilendirmez.
GÖKÇEK VE SALTANAT DÖNEMİ: Gökçek döneminde tepeden inmeci bir anlayış olduğunu, bir saltanat olduğunu söyleyebilirim. Bazı konularda, yargıya karşı
hile bile yapıldığını düşünüyorum. Bir kent belediye başkanının keyfine göre yönetilemez.
NAKLEN YAYIN: Başkan olarak seçilmem halinde, Belediye
Meclis toplantıları naklen yayınlanacak. Ankaralılar, Büyükşehir
Belediye Meclisi’nde hangi konuların konuşulduğunu ve tartışıldığını tıpkı TRT 3’ün
TBMM çalışmalarını naklen yayınladığı gibi
radyo ve TV aracılığıyla izleyecekler. “Hemşeriye Sesleniş” programıyla da Ankaralı hemşerilerime seslenmeyi umut ediyorum.
İŞTE PROJELER: Ankara için 3’ü mühendislik, 2’si sosyal olmak üzere acil olan 5 proje hazırladım. Ankara için
Acil Tedavi Planı adını taşıyan projelerimizi
halka anlatmaya başladık. 15 yılda Ankara insanı fakirleştirildi, ekonomisi geriletildi, trafiği düğümlendi, havası suyu kirletildi. Ankara kimliği kaybettirildi. Ankara’nın önünde vahim sorunlar var. Ben özellikle havanın ve suyun kirletilmesini, halk sağlığının tehdit edilmesini yaşamsal bir sorun olarak görüyorum.
Projelerimi ona göre geliştirdim.
KAZI DEĞİL METRO YAPILACAK: Kızılırmak suyunun arıtılması,
Gerede suyunu Ankara’ya taşıyacak Işıklı Barajı’nın yapılması ve üç güzergahta yıllardır sürdürülen metro kazılarının durdurulması, bunu yerine metro inşaatına ağarlık verilmesi biçiminde öncelikli mühendislik projemiz var. “Hemşerilik Geliri” ve “25 bin kişiye istihdam projesi” de sosyal projelerimizdir. Bunlar iddia ediyorum Türkiye’nin en büyük sosyal projeleridir.
SADAKA EKONOMİSİ BİTECEK: Öngördüğümüz projeler sosyal devletin bir gereği olacaktır. Bir vakfın,
sermaye grubunun ya da belediyenin bir bakanın veya başbakanın lütfu değildir, olmayacaktır. “Hemşehrilik geliri” projesiyle Ankara’da
TÜİK’in saptamış olduğu
yoksulluk çizgisinin altında hiçbir aile bırakılmayacaktır. TÜİK, Ankara’da 90 bin ailenin yoksulluk sınırının altında olduğunu saptamıştır. Bu ailelerimizin geliri yoksulluk sınırının ne kadar altındaysa, o boşluk Belediye hizmetleri ve belediyenin istihdam,
gıda desteğiyle kapatılacaktır.
GÖKÇEK ADAY OLSUN: Ben hiçbir partinin hangi aday göstereceğine karışmam. Kimsenin de önünü kesmek istemem. Ama
Melih Gökçek’in karşımda aday olmasını isterim.
GAZETEPORT