HAŞİM SÖYLEMEZ- AKSİYON
Ergenekon Terör Örgütü
soruşturmasını yürüten
Savcı Zekeriya Öz'ün talebi üzerine,
İstanbul Nöbetçi 10. Ağır
Ceza Mahkemesi, eski MİT mensubu
Kaşif Kozinoğlu,
Yalçın Küçük, gazeteci
Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın da aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında
gözaltı kararı aldı. Şüphelilerin ev ve iş yerlerinde
arama yapılırken, ele geçirilen
belgeler incelemeye alındı. Yalçın Küçük (daha önce de gözaltına alınıp, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı) ve 10 Ocak 2011'de
yurt dışına çıktığı belirlenen
Kaşif Kozinoğlu dışında diğer
şüpheliler aramalar sırasında adreslerinde bulundu. Son gelişmelerin, 14 Şubat'ta yapılan Oda TV
operasyonunda ele geçirilen belgeler çerçevesinde gerçekleştiği belirtiliyor. ‘
Ulusal Medya 2010' isimli belge deliller arasında gösteriliyor. Oda TV operasyonunda tutuklanan şüpheliler, ‘
terör örgütüne üye olmak', ‘devletin güvenliğine ait
gizli belgeleri temin etmek ve yayımlamak', ‘halkı kin ve düşmanlığa
tahrik etmek'le suçlanmıştı.
İfadeler alındıktan sonra zanlıların tutuklanıp tutuklanmayacağına
mahkeme karar verecek. Ancak bu operasyonda
kilit iki isim öne çıkıyor: Biri gazeteci Nedim Şener, diğeri eski MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu. Şener, daha çok ‘devlete ait gizli belgeleri deşifre etmek ve Ergenekon yapılanmasını övmek, bu yapılanmaya
yardım etmek'le suçlanıyor. Ancak Şener'de aranan belgelerin ne olduğu merak konusu. İddiaya göre,
savcılık, bombalı suikastla öldürülen gazeteci Uğur Mumcu'nun yarım kalan ‘
Kürt Dosyası'nın kayıp parçalarını ve bu konuya dair bazı soruların
cevaplarını arıyor. Oda TV mensupları,
Soner Yalçın'da yakalanan irtibat ve belgeleri gizlemek suçlarından gözaltına alındı. Yalçın Küçük'ün evinin yeniden aranmasının ve şüpheli duruma düşmesinin sebebi ise iddia edilen
Ergenekon Terör Örgütü'nü övücü konuşmalar yapması, örgüt mensuplarıyla yeni irtibatlarının ortaya çıkması, devlete ait bazı gizli belgeleri bulundurması. Küçük, zaten Ergenekon'a üye olmaktan yargılanıyor. Fakat son operasyonun en önemli ve
sürpriz ismi eski MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu oldu. İddialara göre, ‘devlete ait gizli belgeler' Kozinoğlu tarafından sızdırılıyordu. Yıllardır pek ortalarda görünmeyen, net bir fotoğrafı dahi olmayan gizemli Kozinoğlu'nun izine savcının Soner Yalçın ve Nedim Şener üzerinden ulaştığı belirtiliyor.
Türkiye, eski MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu adını ilk olarak 6 yıl önce MİT- Mafya-
Yargıtay üçgeninde gelişen bir skandalla duydu. Kozinoğlu, karmaşık ilişkiler ağının tam ortasında duruyordu.
Alaattin Çakıcı'nın
davası için dönemin
Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya ile görüşmeler yapmıştı. İkili arasındaki konuşmalar yasal dinlemeye takılmıştı. Kozinoğlu görüşmeyi inkâr etti; ancak mahkeme, Çakıcı'nın ceza almaması için Yargıtay'daki dosyasını takip ettiği ortaya çıkan Kozinoğlu'nu 5 ay hapse mahkûm etti. Hakkında dava açılan ilk üst düzey MİT görevlisi olan Kozinoğlu'nun yolu Ergenekon'la yeni kesişmiyor. Özel Kuvvetler'in bir kolu olan Muharebe Arama Kurtarma Birliği'nin (MAK) de kuruculuğunu yapan eski MİT mensubu, görevi Ergenekon operasyonunda tutuklanan Levent Göktaş'a bırakmıştı. MİT'te Operasyon Başkanlığı'nın altında
Asya Ülkeleri Daire Başkanı Vekilliği yapan Ergenekon şüphelisinin, ‘yükselebilmek için teşkilata
sahte diploma verdiği' de Çakıcı davası sırasında ortaya çıkmıştı.
İddiaya göre, Oda TV'de yapılan aramada devletin güvenliğini tehlikeye atacak çok gizli belgeler ele geçirildi. Belgelerin bir kısmını Soner Yalçın ve arkadaşlarına Kaşif Kozinoğlu'nun verdiği öne sürülüyor. ‘Koz' isimli dosyada “Kozinoğlu'ndan gelen belgeleri değerlendirelim” deniyordu.
Binbaşı rütbesiyle
emekli olan Kozinoğlu, 1986'da Özel
Harp Dairesi'nde çalışırken
Polis Özel Harekât timlerini eğitmek üzere görevlendirildi. 1987'de ise MİT'in yurt dışında görev yapması için kurduğu birime atandı.
Kozinoğlu'nun MİT süreci Mehmet Eymür'le başlamıştı. Fakat ne olduysa sonraları araları bozuldu ve ayrı düştüler. Bunu 24
Ağustos 1998 tarihinde Eymür'ün eşinden öğreniyoruz.
Gazeteci Fatih Altaylı'nın
Hürriyet gazetesindeki (22 Ağustos 1998) yazısına cevap veren Janset Eymür şöyle bir açıklamada bulunuyor: “
Yavuz Ataç'ı metresi Neyzi isimli kadınla birlikte yurt dışına Alaattin Çakıcı ile birlikte operasyona yollayan Şenkal Atasagun'un kendisidir. Keza Alaattin Çakıcı'yı MİT'e empoze eden de yine kendisidir. Bunları eşleri dâhil bütün MİT camiası biliyor. Bunlar nasıl olsa ortaya çıkmayacak mı? Kırmızı pasaportun kimler tarafından verildiği, Çakıcı'yı kimlerin görevlendirdiği, Birdal (Akın) olayının kilit ismi Mehmet Kulaksızoğlu'nun kimlerin himayesinde olduğu, Yavuz Ataç, Kaşif Kozinoğlu gibi kişilerin MİT'te kimlerden himaye gördüğü nasıl olsa ortaya çıkacak. Onun için suçluluk telaşı içinde eşime ‘değişti' demek, onu bütün olayların içinde gibi göstermek insafsızlıktır.”
Kaşif Kozinoğlu'nu Ergenekon'a yaklaştıran en büyük etkenlerden biri Ergenekon sanığı emekli Yarbay
Korkut Eken'le irtibatı. Eken,
Mehmet Ağar'ın Emniyet Müdürlüğü'ne atanmasının ardından
müşavir oldu. 12
Mart 1995'te
Gazi Mahallesi'nde başlayan olaylar sırasında oluşturulan
Güvenlik Masası'nda ‘Özel Harekât Danışmanı' olarak yer aldı.
Susurluk Komisyonu'na yaptığı açıklamada Abdullah Çatlı'yla bir yemekte tanıştığını, Çatlı'nın 1980 öncesinde kullanılmış olabileceğini ve Tarık Ümit'i tanıdığını söyledi.
Çete iddialarının asılsız olduğunu ileri sürdü. İstanbul DGM'de süren ‘Çete Davası'nda yargılandı. Emniyet'e ‘Hospro' şirketi tarafından hibe edilen ve bir bölümü ortadan kaybolan silahlarla ilgili olarak Eken'le birlikte Mehmet Ağar, İbrahim
Şahin, Şemsettin Can
Polat, Necmettin Ercan, Mustafa Teber, Tekin Hatipoğlu, Nazmi Kara, Ömer Aydoğan, Niyazi Pek hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Mehmet Ağar bu soruşturma sırasında verdiği yazılı ifadede silahları Korkut Eken'e
senet karşılığı teslim ettiğini ileri sürdü. Kaşif Kozinoğlu'nun bütün bu bilgilerden haberi vardı. Çünkü hem Korkut Eken hem de Ergenekon sanığı
İbrahim Şahin, Kozinoğlu ile irtibat hâlindeydi. Kozinoğlu'nun,
Cem Ersever, Eşref
Bitlis olaylarını çok iyi bildiği de belirtiliyor. İddialara göre, Ersever'in kayıp kitabı (basılmayan) “Şam'daki Kemancı”nın bir kopyası da Kozinoğlu'nda. Bu kitapta derin yapılanmaların anlatıldığı gibi
Eşref Bitlis suikastına dair de önemli belgeler bulunuyordu.